| Ne kadar çok ton balıklı sandviç ve nane şekeri almışsın. | Open Subtitles | أنتِ تشترين الكثير من التونة الذائبة و معطّر الفم بنكهة النعناع |
| Gelecek sefer ağız suyu yerine gerçek nane kullanacağım. - Tamam. | Open Subtitles | فى المرة القادمة , سأستخدم النعناع الحقيقى بدلاً من غسول الفم |
| Sınıfımda yedi çeşit nane yetiştirdim. | TED | أين نعناعي؟ أزرع سبعة أنواع من النعناع في فصلي. |
| Yemekler reklamlardaki gibi değil ve yastığımda da nane şekeri yoktu. | Open Subtitles | الطعام ليس كما يظهر في الاعلانات وليس هناك نعناع في مخدتي |
| Neden sana 3 nane Hazinesi ve bir çift Rudolph vermiyorum? | Open Subtitles | لماذا لا أضع تحت أسمك ب3 نعناع و2 من المشمش؟ |
| Gülümsedi, beni destekleyeceğini söyledi, ve bana nane çayı demledi. | Open Subtitles | فهو يبتسم ويخبرني بأنّه يدّعمني، ويعد لي بعض الشاي بالنعناع |
| Annemin işi bittiğinde beni buz gibi ve mayhoş bir limonatayla ödüllendirdi ve sonra ayaklarım serinlesin diye ayakkabılarımı nane dallarıyla astarladı. | TED | عندما انتهى عملها، كافئتني بعصير بارد من الليمون الحلو ثم وضعت في حذائي بعض أوراق النعناع لترتاح قدماي. |
| Martiniyi nane likörüyle yapmak istemem. | Open Subtitles | اكره ان اصنع لنفسي مارتيني بنكهة النعناع |
| "...menekşe, nane ve ıtırlardan bir taç öreceğim. | Open Subtitles | إكليل من البنفسج و النعناع و نبات إبرة الراعي. |
| Peki o nane likörünü içip o tatlı çörekleri yedikten sonra ondan sonra ne oldu? | Open Subtitles | وبعد أن شربتما شراب النعناع المسكر وتناولتما الكعك المحلّى مالذي حدث بعد ذلك؟ |
| Üzüm, çilek, kavun, nane. Hepsi bir arada. | Open Subtitles | العنب و الفراولة و الشمام و النعناع كلها هنا |
| Biraz sarımsak, biraz taze nane. | Open Subtitles | بعض الثوم، بعض النعناع المنعش، وبعض الشواء |
| Bize sadece nane şekeri veriyorlar. | Open Subtitles | أظنّ أنني أحصل على أقراص بطعم النعناع فحسب. |
| Oda servisi, iki rosto daha gönderin ve üzerlerinde nane olan üç yastık da. | Open Subtitles | خدمة الغرف؟ ارسل قطعتان لحم محمر وثلاثة وسائد إضافية مع حلوى النعناع |
| Lanet olsun! nane şekerini önce yememeliydim. | Open Subtitles | تباً ، ما كان عليّ أكل حلوى النعناع أولاً |
| nane şekeri değiller. Onlar doğum kontrol hapı, seni dizgin takmış moron. | Open Subtitles | إنها ليست نعناع إنها حبوب منع الحمل يا أغبياء |
| Sigara izmaritleri, boş kahve bardağı ve yarısı yenmiş nane şekeri. | Open Subtitles | أعقاب سجائر, كوب قهوة فارغ قرص نعناع نصف مستحلب |
| Büyük boy karamelli sıcak çikolata ve bir paket nane şekeri. | Open Subtitles | شوكولاتة ساخنة كبيرة بالكارميل وجرعة نعناع |
| Bu fiyat biçilmez draje, nane şekeri dediğin şey aslında biyokimya dünyasının bir zaferidir. | Open Subtitles | تلك الحلوى الرخيصة؟ التي تشبهها بلا عناية بالنعناع في حقيقتها تعتبر انتصارا في مجال الكيمياء الحيوية |
| nane şekeri ister misin? | Open Subtitles | هل تريدين المزيد من الكاراميل بالنعناع ؟ |
| ve biraz pirinç, ve nane, ve kekler için şeker? | Open Subtitles | وبعضآ من الآرز, والنعناع, وسكر من أجل الكعك؟ |
| İçine biraz nane koyarsan mentollü olur. | Open Subtitles | وضعت بعض النعناع فيها وتحولت إلى المنثول |
| Hey, baba. Sana biraz nane ve saçın için toka getirdim. | Open Subtitles | مرحباً أبي, لقد أحضرت لك بعض النعنع و مشط شعرك الصغير |
| Yeni yıkanmış bir bardak, birkaç nane şekeri ve göz damlası. | Open Subtitles | الكأس الذي تم غسله مؤخراً , منعش نفس الفم قطرة العين |
| Yeşil nane. | Open Subtitles | نعنع |
| Yarayı kapatmak için nane yaprağı merhemi, sarı papatya ve balçık sürüyorum. | Open Subtitles | لقد وضعت بعض الأعشاب الطبيعية والطين لإيقاف النزيف |
| Geceleri çadırına geldiğimde yastığının altına nane şekeri koyduğumu sanıyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون أنني عندما أتسلل لخيمتكِ ليلاً لأضع نعناعاً على وسادتكِ |
| Zencefil çayı ve nane var. | Open Subtitles | هناك شاي زنجبيلِ وa تدليك نعناعِ. |
| Bir kutu minik nane şekeri ve biraz da şekerleme. | Open Subtitles | علبةً من حلوى (ثين مينتس) وبضعة (تابالونغز) |