Millet, herkes otobüsün sağ tarafına! Sol taraf bizi taşıyamaz! | Open Subtitles | الجميع إلى الجهة اليمنى من الحافلة اليسار لايمكنه حمل شيء |
Gerçi aradan çok zaman geçti. otobüsün icat edilmesini beklerdim. | Open Subtitles | منذ زمن طويل ومع ذلك انا أذكر انتظار اختراع الحافلة |
otobüsün ön yüzünün merkezi hasar görmüş. İyi zamanlama ister. | Open Subtitles | الدمار على الحافلة في الأمام والمركز لذلك لقد استغرقت وقتاً |
Sanki birisi dudaklarımı otobüsün egzoz borusuna yapıştırmış. | Open Subtitles | أشعر كأن أحداً قد ربط ضلوعي بعادم حافلة. |
otobüsün içinde bir köpek var. -Beni gördüğüne sevinmedin mi? | Open Subtitles | هناك كلب في مكان ما في الباص. المحطة التالية، فريدنجن. |
İki katlı kırmızı bir otobüsün tepesinde Hollywood bulvarından geçiyoruz. | Open Subtitles | أتعرف الحافلة الحمراء ذات الطابقين التي تعبر أمام جادة هوليوود؟ |
Ben ise sahte kimlikle ve cebimde birkaç kuruşla otobüsün yolunu tutacağım. | Open Subtitles | ..ومن المفترض مني أن أركب الحافلة مع اسم مزيف ومصروف جيب ؟ |
Hayır. Eve gelirken otobüsün camından giren bir kuş çarptı. | Open Subtitles | رقم طار عصفور فى نافذة الحافلة في الطريق إلى البيت. |
otobüsün tasarımı böyle. Ve, bineceğiniz otobüse gelmeden önce ödeyebiliyorsunuz. | TED | وهذا هو تصميم الحافلة. ويمكنك دفع الأجرة قبل دخولك إلى الحافلة التي ستصعدها. |
Ama bu çok saçma. Ben o otobüsün yolcusuydum. Onlara beklemelerini söyledim. | Open Subtitles | لكن ذلك سخيف فقد كنت على تلك الحافلة وأخبرتهم بانتظارى |
Bilmiyorum. Bana otobüsün nasıl geleceğini göstermek istedi. | Open Subtitles | لا أدرى لقد أراد أن يرينى كيف ستأتى الحافلة لهنا |
otobüsün arkasından gittiğiniz zaman insanlar: | Open Subtitles | ألا تلاحظون عندما تتوقفون وراء حافلة من يقول: |
Bir otobüsün üstünde bizim programın reklamını görmüşsün ve göründüğüm kadar zeki olup olmadığımı merak etmişsin. | Open Subtitles | ورأيت إعلان لعرضي على جانب حافلة وتتسائل لو كنت ذكي كما أبدوا |
Tabi sonu bir otobüsün altına sıkışmış olarak bitti. | Open Subtitles | و لكن فقط لينتهي به الأمر عالقاً تحت حافلة |
otobüsün kaçırılmasının Kira'nın nişanlımın adını öğrenip Japonyada ki FBI ajanlarını yakalamak için hazırladığı bir oyun olduğunu düşünmeden edemiyorum. | Open Subtitles | يمكنني فقط أن أعتقد أن اختطاف الباص كان شيء يفعله كيرا لسرقة معلومات من راي بشأن العملاء الفيدراليين في اليابان |
Resimlerini billboardlarda hayal edebiliyordum veya bir otobüsün yan tarafında... | Open Subtitles | تعلمين ، استطيع تخيل صورتك على اللوائح وعلى جانب الباص |
Şimdi otobüsün altına giremem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ أَنْ أُصبحَ تحت الحافلةِ الآن، هاري. |
Uzan ve bak, otobüsün altında onu görebiliyor musun? | Open Subtitles | انحني وانظر اسفل الحافله و انظروا اذا كان هناك |
Geri döndüğümde karşılığını öderim. otobüsün meşhur olacak. | Open Subtitles | أنا سأدفع لك عندما أعود حافلتك" ستكون مشهورة" |
Sadece bir otobüsün olduğunu ve onu her daim gördüğünüzü varsayalım. | Open Subtitles | لنفترض أن هناك كان باص واحد وأنت يُمْكِنُ أَنْ تَراه دائماً |
Fakat bir otobüsün size çarpmasının gücüyle kalbiniz ve karaciğeriniz yer değiştirdiğinde, hissediyorsunuz. | Open Subtitles | لكن عندما تجعل قوّة الاصطدام بالحافلة قلبك وكبدك يتبادلان الأماكن ستشعر بهذا |
Terörist saldırısı... Aynı zamanda, polis hala kayıp otobüsün yerini belirlemeye çalışıyor. | Open Subtitles | -كما تحاول الشرطة إيجاد حافلةٍ مفقودة" ." |
Evet, gelmek için otobüsün yolunu kesmek zorunda kaldım. | Open Subtitles | اجل ، إحتجزتُ في واحدةٍ من حافلات المدينة |
- Derhal otobüsün içine girin. - Güvenli midir? | Open Subtitles | ..ادخلوا للحافلة فورًا هل الوضع آمن بالداخل؟ |
'Hangimiz hata yaptı' diyerek ve sonunda onu bulduğunuzda otobüsün altına atmaya çalışın. | Open Subtitles | ويسألون "من منكم فعلها؟" وتبدأون في خيانة بعضكم أنت تحاول رميه تحت الاتوبيس |
otobüsün ona çarptığını ve boynunu kırdığını gördüm ama hâlâ yaşıyor. | Open Subtitles | لقد رايتها تصطدم بحافلة و كسرت عنقها و لا تزال تسير |
otobüsün belli bir güzergahı ve belli durakları vardır. | Open Subtitles | الحافلات لديها طرق محدده تسير خلالها ومحطات معينه تتوقف عندها |
otobüsün arkasına doğru ilerleyin. | Open Subtitles | تحركوا إلى آخِر الحافلَة أولاً |