Ashley, Neden bahsettiğini bile bilmiyorsun... Tanrı aşkına. İndir şu bıçağı. | Open Subtitles | انت لا تعرفين عما تتحدثين فقط بربك انزلي السكين |
Bunun için gönüllü olmayı çok isterdim ama Neden bahsettiğini gerçekten bilmiyoruz. | Open Subtitles | كم أود أن أتطوع لهذا، ولكننا حقًا لا نعرف ما تتحدث عنه |
Mesaj falan yoktu. Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | . ليست هناك أية رسائل لا أعرف عن ماذا تتحدث |
Sokakta insanlarla konuşurken, Neden bahsettiğini biliyorsun. | Open Subtitles | أجل، بحيث عندما تخرج إلى الشارع متحدثاً إلى الناس، تعلم مالذي تتحدث عنه. |
Neden bahsettiğini anlamıyorum, ama anlasaydım bile sana şu anda işlerin çok karışık olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | لا أعرف عم تتحدث. لكن حتى لو عرفت، لقلت لك بأن الأمور متوترةٌ الآن. |
- Neden bahsettiğini anlamadım. - Riley, lütfen, onu koruma... | Open Subtitles | لا أعرف ما الذي تتحدثين عنه رايلي أرجوكِ ترضيني |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Çünkü ben oklarımı hiçbir şeye batırmam. | Open Subtitles | .لا أعلم عمّا تتحدث .لأنني لم أضع أيّ شيء لسهامي |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Sahi mi? | Open Subtitles | لقد بحثتُ في مكتبه، لمْ يكن هناك شيء، ليس لدي أيّ فكرة عمّا تتحدّث عنه. |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Onu aylardır görmedim. | Open Subtitles | أنا لا أعلم عن ماذا تتحدثين أنا لم أراها من شهور |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | ليس لدي أدنى فكرة عن المختبر الذي تتحدث عنه |
- Neden bahsettiğini bilmiyorum. Delirmişsin sen. | Open Subtitles | يا رجل , أنا لا أعرف عما تتحدث عنه , أنت مختل |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Bilseydim bile, sana söylemezdim. | Open Subtitles | لا أعرف عما تتحدثين وحتى لو كنت أعرف فلن أخبرك |
Neden bahsettiğini bilmeyecek kadar çok çekmiş olmalısın. | Open Subtitles | لابد أنك تعبت لدرجة أنك لا تعلمين عما تتحدثين |
Sana güveniyorum ama Neden bahsettiğini anlamak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أُق بك أنا فقط أريد أن أرى ما تتحدث عنه |
Neden bahsettiğini bilmiyormuş gibi yaparak vakit öldürmemi istemezsin sanırım. | Open Subtitles | أحزر أنك لا تريد مني مضيعة الوقت بالتظاهر أنني لا أعرف ما تتحدث عنه |
Saçmalıyorsun. Neden bahsettiğini bilmiyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تعرف شيئاً, لا تعرف عن ماذا تتحدث |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Ama ses tonun hiç hoşuma gitmedi. | Open Subtitles | أنا لا أعرف عن ماذا تتحدث ولكن بالتأكيد لا تعجبني طريقة حديثك |
Neden bahsettiğini bilmiyorum, o şeyi suratımdan çek! | Open Subtitles | انا لا اعرف مالذي تتحدث عنه ابعد هذ ا الشيء عن وجهي |
Konuşmaya devam et. Neden bahsettiğini anladığımda konuşurum. | Open Subtitles | استمر بالتحدث سأنضم إليك عندما أفهم عم تتحدث |
Aptal olduğunu ve Neden bahsettiğini bilmediğini kabul et. | Open Subtitles | اعترفي انك غبية ولا تعرفين ما الذي تتحدثين عنه. |
Neden bahsettiğini bilmiyorum, dostum. Bu sen ve müşterin arasında. | Open Subtitles | أجهل عمّا تتحدث هذا شأن بينك وبين عميلتك |
Neden bahsettiğini bile bilmiyorum. - Kimde olduğunu bile bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلمّ حتى عمّا تتحدّث ، و لا أعلم من يحوزه. |
Neden bahsettiğini anlamıyorum. O, ben değildim. | Open Subtitles | انا لا اعرف عن ماذا تتحدثين انه لم يكن انا |
Neden bahsettiğini bilmiyorum. Sen şifacısın. Öyle olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | لا اعرف ما الذي تتحدث عنه انت شافية وتعرفين انك كذلك |
Üzgünüm. Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | آسفة لا فكرة لدي عما تتحدث عنه بإمكانك الذهاب الآن |
Şey, çoğu insan Neden bahsettiğini bilmez. | Open Subtitles | حسناً .. غالبية الناس لا تعرف عن ماذا تتكلم |
Neden bahsettiğini anlamıyorum ama polis gücünün yarısı dışarıda seni arıyor. | Open Subtitles | لا أدري عما تتكلم. لكن نصف القوات هناك تبحث عنك. |
Neden bahsettiğini bilmiyorum çünkü liseden eski bir kız arkadaşım yok. | Open Subtitles | لا أعرف عم تتحدثين لأن ليس لدي أي رفيقات سابقات يذهبن لهذه الجامعة |
Neden bahsettiğini bilmiyorsun demiyorum, ama Neden bahsettiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لست أقول أنك لا تعلم عماذا تتحدث و لكنني لا أعلم عماذا تتحدث |