Hebrew Üniversitesi'nde bizler, 10 sene önce, insanlar için muhtemelen en önemli olan biyomateryale odaklanmaya karar verdik: Kolajen. Neden kolajen? | TED | لذلك نحن في الجامعة العبرية، قررنا منذ 10 أعوام أن نركّز على أهم مادة بيولوجية عند الإنسان، وهي الكولاجين. |
- Yemek yedin. - Andy'nin Yeri'nde yedim, sonra yürüdüm... | Open Subtitles | تناولت عشاء تناولت العشاء عند آندي، ثم تمشيت |
Bazı haberleri var. Bizimle Primrose Tepesi'nde buluşacak. | Open Subtitles | أنه لدينا أخبار جديدة أنه يطلب أن يقابلنا عند تلة البروميز |
Hanımefendi, güzel bir evde yaşıyorsunuz, yerleriniz tertemiz, çeşme suyuna tenezzül bile etmezsiniz ve Sevgililer Günü'nde çiçeğiniz eksik olmaz... | Open Subtitles | سيدتي أنت تقطنين في منزلك الجيد تنظفين الأرضية بزجاجات الماء و الأزهار بمناسبة عيد الفالنتاين |
5-6 dakika kadar. Brooklyn Köprüsü'nde bir engel var. | Open Subtitles | حوالي 5 الى 6 دقائق, هناك عقبة عند جسر بروكلين |
Neyse, karım ve çocuklarım iki saat içinde Telle Köprüsü'nde olacaklar, hiç değilse gidip onları oradan almalı -- | Open Subtitles | على أي حال، زوجتي والأطفال سيكونوا عند جسر تيلي في غضون ساعتين على الأقل سنكون هناك لمقابلتهم في حال إن ـــ ــ |
Lizzie, fikrini değiştirirsen yarın sabah saat 9'da Trevi Çeşmesi'nde buluşalım. | Open Subtitles | ليزى لو غيرتى رأيك سأقابلك غدا الساعة التاسعة صباحا عند نافورة تريفى |
Boston Bankası ClA'dan Çinhindi'nde helikopter kullanılmasını istediğinde... | Open Subtitles | بيل كان على وشك الإفلاس عند بداية طلب بنك بوسطن الاهلى من وكالة المخابرات المركزية |
Malibu'ya gel. Bir saat sonra Balıkçı İskelesi'nde buluşalım. | Open Subtitles | تعال هنا الى ماليبو وقابلني عند رصيف صياد السمك خلال ساعة, اتفقنا |
Tamamdır.Yirmi dakikaya kadar İstiridye Körfezi Eczanesi'nde buluşalım. | Open Subtitles | سأقابلك عند صيدليّة أويستر باى بعد 20 دقيقة |
ABD Nüfus Sayım İdaresi'nde çalışan Howard Salt isimli bir federal memur dün Beyaz Saray'ın ön kapısına kadar gelmiş, güvenlik tarafından durdurulmuş, yanlışlıkla kendi silahıyla vurulmuştu. | Open Subtitles | ملح هاوارد، مستخدم إتحادي العمل على إحصاء السكان الأمريكي حصل على بقدر ما البيت الأبيض الباب الأمامي أمس حيث هو توقّف عند الأمن وضرب عرضيا ببندقيته الخاصة. |
Kuzey Denizi'nde bir uydu sinyal algıladı. 100 kulaç derinde, küçük bir radyasyon ışığı. | Open Subtitles | رصد أحد الأقمار الصناعية إشارة عند بحر الشمال مجرد ومضة إشعاع بسيطة لا تتعدى 100 فاتوم |
Vardiyamdan sonra 4'te Hastane Arşivi'nde olacağım. | Open Subtitles | سأكون في قسم الأرشيف بعد انتهاء دوامي عند الساعه الرابعه |
Norveç Kuzey Kutup Çemberi'nde Svartesien Buzulu var. | Open Subtitles | في النرويج ، عند الدائرة القطبية الشمالية يقع جبل سفارتيسين الجليدي |
