Ve o an kafama dank etti artık 165 cm olmak zorunda değildim. | TED | حينها أدركت أنني لم يعد عليَّ أن أكون بطول 5.5 أقدام بعد الآن |
Çünkü bu genç kızımıza öğüt ve yönlendirme yoluyla yardımcı olmak istemiyorum. | TED | لأنني لن أكون مرتاحة بمساعدة تلك الطفلة باستشارة أو إحالة لمختص فحسب. |
Üçüncüsü: Keşke kendime daha mutlu olmak için fırsat tanısaydım. | TED | الثالث: أتمنى لو أنني سمحت لنفسي أن أكون أكثر سعادة. |
Fakat olduğum yerden olmak istediğim yere gitmek için, bir şeye ihtiyacım vardı. | TED | ولكن للذهاب من حيث كنت الى حيث اردت ان اكون كنت احتاج شيئا |
50 yaşında olmak kötü değil, 25 yaşında gibi davranmıyorsan. | Open Subtitles | .لاشيءمأساويفيأن تكوني فيالـ50. إلا إذا حاولتي أن تكوني في الـ25 |
Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız. | TED | و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر |
Böyle pratik bir soruya cevap olarak, cesur olmak zorundayız. | TED | لذا كرد على سؤال ذرائعي كهذا، يجب أن نكون جريئين. |
Eğer mahalli eğitimde gelecek vadeden bir öğretmen olmak istiyorsanız, o üniversitenin sınırlamalarından sıyrılıp şehrin ara sokaklarına karışmak zorundasınız. | TED | إن كنت تريد أن تصبح مدرسا طموحا في التعليم الحضري، فعليك أن تخرج من حدود تلك الجامعة وتذهب للأحياء الشعبية. |
Ancak gerçek olan şu ki, ben bir trafik polisi olmak istemiyorum. | TED | لكن الشيئ هو , أنا لا أريد أن أكون مثل شرطي المرور |
Yani bu geçmişte beni devlet aktörü olmak istemeye itecek hiçbir şey yoktu. | TED | لذلك لم يكن هناك حافزٌ من الماضي يجعلني أختار أن أكون ممثلاً حكومياً. |
Bu yüzden, o dünyanın bir parçası olmak istemediğime karar verdim. | TED | فقررت أنني لم أكن أريد أن أكون جزءا من ذلك العالم. |
Karın olmak istiyorum. Seni sevmek ve seni mutlu etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون زوجتك أريد أن أحبك و أجعلك رجلا سعيدا |
Ben sadece... Sana evlenme teklif etmeye layık biri olmak istiyorum. | Open Subtitles | أنا أريد أن أكون ذو قيمة حتى أطلب منك أن تتزوجينى |
Ben ciddi olmak istemiyorum. Hele senin ciddi olmanı hiç istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون جاداً وخصوصاً لا أريدكِ أن تكونى كذلك |
Artık eskiden olduğum kişi olmak istemediğim için sana eşlik edeceğim. | Open Subtitles | وكما آمل أن اكون رجلا ً آخرا ً عما كنت عليه |
O insanlar gibi olmak istiyorum ama bunu yalnız başaramam. | Open Subtitles | اريد ان اكون مثل هؤلاء الناس لكني لااستطيع هذا لوحدي |
Seninle bile konuşuyorum. Bunun için yanımda olmak ister misin? | Open Subtitles | وأنا أتحدث معكِ أتريدين أن تكوني معي من أجل هذا؟ |
Bunu yapmak için tamamen deli olmak gerekiyordu ve şansımıza, öylelerdi. | TED | يجب أن تكون أحمقا لتقوم بأمر كهذا ولحسن الحظ، كانوا كذلك. |
Hikâyelerimizde kurban olmak yerine hikâyelerimizin kahramanı olabiliriz, zihnimizde yaşattığımız sayfalarda nelerin yazdığını biz seçiyoruz ve bunlar bizim gerçekliğimizi şekillendiriyor. | TED | يجب أن نكون البطل في قصصنا لا الضحيّة، يجب أن نختار ما يجري في الصفحة التي تعيش في عقولنا ونحدّد حقائقنا. |
Senin kaderin mutlu ve özgür olmak hepsinden de önemlisi, sevilmek. | Open Subtitles | قدرك ان تصبح سعيد و حر و تحب قبل كل شيء. |
Bu, benim neden bir gazeteci olmak istediğimin en büyük sebebi. | TED | وهذا جزء كبير من السبب الذي جعلني قررت أن أصبح صحفية |
Tanımları falan okuduk ama orada olmak nasıl bir şey? | Open Subtitles | اقصد ، لقد استمعنا لاوصاف، لكن ماذا عن التواجد هنا؟ |
Her şeyden çok, onlar, onun fiziksel vücudunun yakınlarında olmak istemediler. | TED | أكثر من أي شيء آخر، لا حبذون البقاء حول جسدها الحقيقي. |
İnsanlar bu şeyleri olmak istiyorsa neden o kadar insan normal olmaya çabalıyor? | TED | لذا ان كان الناس يريدون هذه الأشياء إذا لماذا تسعى جاهدة لتكون طبيعية؟ |
Bazı insanlar iyi insan olmak için çaba harcar ama bazıları buna aldırmaz. | Open Subtitles | بعض الناس يحاولون أن يكونوا أناساً جيدّين, لكن بعض الناس فقط لا يهتمّون. |
Tamam, biliyor musun, bu senin hayatın. Rahibe mi olmak istiyorsun? | Open Subtitles | حسناً، أتعلمين ماذا، إنها حياتك الخاصة هل تريدين ان تصبحي راهبة؟ |
Aynı anda iki yerde olmak, artık mümkün gibi görünüyor. | TED | يمكنك، كما تبين، ان تكون في مكانين في أن واحد. |
Böyle korkunç bir şey konusunda mutlu olmak çok tuhaftı. | Open Subtitles | هو كَانَ غريبَ لِكي يَكُونَ سعيد بشأن شيء متجهم جداً. |