Kendini Dünya'yı omuzlarında taşımak zorunda hissediyorsun ve bu asilce. | Open Subtitles | أنت تشعر بالحاجة لحمل العالم على كتفيك وذلك أمر نبيل |
Dünyanın bütün ağırlığını omuzlarında hissediyorsun ama sana yardım edebileceğimi söylediğimde bana güvenmelisin. | Open Subtitles | لديك حمل العالم بأسره علي كتفيك لكن صدقيني عندما أخبرك أنا أستطيع مساعدتك |
Kölelerin omuzlarında tüllerin ardından yukardan etrafı, sokaktaki kalabalığı seyrediyolar. | TED | حُملن عالياً على أكتاف هؤلاء العبيد، الفتيات ينظرن من خلال الستائر لرؤية الشوارع المزدحمة أسفلهم. |
İnsanlar büyük bir günah işledi çünkü kendilerine altın bir tanrı yapıp tapındılar ve onu omuzlarında taşıyarak sevindiler ve şöyle dediler: | Open Subtitles | و أخطأ الناس خطيئه عظيمه حيث صنعوا لأنفسهم إلها من الذهب و حملوه على أكتافهم و أخذوا يصيحون فى إبتهاج |
Neden onun omuzlarında ağlamasına izin vermiyorsun bir seferde? | Open Subtitles | لماذا لا تدعها تبكي على كتفه من باب التغيير؟ |
Belki bu yüzden, tüm dünya omuzlarında gibi görünüyordur. | Open Subtitles | لذلك يبدو عليها وكأنها تحمل أثقال العالم فوق كتفيها |
Liseden ben dünyanın bütün yükünü omuzlarında taşıyorsun. | Open Subtitles | لقد كنتي تحملين عبئ العالم علي كتفك منذ المدرسة الثانوية |
Dünyanın yükünü omuzlarında taşıyorsun ve bu kadar büyük ve göz önünde olan bir davayı kaybetmek sonun olur. | Open Subtitles | من أجل هذه الفتاة أنت تمشين وثقل العالم على كتفيك |
Dünyanın yükü omuzlarında geziyorsun. | Open Subtitles | إنك تسير حاملاً هم الدنيا كلها على كتفيك |
"Arthur neden omuzlarında battaniyeyle dolaşıyorsun?" dedim. | Open Subtitles | قلت له : آرثر لماذا تربط الغطاء حول كتفيك ؟ |
İnsanlığın kurtulmak için son bir umudu var. Bu umudun bir kısmı da senin omuzlarında. | Open Subtitles | لدى البشرية أمل وحيد للنجاة وجزء منه يقبع على كتفيك |
Zenginler her zaman fakirlerin omuzlarında oturur ve yaşarlar. | TED | انا أقول أن الأغنياء يتربعون على أكتاف ويعتاشون من أكتاف الفقراء. |
Ve yedi direk, düşüncelerin ötesinde bir gücü olan cinin omuzlarında dikili. | Open Subtitles | أعمدة ترتكز على أكتاف سبعة من الجن العملاق |
Çünkü insanlar memnun olacakları zaman beni omuzlarında taşıyorlar. | Open Subtitles | حينما يحملني الناس وهم سعداء على أكتافهم |
Son birkaç haftadır omuzlarında ısırık izi olan iki tane kadın cesedi bulduk. | Open Subtitles | قبل عدة أسابيع، كان لدينا امرأتين قد قُتلوا... بوجود أثار العضّ على أكتافهم. |
Ortalama boyda, saçları omuzlarında. | Open Subtitles | "إنّه متوسط البنية ويصل شعر رأسه إلى كتفه" |
O oradaydı, yukarı aşağı zıplıyordu. babamın boynuna her sarılışında,... omuzlarında oluşan çukurluktan gözlerimi alamadım. | Open Subtitles | وكانت هي تتنطط, لم أكن أغمض عيني عن غمازتها والتي بدك على كتفيها في كل مرة تخدش رقبته |
omuzlarında Tanrı'nın seni koruyan lütfuna sahip olmak böylece kendi etrafındakileri de koruyabilmek gibi şeylerin olduğunu. | Open Subtitles | شيء يعني أن تحمل نعمة الله على كتفك لتحميك لتحمي الذين تحبهم من حولك |
Ve Diamonds'ın tam merkezinde genç fenomen Marc O'Sullivan var ve bu akşam omuzlarında ağır bir yük var. | Open Subtitles | و في وسط فريق الماس يوجد ماركوس سوليفان ، الظاهرة الشابة و هو يحمل الكثير من الاوزان على كتفيه |
Zannederim İngilizler savaşın asıl yükünün Amerikalıların omuzlarında olduğunu anlamakta geciktiler. | Open Subtitles | أعتقد أن البريطانيين قد استوعبوا ببطء فكرة أن العبء الأكبر من الحرب فى أوروبا كان ملقى على عاتق الأمريكيين |
Soyumu devam ettirme, çocuk, torun sahibi olma sorumluluğum artık senin omuzlarında. | Open Subtitles | ومسؤولية تمديد نسل عائلتي من خلال إنجاب الأولاد والأحفاد على عاتقك الآن |
omuzlarında ve dirseklerde deri yamalar vardı. | Open Subtitles | عليه رقع جلديه فى الأكتاف و المرافق |
Don Draper'ı omuzlarında taşımayacak tek bir kişi bile yok. | Open Subtitles | إلا ويريد حمل دون درايبر على أكتافه ليستطيع الوصول إلى منصب الشراكة |
Hiç yoruluyor musun, bilirsin ya dünyanın bütün yükünü o şekilde omuzlarında taşımaktan? | Open Subtitles | ألا تسأم قطّ من حمل همّ العالم على منكبيك هكذا دومًا؟ |
Dünyanın yükünü omuzlarında taşıdığında insanları kendine yaklaştırman, onlara güvenmen pek kolay olmuyor. | Open Subtitles | عندما يثقل العالَم كاهلك يصعب الانفتاح على الناس والثقة بهم |
Suçun yarısından fazlasının binicinin omuzlarında olduğundan eminim. | Open Subtitles | انا متأكد ان نصف اللوم على الاقل يقع على كتف الفارس |
Özgür dünyanın geleceği senin omuzlarında kızım. | Open Subtitles | مستقبل العالم الحر متعلق على عاتقكِ |