Washington Tepeleri'nde ya da yakınlarında Fendi ilanı ve çakıllı yol bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | إذاً تقع لوحة إعلان "فندي" و الطريق الحصوي عند أو قرب مرتفعات واشنطن |
İki çeyrekte, Hedeby Köprüsü'nde çok ağır bir trafik kazası oldu. | Open Subtitles | عند الثانية والربع, كان هنالك حادث مروري خطير في جسر "هيدبي" |
Şimdi de Anneler Günü'nde karıma bunlardan almam gerekecek. | Open Subtitles | الان علي احضار واحدة من هذه لزوجتي بمناسبة عيد الام |
Stevenson Lisesi'nde olanların çok basit bir açıklaması var gibi görünüyor. | Open Subtitles | يبدو لي أن هناك تفسيرا منطقيا لما يجري في مدرسة ستيفنسن |
Bu bana Maternity Hastanesi'nde çalışma yapmak istediğin zamanı hatırlattı. | Open Subtitles | هذا يذكّرني بعندما أردت لدراستك أنْ تُجرى في مستشفى الأمومة، |
Dava çocuk mahkemesine gitmiş ve sonra eleman Eyalet Tımarhanesi'nde 20 yıl geçirmiş. - Orada neden yaptığı yazıyor mu? | Open Subtitles | حُوِلَت القضية الى محكمة الاحداث وانتهى به الامر في مصحة نفسانية لعشرين سنة ـ هل يقال عندك تمة لماذا فعلها؟ |
Silikon Vadisi'nde, çiçeği burnunda bir start-up'taki işimin üçüncü günüydü. 2013 yılının ilk ayları. | TED | كان اليوم الثالث لي في وظيفة في شركة ناشئة في وادي سيليكون في أوائل عام 2013. |
Yetiştirme Merkezi'nde çalışmak için doğmuş biri varsa o da... | Open Subtitles | كلا، لا أظن أن هناك أيّ مِنّا سيعمل بمركز الرعاية |
Bandura 86 yaşında ve hala Stanford Üniversitesi'nde çalışıyor. | TED | يبلغ بندورا 86 من العمر و لا يزال يشتغل بجامعة ستاندفورد |
Üçüncü olarak, USC Hukuk Fakültesi'nde, son derece destekleyici bir iş yerinde çalışıyorum. | TED | و ثالثاً أعمل في مكان عمل داعم في كلية الحقوق في جنوب كالفورنيا |
Çocuklarınızın hiçbir gözetim olmadan Çocuk Bölümü'nde istediği abur cuburu yemesine izin verin. | Open Subtitles | و بالنسبة للصغار فسيحصلون على جميع الوجبات السريعة في منطقة مخصصة لهم |
Örneğin; 2007 ve 2008'in kış aylarında Chambal Nehri'nde çok sayıda Ganj timsahı öldü. | TED | على سبيل المثال ، في شتاء 2007 و 2008، كان هذا الموت المفجع للجاريال في نهر الجابال |
Dün gece Brooklyn Tarih Komitesi'nde olduğunu gösteren bir video var. | Open Subtitles | لدينا تسجيل فديو مراقبة لها في مجمع بروكلين التاريخي ليلة الأمس |
Parson's Üniversitesi'nde tasarım bölümünde okuyordu. | Open Subtitles | فقد حصلت على شهادة في التصميم من جامعة بارسون |
Charles Darwin savaş ya da kaç tepkisini Londra Hayvanat Bahçesi'nde yılanlarla test etmiştir. | TED | اختبر تشارلز داروين ردة الفعل تلك في معرض الأفاعي في حديقة حيوانات لندن. |
Bu, New York Dergisi'nde gördüğüm müthiş bir makale. Diyor ki makalede Amerika'nın her yerinde uyuşturucu kullanıcıları uyuşturucuyu bir şişe Ace çamaşır suyu vererek satın alıyorlar. | TED | وجدت مقالاً في مجلة نيويورك يقول ان متعاطيِّ المخدرات في أمريكا يقومون بشراء المخدرات مع عبوة المنظف تايد |