Bahisçilerin doğu yakası kadar uzaklardan bile gelmekte olduklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أن الرهانات تأتي بعيدا من مناطق الساحل الشرقي الأن |
Kirli polislerin kodeste çok popüler olduklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أن أفراد الشرطة الفاسدون يقضون وقتا أقسى وأطول في السجن |
Bir yerlerde hapiste olduklarını duydum ama infaz edilmeleri an meselesidir. | Open Subtitles | سمعت أنهم يحتجزونهم في مكان ما لكنها مسألة وقت قبل أن يعدموهم |
Gayet iyi olduklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنهم بحالة طيبة إنهم بخير حال |
Ve aynen tavuk lezzetinde olduklarını duydum. | Open Subtitles | وأنا سمعت بأن مذاقهم مثل الدجاج |
Aslında hiç otobüs kullanmadım ama çok iyi olduklarını duydum. | Open Subtitles | فى الواقع لم أكن أبداً فى سياره من هذه السيارات لكنى سمعت انها جميله جداً |
Veli toplantılarının çok sıkıcı olduklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أن إجتماعات الأباء و المعلمين مملّة جداً |
Ayrıca İngiliz kadınlarının aynı şampanya gibi olduklarını duydum. | Open Subtitles | كما أني سمعت أن الإنجليزيات مثل زجاجة الشمبانيا |
İki Amerikalı kadının eğlenmek için burada olduklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أن هناك فتاتان أمريكيتان في البلدة تبحثن عن قضاء أوقات لطيفة. |
- Onların yamyam olduklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنهم كانوا من أكلة لحوم البشر |
Ben de onların adiler olduklarını duydum, lordum. | Open Subtitles | و سمعت أنهم همج يا سيدي |
Bayağı zeki olduklarını duydum. | Open Subtitles | سمعت أنهم أذكياء جداً |
Ve aynen tavuk lezzetinde olduklarını duydum. | Open Subtitles | وأنا سمعت بأن مذاقهم مثل الدجاج |
Daha eğlenceli olduklarını duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن لديهم مرحاً أكثر |
Kendilerine yetim çetesi diyen bir grup olduklarını duydum | Open Subtitles | سمعت انها مجموعة، تدعى عصابة اليتيم |