Biliyor musun, O şeyle gerçekten ne yaptığını bildiğini sanıyor. | Open Subtitles | هو في الواقع يعتقد انه يعلم مالذي يفعله بهذا الشيء |
Benim haklı olduğumu bilmeseydin, O şeyle bana vururdun, gerçek bu. | Open Subtitles | الحقيقةُ أنك لضربتني بهذا الشيء لو لم تظني أنني على حق |
Haline bak. O şeyle etrafında bile dönemiyorsun. | Open Subtitles | انظر إلى نفسك، لا يمكنك الإستدارة بهذا الشيء |
O şeyle beni vurabileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل حقا ً تعتقدين انكي تستطيعين قتلي بذلك الشيء ؟ |
Gerçekten O şeyle kıçıma vurmayacaksın değil mi? | Open Subtitles | أنت لن تضربني حقا بذلك الشيء , أليس كذلك ؟ |
Onu sizden uzaklaştıracağım. Beni kovalamasını sağlayacağım. Buffy, O şeyle tek başına dövüşemezsin. | Open Subtitles | قدهم بعيداً , اجعلوه يطاردني لا يمكنك التعامل مع ذلك الشيء بنفسك |
O şeyle Becca'yı üniversiteye gönderebilirsin. | Open Subtitles | أنك تستطيع إرسال بيكا للجامعه بهذا الشئ اللعين |
- O şeyle beni bıçaklaman gerekiyor. | Open Subtitles | يجب عليك ان تتطعني بذاك الشيء. |
- O şeyle dikkatli ol Mike. - Biliyorum. | Open Subtitles | -حاذر مع تلك الأشياء يا (مايك ). |
Sana O şeyle oynamamanı söylemiştim Değil mi? | Open Subtitles | لقد أخبرتكِ ألا تعبثين بهذا الشيء, أليس كذلك ؟ |
Sürekli O şeyle uğraşıyorsun. Her şey yolunda mı? | Open Subtitles | أنت مشغولة بهذا الشيء طوال الوقت هل كل شيء بخير؟ |
Sen O şeyle ortalıkta dolaşırken uyuyamıyorum. | Open Subtitles | وأنا لا أستطيع النوم بسبب نقرك بهذا الشيء في الأنحاء |
O şeyle oynamaya devam edersen taşaklarını uçuracaksın, adamım. | Open Subtitles | إذا لعبت بهذا الشيء كثيراً، ستتسبب بتفجير خصياتك يا صاح. |
Bütün bir yeri O şeyle kapatamazsın. | Open Subtitles | . لا يمكنك أن تحتل مكاناً كبيراً بهذا الشيء |
Kızı bulacağız, sen de O şeyle bana martini yapacaksın. | Open Subtitles | إذا وجدناها، ستصنع لي شراب المارتيني بهذا الشيء. |
O şeyle kimseyi öldürmediğini söyle. | Open Subtitles | قل لي أنك لم تقتل أحداً بهذا الشيء |
O şeyle bana dokunmana izin verdiğime minnettar olacağımı sanıyorsun. | Open Subtitles | تعتقد أنك ستكون ممتناً لو تركت تلمسني بذلك الشيء |
O şeyle beynini düzeltin. | Open Subtitles | يوجد شيء بوسعنا فعله أنعش ذاكرته بذلك الشيء |
O şeyle ne yapardım bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم ما كنتُ سأفعل بذلك الشيء |
Ama O şeyle savaşmak seni bitiriyor. | Open Subtitles | لكن المعركه مع ذلك الشيء تقضي على أي شخص |
O şeyle sadece konuştuğuna inanmak zor. | Open Subtitles | يصعب على ان أصدق انك تحدثت مع ذلك الشيء |
Elimizde O şeyle yürüyüp gidecek miyiz? | Open Subtitles | ماذا سنفعل؟ نخرج بهذا الشئ إلى العلن؟ |
O şeyle düşüp kalkmaktan kurtar beni. | Open Subtitles | ارحميني من أن أضطر للاقتران بذاك الشيء |
O şeyle dikkatli ol Mike. | Open Subtitles | حاذر مع تلك الأشياء يا (مايك). أعلم، لكن... |
Hayır, beni O şeyle bir odaya saplamıyorsun. | Open Subtitles | لا انت لن تقيدني في هذه الغرفه مع هذا الشيئ |
Saçları siyah, gözleri kahverengi ve O şeyle birlikte dolaşıyordu. | Open Subtitles | شعرها أسود وعيونها بنية وتتسكع مع ذلك الشئ |