Halkımızın nereden geldiğini neden artık bu köleliği sürdürmememiz gerektiğini anlattı. | Open Subtitles | عن مِنْ أين أتى شعبنا ولماذا لَمْ نَعُدْ نَستطيعُ العَيْش كعبيد |
Bu olaylar üzerinde çalışmaya başladığımda, bu garip anıların nereden geldiğini merak ediyordum. | TED | وعندما بدأت أبحث في هذه الحالات، وأتساءل، من أين تأتي هذه الذكريات الغريبة؟ |
nereden geldiğini, neden var olduğunu bilmeden... yeni bir hayat başlar. | Open Subtitles | لذا فتبتدي الحياة,بدون أن نعرف من أين أتت أو لماذا تواجدت. |
Fakat Loki, bu atın tam olarak nereden geldiğini söylemek istemiyordu. | TED | لكن من أين جاء بالتحديد، هو شيءٌ فضّل لوكي عدم مناقشته. |
Ne zaman iş seyahatine çıkacak olsam, içme suyumun nereden geldiğini bulmaya çalışırım, dışkımla idrarımın nereye gittiğini de. | TED | عندما يحصلُ وأسافرُ من أجل العمل، أحاولُ معرفة من أين يأتي ماء الشرب الخاص بي، وأين يذهبُ برازي وبولي. |
Kaptan, eminim bu av tüfeğinin nereden geldiğini merak ediyorsun. | Open Subtitles | أكيد تتعجب أيها الربان من أين أتيت ببندقية الصيد هذه |
Yüksek oranda nitrogliserin belirledik. - nereden geldiğini söyler misin? | Open Subtitles | لقد وجدنا به النيتروجلسرين هل بإمكانك أن تخبرنا مصدره ؟ |
nereden geldiğini, nereli olduğunu bulabilirsem bulaşıcı hastalığı nereden kaptığını öğrenme şansım olur. | Open Subtitles | إن استطعت أن أعرف من أين أتى وأين كان، فقد أتأكّد ممّا أصابه. |
O çocuğa hayatımı borçluyum fakat kim olduğunu yahut nereden geldiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | أدين لهذا الولد بحياتي ولا أدري من كان أو من أين أتى. |
O zamanlar bu utancın ve suçluluğun nereden geldiğini sorgulamadım. | TED | حينها لم أتساءل من أين أتى شعور العار والذنب |
Ama bir bilim insanı fazladan materyalin nereden geldiğini sormalı. | TED | ولكن يجب أن نسأل العلماء من أين تأتي المواد الإضافية. |
Ve elbette, bu tahminlerin nereden geldiğini onlara söyledin, değil mi? | Open Subtitles | و بالطبع , قلت لهم من أين أتت هذه التنبؤات ؟ |
Bugün eşyalarımızın nereden geldiğini çok iyi biliyoruz. | TED | في يومنا هذا ، نحن نعرف كل شيء حول من أين أتت الأشياء التي نستعملها. |
nereden geldiğini bilmiyorum, ama ağzı iyi laf yapıyordu. | Open Subtitles | أنا لا أعلم من أين جاء لكنه كان لطيفاً مع الأولاد في عمله |
Şu andan sonra görevin bu kumun nereden geldiğini bulmaya yardım etmek. | Open Subtitles | ومن الآن فصاعدا، فإن واجبك سيكون معرفة من أين يأتي بهذه الرمال. |
Kubbe'nin belirdiği gün geliyorsun. Kimse nereden geldiğini bilmiyor ve bir şey söylemiyorsun. | Open Subtitles | لقد ظهرت باليوم الذي ظهرت فيه القبة، ولا أحد يعلم من أين أتيت |
nereden geldiğini bildiğim bu parayı kabul edemem. | Open Subtitles | ولكني لا أستطيع قبول هذا لأني أعرف مصدره. |
Bu sabah karının çek hesabına 3.000$ yatırdın Bu paranın nereden geldiğini bilmek istiyorum. | Open Subtitles | وضعت 3 آلاف دولار بحساب زوجتك الجاري هذا الصباح أريد أن أعرف مصدرها |
Bu yüzden yaşam oluşturmaya başlamadan önce, nereden geldiğini iyice düşünmemiz gerekiyor. | TED | لذا فقبل أن نبدأ بالفعل فى صناعة الحياة، علينا أن نفكر بجدية من أين جاءت. |
Ve geçmişe, çok eskilere bakabilirsiniz, fakat günümüzdeki öğretimin haline bakacak olursanız nereden geldiğini anlamak hiç de zor değil. | TED | و يمكننا الذهاب بعيداً عبر التاريخ و لكن اذا نظرنا الى المدرسة في يومنا هذا من السهل ان نعرف من اين اتت الفكرة. |
nereden geldiğini veya nereye gittiğini bilmiyoruz ama bir çaya ne dersin? | Open Subtitles | حسناً ، إننا لا نعرف من أين جئت أو إلى أين تذهب ، لكن هل تود فى احتساء فنجان من الشاى ؟ |
Bayanlar, baylar... nereden geldiğini sandığını biliyor musunuz? | Open Subtitles | سيادتى سادتى هل تدركون انه يعتقد من اين اتى |
Seyehat acentesi olmalı. Uçağın nereden geldiğini ya da yolcu adı vermedi. | Open Subtitles | أفترض أنّها وكالة رحلات، لم تذكر مكان قدوم الرحلة أو هوية المسافر. |
Bana kim olduğunu ve nereden geldiğini söyleyene kadar burada kalacaksın. | Open Subtitles | سوف تبقى هنا حتى تخبرني من انت و من اين اتيت ، هل تفهم هذا ؟ |