"ona yalan" - Traduction Turc en Arabe

• كذبت عليها
• أكذب عليها
• أكذب عليه
• كذبت عليه
• اكذب عليه
• الكذب عليها
• تكذب عليها
• كذبتِ عليها
• الكذب عليه
• يكذب عليها
• بالكذب عليه
• اكذب عليها
• تكذبين عليه
• نكذب عليه
• كذب عليه

Şimdi Ona yalan söylediğimi biliyor. - Bana söylemeliydin. - Üzgünüm, dedim.
ثم إرسالها لعشيقها ؟ الآن تعلم أني كذبت عليها كان عليكِ إخباري

Hayır, Ona yalan söylemek istemiyorum.
لا، أنا لا أريد أن أكذب أنا لا أريد أن أكذب عليها

Ona yalan söyleyemem. Onun arkadaşıyım.
. لا أستطيع أن أكذب عليه . إنه صديقى الوحيد

Dün şu polisle konuşuyordum, Mr. Monk, ve Ona yalan söyledim.
امس كنت اتكلم مع ذلك الشرطي السيد مونك وقد كذبت عليه

Ben de sessizleştim çünkü babam oradaydı ve Ona yalan söylemezdim.
حدث هذا الشيء؟ فلا أجيبه لأني لا أستطيع أن اكذب عليه

İlişkimizi öğrendiği takdirde bundan üzülmeyebilir ama... evlendiğinizden beri Ona yalan söylediğin için... seni asla affetmeyecektir.
لو عرفَت بالأمر، فليست علاقتنا هي الشئ الذي سيدينك في نظرها بل حقيقة أنك كذبت عليها منذ بداية زواجكما ولن تغفر لك أبدا

Ona yalan söyledim, çaldım. Nasıl olur da iyilik dersin anlamıyorum.
كذبت عليها وسرقت منها لا أرى ذلك إحساناً

Eğer Ona yalan söyleyip, beni dövmediğini söyleseydim ırklar arası bir ilişkiye göz yummuş olurdum.
أنظر أذا كذبت عليها و أخبرتها بأنك لم تكن تضربنى أكون بذلك قد أنتهكت القانون العرقى للسود

Ona bunların hepsinin geçeceğini söylemek isterdim, fakat Ona yalan söylemek istemiyorum.
رغبت كثيرا ان اخبرها بأن كل ذلك سيزول لكني لم اريد أن أكذب عليها.

Ve kendimi çok kötü hissediyorum, çünkü bilemiyorum. Ona yalan söylüyormuşum gibi geliyor.
و اشعر بالسوء, لأنني أشعر أنني أكذب عليها.

Ona yalan söylemeyi kaldıramam.
كانت جميلة وصريحة جداً لم أستطع احتمال أن أكذب عليها

Babama artık yarış yok dedim ve Ona yalan söyledim.
لقد وعدت أبي أن لا أسابق و أنا بطلت أكذب عليه

Hem zaten, Ona yalan söylemekten hoşlanmıyorum adamım.
على كلّ حال، يا رجُل، لا أحبّ أن أكذب عليه

Annesi hayatı boyunca Ona yalan söylemiş. Çocuk haklı olarak kendini geri çekiyor.
لقد كذبت عليه أمه بشأن والده طوال حياته الفتى لديه سبب مقنع ليتردد

Yakın çevresindeyse, CIA'nın Ona yalan söylediğini...
ويدعي أن تقارير وكالة الاستخبارات المركزية الخاصة كذبت عليه

Bunu yapamam. Ona yalan söyleyemem.
لا يمكننى ان افعل ذلك لا يمكننى ان اكذب عليه

Hayır, sevdiğin kadına gerçekleri söylemek yada Ona yalan söylemek.
لا، بين قول الحقيقة للمرأة التي تحب أو الكذب عليها

Ona yalan söylediğini öğrenince karın ne yapacak acaba merak ediyorum.
أتساءل كيف ستتلقى الخبر عندما تعرف أنك كنتَ تكذب عليها كل هذه السنين

Peki Ona yalan söylediğinizi anladığında ne olacak?
-و ماذا عندما تدرك أنـّكِ كذبتِ عليها ؟

Tuhaf gelecek, biliyorum ama Ona yalan söylemeyeceğim.
ويبدو لي , على غرابة الأمر أنني لا أستطيع الكذب عليه

Pat Allen'ın aklına, kocasının Ona yalan söyleyeceği asla gelmezdi.
بات الن لا يمكنها ان تتخيل ان زوجها يكذب عليها

Ona yalan söyleyerek aldığın riskin farkındayım.
أعلم المخاطرة التي قمت بها بالكذب عليه

Evlenme teklifi konusunda Ona yalan söylediğime inanamıyorum.
لا اصدق انني كنت اكذب عليها بخصوص امر التقدم لها

Demek nihayet doğum günü hakkında Ona yalan söylediğini öğrendi?
إذاً،لقد أكتشف أخيراً أنكِ كنتِ تكذبين عليه بشأن عيد ميلاده؟

Ona yalan söylediğimizi anladığı zaman, çılgına döndü ama benim bundaki rolüm yarasını daha da derinleştirdi.
عندما علّم أننا كنا نكذب عليه لقد كان غاصباً منك ولكن اعتقد ان جرحي كان اعمق

Hem hayvanını öldüren hem de Ona yalan söyleyen adam olacaksın.
ستكون ذلك الشخص الذي قتل حيوانه الاليف و كذب عليه