Diyorum ki, beyzbol oynayabiliyorsan oynama izin vermeleri lazım o zaman. | Open Subtitles | أتحدث عن إذا بإمكانك لعب كرة البيسبول يجب أن يدعوك تلعب |
- Oyuncaklarla oynama, evlat. - Benim adım evlat değil. - Dexter, kes şunu. | Open Subtitles | ـ لا تلعب بهذه الأشياء يا صغيرى ـ أنا لست ضغيرك |
Ondan çok hoşlanıyorum, bizimle oynama. | Open Subtitles | إنها أنا المولعة به بجنون لذلك لا تعبث معنا. |
Çok havalı bir terim: neoteni -- Yetişkinlerde oynama ve çocuksu davranışların sürmesi. | TED | هناك مصطلح لطيف : النيوتينية وهي الاحتفاظ بخصائص اللعب و الصغر لدى البالغين. |
Bu bir silah. Silahla oynama beyaz çocuk. | Open Subtitles | لذلك لا تتلاعب معي من غير مسدس ، ايها الفتى الابيض |
Pat Cash'le oynama fırsatımız oldu, bir de Wayne Arthurs vardı. | Open Subtitles | حصلنا على فرصة للعب بات النقدية. كان لدينا أيضا وأين ارثرز. |
Ben senin baban ya da erkek arkadaşın değilim o yüzden benimle oyun oynama. | Open Subtitles | أنا لست والدكِ ، و لست صديقكِ لذا لا تلعبي معي الألاعيب أنا شريككِ |
Bizimle oyun oynama. Fransa tarafından isteniyorsun. | Open Subtitles | لا تلعب ألعاباً معي أنت مطلوبٌ في فرنسا. |
Yani demek istediğim hiçbir oyunu üç defa oynama. | Open Subtitles | أقصد لا تلعب نفس اللعبة ثلاثة مرات متتالية |
Benimle oyun oynama. Her an onunla olmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | لا تلعب معي يا سيد كليمنس انت تقضى كل ثانية ممكنة معها |
Tahtayla oynama, adamla oyna. | Open Subtitles | انت لا تلعب مع لوح الشطرنج انت تلعب دائما مع المنافس |
Çocukla şakalaşma. - Onunla oynama. Onunla konuşma. | Open Subtitles | لذا، لا تضحك مع الطفل، لا تلعب معه، لا تتحدث اليه |
Benimle oyun oynama. Anında canına okurum. | Open Subtitles | لا تعبث معي يا صاح,سأركل طيزك بقسوة إلا أن تغطيه القذارة |
Benimle oyun oynama. Seni içeri tıkmak için mazarete ihtiyacım yok. | Open Subtitles | لا تعبث معى حول ذلك أنا لا أحتاج سببا لوضع مؤخرتك فى مقلاع |
Kolay olmasını ben de isterdim, fakat oynama konusunda iyi değilim. | TED | كنت أتمنى لو كان الأمر بهذه السهولة، ولكنني لا أجيد اللعب. |
Robotları yeni bir uzaktan oynama teknolojisi olarak düşünmeyi seviyorlar. | TED | انهم يحبون فكرة التفكير في الروبوتات كنوع جديد من تكنولوجيا اللعب عن بعد |
Mike, benle oynama ne işin var burda ? | Open Subtitles | قد تزوج إمرأه مثيره من هذا النوع لا تتلاعب وقل ماذا تفعل هنا ؟ |
Ama Tanrı'yı oynama fırsatı verildiğinde ölmekle buna dönüşmem arasındaki farkı belirleme fırsatı senin isteğine göre mi hareket ettin yoksa benim isteğime mi? | Open Subtitles | و لكن ، حين جاءت الفرصة للعب دور الإله و قررتي إن كنت سأموت أو أغدو هكذا هل قررتي ، وفقا لما أردتيه ؟ |
Hayatın boyunca onunla karşılaşmayı bekledin. Zor kadını oynama. | Open Subtitles | إنتظرت منذ طفولتك لتقابلي هذا الرجل، فلا تلعبي صعبة المنال الآن |
Bizimle oynama, Mia. Ciddiyim. | Open Subtitles | لا تتلاعبي بنا ميا انا اعني ذلك |
Aç ve beni utandır ya da benimle oyun oynama. | Open Subtitles | افتحيها وأثبتي غبائي أو توقفي عن التلاعب بي. |
Demek kokain içtin! Benimle oynama. Sen? | Open Subtitles | لقد تعاطيتي الكوكايين لا تعبثي معي، أفعلتي؟ |
Benimle oyun oynama Geraldine. Artık oyun yok. | Open Subtitles | لا تلعبى معى يا جيرالدين لا مزيد من الالعاب |
Ses orijinal, kasetle oynama falan da yokmuş. | Open Subtitles | الأصوات مطابقة وليس هناك أى تلاعب فى الشريط |
Bakın, artık akıllı hokey oynama zamanı, Ördek hokeyi. | Open Subtitles | اسمعوا حان الوقت لنلعب الهوكي الذكي، هوكي البط، حسناً؟ |
Şimdi dinle beni, seni piç kurusu. Bana oyun oynama. | Open Subtitles | استمع لي ايها الوغد اللعين ,لاتعبث معي |
O kartı açacağım. Kaiba'nın oynadığı son kartı oynama şansım olacak. | Open Subtitles | "عكس المعكوس والذي يسمح لي بلعب آخر كرت يحمله "كايفا |
Ben de hep birlikte oturup masa oyunu oynama planları yapıyordum. | Open Subtitles | وأعتقد أننا يمكن أن يكون كل كان يجلس محشوة حولها، باللعب على متنها. |