ofisleri dolaşıyor, çalışanlara gözünü dikip bakıyor, masaları kontrol ediyor. | Open Subtitles | إنه يتجول بين المكاتب محدقا بجميع الموظفين ويفتش مكاتب الناس |
Tüm devlet daireleri kapandı döl beyinli yani tüm pasaport ofisleri de kapandı. | Open Subtitles | حَسناً , للأدمغةِ، إنّ الحكومةَ في إضراب لذا كُلّ مكاتب جواز السفر مُغلقة. |
Blofeld denen adamla İsviçre Bern'de ofisleri olan şu avukat arasında bir bağlantı olabilir. | Open Subtitles | هناك قد يكون صلة بين ذلك الرجل بلوفيلد والمحامي الذي لدية مكاتب في بيرن سويسرا |
Ve ayrıca ofisleri de ılıman bir çayır olarak düşünmeyi severim. | TED | و أيضاً اعتقد ان المكاتب قد تكون مثل الأراضي العشبية المعتدلة. |
Bütün o matrisleri, teşvikleri, komiteleri, ara ofisleri ve arayüzleri unuttum. | TED | لقد نسيت كل من المصفوفات، الحوافز، اللجان، المكاتب الوسطى و الواجهات. |
Eğer bu insanların kendi ofisleri üzerinden yürümek, göreceksin olduklarını ne düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذا خرج هؤلاء الأشخاص من مكاتبهم ماذا تعتقدين أنهم سوف يرون ؟ |
Komünist parti ofisleri tahrip edildi Kızıl bayrak yakıldı, gizli polisler asıldı. | Open Subtitles | حُطّمت مكاتب الحزب الشيوعي حُرق العلم الأحمر وشُنق أفراد البوليس السري |
Kumarhane ofisleri, kasa odaları, yemek ve temizlik birimleri ve paraların konduğu kasalar, polis gücü, özel korumalar her tür gerekli önlem alınmış gibi. | Open Subtitles | مكاتب الكازينو و غرف الخزانات أماكن الطبخ و التنظيف و مكاتب عد النقود الهامة القوية و السريه و المؤمنه جدا |
Önce fabrika, sonra konut. Şimdi de şirket ofisleri. | Open Subtitles | أولا المصنع ثم المنازل والآن مكاتب الهيئة |
Orası araştırmacıların ofisleri, görüşme odaları ve benzeri yerleri bulunduruyor. | Open Subtitles | تلك تتضمن مكاتب الباحثين، غرف الإجتماعات وما شابه ذلك |
Pekala bazilikanın yanında, idare ofisleri var. | Open Subtitles | حسناً بجانب كنيسة المهد , هناك مكاتب الإدارة |
Büyük bir evi, lüks arabaları, pahalı ofisleri vardı. | Open Subtitles | لديها منزل جميل سيارات فارهة مكاتب مكلفة |
Batı sahili, doğu sahili ofisleri elde edildi. | Open Subtitles | تم شراء مكاتب في الساحل الغربي والساحل الشرقي |
Yerel polis ve Büro'nun saha ofisleri her gelişmeden bizi haberdar ediyorlar. | Open Subtitles | و هذا كل شيء لغاية الان الشرطة المحلية و المكاتب الفيدرالية المحلية |
Ve bu şirketler, ofisleri yaparlar. | TED | وبالتالي فإن هذه الشركات , تبني المكاتب. |
El ilanları hazırladılar, ofisleri aradılar, | TED | حيث كان عليهم انتاج لوحات الترويج .. وتهيئة المكاتب |
Baba, idari ofisleri, reklam ofislerini, yemekhaneyi gördün. | Open Subtitles | حسناً أبي، رأيت المكاتب التنفيذية ومكاتب الإعلان، وغرفة الطعام |
FBI ve Ulusal güvenlik havaalanını dolaşacak mülakat işleminiz başlamadan önce 2 saatliğine bu ofisleri gözleyecekler. | Open Subtitles | مكتب التحقيقات الفدرالي والأمن الداخلي سيتجوّلون في المطار أقضّ ساعتين فى مراقبة هذه المكاتب قبل أن تبدأ مقابلتك |
ofisleri aramak için izin çıkartın ve o harflerin ne anlama geldiğini bulun. | Open Subtitles | أحصل لي على مذكرة لتفتبش مكاتبهم وحاول أن تعرف ماذا كان يقصد بهذه الرسائل |
ofisleri için arama emri çıkartmak üzere Crate ve Barrel'ı görevlendireceğim. | Open Subtitles | سأرسل قفص وبرميل للحصول على مذكرة تفتيش للمكاتب |
Emrinde çalıştığımız kişilerin ülke içinde ofisleri ve posta dağıtım sistemi vardı | Open Subtitles | الناس الذين كنا نعمل لأجلهم لديهم ميل داخلي ومكاتب في كل أمريكا |
Ve New York ofisleri, belli ki, | Open Subtitles | ومكتبهم بنيويوك على ما يبدو |
Yoga merkezinin üstünde ofisleri varmış ve Maddie'yle Corina'nın ev sahibiymiş. | Open Subtitles | مكاتبه هي الطابق العلوي فوق استوديو اليوغا. أوه، وانه مادي والمالك Corrina ل. |
Tüm sınıfları, ofisleri, koridorları, tuvaletleri aradım ve bunun için tehlike ödeneğini hak ettim. | Open Subtitles | لقد تفقدت كل فصلٍ دراسي و كل مكتب و كل ممر و كل دورة مياة و أنا أستحق مبلغًا ماليًا كبيرًا على ذلك |