Türümüzün son nesli olarak biz gönderilmemişsek diye merak ettiriyor. | Open Subtitles | فهذا يجعلك تتساءل إن ما كنا لسنا بأخر جيل لنوعنا |
Tehdit oluşturduğu için onu bulmak için koca bir nesli katletmiş. | Open Subtitles | تهدد خطراً على قواه, قام بقتل جيل كامل لمحاولة العثور عليه |
Y nesli tamamıyla çevrimiçi teknolojilerle uyumlu. | TED | الجيل الحالي مرتاح جدا لتقنية الانترنت. |
Ve son buzul çağının sonlarına doğru, Kuzey Amerikalı develerin nesli tükendi. | TED | ثم قبل نهاية العصر الجليدي الأخير، انقرضت الجمال في أمريكا الشمالية. |
Aslında burada, hücre ölçeğindeki bir sürü nesli oynuyoruz. | TED | الآن نحن نلعب من خلال عدة أجيال في النطاق الخلوي. |
Dünya üzerinde nesli tükenmekte olan neredeyse tüm canlılar, burada satılık. | Open Subtitles | ومن كل شيء تقريبا المهددة بالانقراض في العالم هو للبيع هناك. |
Çita Jenerasyonu, yozlaşma konusunda saçmalıklara... ...tahammül göstermeyen yeni bir Afrikalı nesli. | TED | إن جيل الفهد هي سلالة جديدة من الأفارقة الذين لا تحتمل أي سلوك أحمق يتعلق بالفساد. |
Parayı düşün. Gelecek nesli umursadığımız için buradaymışız gibi davranabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا جميعا أن نتظاهر وكأننا هنا لأننا نهتم جيل المستقبل |
Ama bazen düşünüyorum da, bugünün genç nesli ne yapıyor? | TED | ولكن بعد ذلك في بعض الأحيان أفكر، ماذا يدور في ذهن جيل اليوم من الشباب ؟ |
Yalnızlıktan ölen yeni bir girişimci nesli var. | TED | يوجد جيل جديد من روّاد الأعمال الذين يستميتون للتفرد. |
Size bir soru sormak istiyorum: Eğer eğitim umut nesli oluşturmakla alakalı ise neden sınıfım yüz yirmi öğrenci ile hınca hınç dolu? | TED | وأود أن أطرح عليكم سؤالاً: إن كان التعليم يتعلق ببناء جيل الأمل، لماذا غرفة صفي مكتظة ب 120 طالب؟ |
Önümüzdeki yıllarda çok daha fazla heyecanlı ve anlamlı interaktif deneyimler olacağına eminim, yeni bir yetenek nesli tarafından yaratılacaklar. | TED | أنا على يقين أنه في السنوات القادمة، سنرى مزيدًا من التجارب التفاعلية الهادفة، صنعها جيل جديد من المُبدعين. |
Şimdi, bunların hepsi kulağa çok iyi geliyor ama acaba bu dördüncü nesli nerede bulacağız? | TED | كل هذا يبدو رائعا، من أين سنحصل على هذا الجيل الرابع؟ |
Bunlar bir şekilde çocuklarımızın nesli tarafından çözümlenecek olan sorular, 10 milyarlık bir dünyaya gelecek olan nesil. | TED | هذه هي الجدالات التي ستُحل بطريقة أو بأخرى بواسطة الأجيال القادمة، الجيل الذي سيعاصر عالم الـ10 مليارات. |
Onun nesli ve belki de onu takip eden neslin bu yüzüğün önceki iki sahibinin yaşamlarıyla ilgili ne düşünecek merak ediyorum. | TED | وأتساءل ماذا جيله وربما الجيل الذي سيليه سيقوما بصنعه للاستمرار على خطى جيلين قبلهما. |
nesli muhtemelen tükenmiş, çünkü onun yaşadığı bilinen tek mağara sistemi, yakına kurulan bir baraj yüzünden yıkılmış. | TED | ربما انقرضت لأنها من نظام الكهف الوحيد المعروف والذي تم تدميره عندما تم بناء سد بالقرب منه. |
Bu demek oluyor ki, 28 yılın sonunda, büyükanneler ve büyükbabalar da dâhil üç nesli inceliyor durumdayız. | TED | ويعني ذلك أنه بعد 28 سنة سنقوم بتتبع ثلاثة أجيال من الدلافين متضمّنة الأجداد والجدات |
Anlayacağınız nesli tükenmekte olan canlıların ticareti için Hong Kong'taki Walmart. | Open Subtitles | في الأساس، ووول مارت للتجارة المهددة بالانقراض الأنواع في هونغ كونغ. |
Bolca kullandığınız o toksik karışım yepyeni bir süper bakteri nesli yaratıyor. | Open Subtitles | هذا السم الذي تدهنينه سوف يخلق سلالة جديدة من الجراثيم سيدي , ارجو منك الهدوء |
Türün nesli 150 yıl önce tükenmişti Babam onları geri getirene kadar. | Open Subtitles | لقد كانت الفصيلة على وشك الإنقراض منذ قرن ونصف, حتى أعادهم أبي. |
Şanlı Ölünün nesli'ndeki en genç tarih tutkunları olarak sizi sayabiliriz. | Open Subtitles | أقدر بأنك أصغر شخص (حضينا به هنا في (سلاله الموتى الأمجاد |
Bu insanlar... ...onlara yardım etmeseydiniz, bütün bir nesli öldürecektiniz. | TED | لذا فهؤلاء الناس، أنتم تقتلون جيلاً كاملاً اذا فقط قدمتم لهم مساعدات. |
Ne yaparsak yapalım hiçbir zaman hayatta kalmamızı istemeyeceklerdir. İnsanlığın her nesli gerçeğin bu olduğunu kanıtladı. | Open Subtitles | مهما فعلنا، سيظلّون إلى الأبد ضدّ نجاتنا و كلّ جيلٍ من البشر أثبتَ هذه الحقيقة |
Yani ,özetlersek, şimdiki insanların ve nesli tükenmiş olanların genomlarını çalışmaktan ne öğrendik? | TED | ولكي الخص كل هذا اعتقد انه ما يمكن تعلمه من دراسة الجينوم للبشر اليوم وللفصائل المنقرضة |
Biz nesli tükenecek olan altıncı nesiliz, çünkü biz sürdürülebilir şekilde bir arada var olabilmemiz için milyonlarca türe güvenli bir dünya bırakamadık. | TED | نحن الانقراض السادس لأننا لم نترك مكانًا آمنًا لملايين الأجناس للتعايش على نحو مستدام. |
nesli tükenmekte olan canlı türleri hakkında ilk kez bilgi edindiğimde hayvanların her gün dünya üzerinden sonsuza dek silindiklerini öğrenmiş olmaktan büyük bir üzüntü duydum. | TED | ومنذ علمي بوجود أنواع معرضة للخطر أصابني الاكتئاب الشديد.. بسبب الحيوانات التي يتم التخلص منها يوميًا |
Asya'da yaşayan bir tür, 150 yıl önce nesli tükenmişti. | Open Subtitles | ذلك كلب آسيوي. إفترض إلى كان منقرض لل150 سنة الماضية. |