Ya da olmak istediğimiz ya da olmamız gereken mi? | TED | أم أنها ما نريد أن نكون عليه، أو ماينبغي أن نكون عليه؟ |
Mesajlar, e-posta, iletiler, bunların hepsi olmak istediğimiz kişiyi sunmamıza müsade ediyor. | TED | الرسائل النصية والبريد الإلكتروني والنشر على الانترنت كل هذه الأشياء تجعلنا نقدم أنفسنا كما نريد أن نكون. |
Korkardık ama hala olmak istediğimiz yer okuldu. | TED | كنا خائــفين لكن بالرغم من ذلك المدرسه هي المكان الذي نريد أن نكون فيه |
Ve hem bunu yapıp hem de olmak istediğimiz ebeveynler olamayacağımızı hissettik. | Open Subtitles | ولم نشعر أنه يمكننا أن نفعل ذلك ونكون الأهل الذين اردنا أن نكون في نفس الوقت |
Sorumsuzca bir şey yaptık ama birbirimizi sevdiğimiz ve ölene kadar beraber olmak istediğimiz için yaptık. | Open Subtitles | قمنا بعمل شيء غير مسؤول، لكننا فعلناه بدافع الحب، ونريد قضاء حياتنا سويًا. |
Terapi; kendimizi olmak istediğimiz kişi olarak değil, olduğumuz kişi olarak görmeye dair samimi bir isteğimiz olduğunda işe yarar. | Open Subtitles | العلاج النفسي ينجح فقط عندما نحظي برغبة حقيقية لنعلم أنفسنا كما نحن ليس كما نود أن نكون |
hayatımızdaki pürüzlü köşeleri törpülüyoruz. Hikâyelerimiz bizi olduğumuz insanlar yapar ve bazen de olmak istediğimiz insanlar. | TED | قصصنا تجعلنا ما نحن عليه و -أحيانا- كما نود أن نكون عليه. |
Giymeyi seçtiğimiz her şey, gittiğimiz yerler, yaptığımız şeyler ve kim olmak istediğimiz hakkında hikâye anlatıyor. | TED | كل ما نختار ارتداءه هو سرد حكاية، حكاية عن أين كنا، وما نقومُ به، ومنْ نريد أن نكون. |
Tesisimizde biz Afrikalıların, tüketicilik, etnik yapı ve yozlaşma gibi şeylere karşı geçmişimiz, ne olduğumuz ve ne olmak istediğimiz konularında çok fazla tartışmalar oluyor. | TED | لدينا الكثير من المناقشات في المكان حول ما نكون كأفارقة، من نحن الآن، وماذا نريد أن نكون بالنسبة لأشياء مثل الاستهلاكية والأصل العرقي والفساد وهكذا. |
Bana güven, olmak istediğimiz yer burası değil, tamam mı? | Open Subtitles | ثق بي , هذا هو ليس المكان الذي نريد أن نكون به , حسناً ؟ |
Birlikte olmak istediğimiz insanların kaçtığı insanlar olduk. | Open Subtitles | نحن الآن الأشخاص الذين نريد أن نكون معهم لكنهم يتجنبوننا |
Bu yüzden, yakın olmak istediğimiz insanları seçeriz. | Open Subtitles | لذا نحن نختار من نريد أن نكون بالقرب منه |
olmak istediğimiz ve olmamız gereken yerler hep farklı olur. | Open Subtitles | من أماكن نريد أن نكون فيها و أماكن نحتاج إلى أن نكون فيها. |
Olduğumuz değil olmak istediğimiz insan olmak. | Open Subtitles | كوننا نصبح ما نريد أن نكون وليس ما يريدوننا أن نكون |
Sadece iyi bir gazeteci olmak için değil aynı zamanda iyi birer insan olmak istediğimiz için. | Open Subtitles | ليس فقط لأننا نريد أن نكون صحفيين جيدين ولكن لأننا أيضا نريد أن نكون الناس الطيبين |
Tanrı hepimizin üzerinde olmak istediğimiz kişisel bir yolculuktur. esinlenmek için, yaşamı kutlayan evrene bağlı olduğumuzu hissetmek için. | TED | إنها تلك الرحلة الشخصية التي نريد أن نكون فيها لتلهمنا , لتشعرنا أنا متصلين بكون يحتفل بالحياة . |
Bu yollar her derde deva mucizeler değil fakat onlar olmak istediğimiz yere bizi ışık yılı kadar yaklaştırabilir ve olmak istediğimiz yer insanların adliyelere girdiğinde insan onura uygun ve saygıyla davranılacağına inandığı ve adaletin burada sağlanacağını bildiği yer. | TED | وهذه الطرق ليست معجزة لمعالجة كل الأمراض، ولكنها تقربنا مسافة سنوات ضوئية إلى حيث نريد أن نكون، وحيث نريد أن نكون هو مكان يدخل الناس فيه إلى قاعات المحاكم وهم يؤمنون بأنهم سيُعاملوا بكرامة وباحترام ويعلمون بأن العدالة ستكون هنا. |
Garden City, olmak istediğimiz yerdedir. | Open Subtitles | جاردن سيتي هو المكان الذي نريد أن نكون. |
Ve hem bunu yapıp hem de olmak istediğimiz ebeveynler olamayacağımızı hissettik. | Open Subtitles | ولم نشعر أنه يمكننا أن نفعل ذلك ونكون الأهل الذين اردنا أن نكون في نفس الوقت |
Sorumsuzca bir şey yaptık ama birbirimizi sevdiğimiz ve ölene kadar beraber olmak istediğimiz için yaptık. | Open Subtitles | قمنا بفعل شيء غير مسؤول، لكننا فعلناه لأننا نحب بعضنا البعض ونريد قضاء حياتنا سويا حتى نموت. |