| Bu kısa hikâye aynı zamanda benim kızımın ödevinin bir parçasıydı. | Open Subtitles | هذه القصّة القصيرة هي جزء من فرض ابنتي في مادة الإنجليزية |
| Hem Kraliçe arıyı sinirlendirmek, hem de balmumuyla sarılmak planımın bir parçasıydı. | Open Subtitles | لماذا تركتها لتلفني في ذلك الشمع؟ كان كل ذلك جزء من خطتي |
| Adım Sheena ve seninle yaptığım herşey işimin bir parçasıydı. | Open Subtitles | أسمى شينا وأي شيء فعلته معك كان جزء من عملي |
| Bayrağın selâmlanması ve millî marşın söylenmesi geleneğin bir parçasıydı. | Open Subtitles | تحية العلم الهولندى وغناء النشيد الوطنى كانتا جزءاً من الطقوس |
| Bu yüzden babanın adını verdi. Tüm bunlar hilenin bir parçasıydı. | Open Subtitles | لهذا كتبت اسم الوالد كان هذا كله جزءا من خطة تلاعبها |
| Küçük Odessa'da büyüyen biri için, cinayet günlük hayatın bir parçasıydı. | Open Subtitles | ،عندما تترعرع فى اوديسا الصغيرة يكون القتل جزء من حياتك اليومية |
| Bu, aynı zamanda benim çekmem gereken cezanın bir parçasıydı. | Open Subtitles | لكن .. جزء من العقاب أيضا يجب أن أحصل عليه |
| Dinle, üzgün olduğunu biliyoruz, ama anlamak zorundasın, bu planın bir parçasıydı. | Open Subtitles | نحن نعلم أنك مستائه , لكنك لاتفهمين هذا كان جزء من خطه, |
| Babanın işlettiği stüdyoda çalışırdı. Bilirsin işte, sistemin bir parçasıydı. | Open Subtitles | كان يعمل في الاستوديو الذي يديره أبوك جزء من النظام |
| Deponun çevresindeki her paralı telefonu kayda almışlar. Bu kaçakçılığı engellemenin bir parçasıydı... | Open Subtitles | فهم يتنصتون على كل الهواتف حول المستودع هذا جزء من عمليات مكافحة التهريب |
| - Bill, ödül anlaşmanın bir parçasıydı. - Biliyorum. Bu bir sorun. | Open Subtitles | يا بيل الحصول على الجائزة كان جزء من الصفقة لدينا مشكلة هنا |
| Çünkü doktor da parasını babasının evlilik dışı çocuklarından koruma planının bir parçasıydı. | Open Subtitles | لأنه كان أيضاً جزء من مخططها لحماية مالها من أطفال الأب الغير شرعيين |
| Belki de cinayet en başından beri planın bir parçasıydı. | Open Subtitles | أو لربّما كانت جريمة القتل جزء من الخطة منذ البداية. |
| Ve kadınlar, erkekler, köyden herkes bu inşaat sürecinin bir parçasıydı. | TED | والنساء, والرجال الجميع من القرية كانوا جزء من عملية البناء |
| Fark ettiğim şeylerden biri de, ki bu da değişim sürecinin bir parçasıydı, dört ana temanın bulunmasıydı. | TED | من الأشياء التى لاحظتها، التي كانت جزء من التحول، أن هنالك أربعة أمور أساسية. |
| L o kullanmıyordu bile Ve, bana sadece bir parçasıydı. | Open Subtitles | و حتى لو لم أستخدمها لقد كان فقط جزءاً مني |
| Ama o ekiple o merakı paylaşmak da benim için önemli olan şeylerin bir parçasıydı. | TED | لكن مشاركة هذا الجمال مع الفريق كان جزءاً مهماً عندي. |
| Öyleyse, evliliğimiz sadece, treni havaya uçurma planın bir parçasıydı. | Open Subtitles | إذاً زواجنا لم يكن إلا جزءاً من خطة لتفجير هذا القطار ؟ |
| Bir ay boyunca her gün bir adet fotoğraf çekmek bu mücadelenin bir parçasıydı. | TED | كان ذلك جزءا من التحدي ان التقط صورة كل يوم لمدة شهر. |
| Günah haftamız sadece beni ikna etme planının bir parçasıydı. | Open Subtitles | وأسبوع الخطيئة الذي قضيناه معاً كان جزءً من خطته لإقناعي |
| Kendimi bildim bileli savaş, hayatımın bir parçasıydı. | TED | كانت الحرب جزءًا من حياتي منذ ما أستطيع أن أتذكر. |
| Gördüğünüz gibi beni yer altına göndermek planın bir parçasıydı. | Open Subtitles | كما ترى، كان جُزءاً من الخُطّة جعلكَ تُرسِلني إلى تحت الأرض. |
| Ailenin bir parçasıydı ve yok olmasına izin verdin. | Open Subtitles | كان عضواً فى عائلتك ، أيضا . وأنت تركته يموت |
| Benim kararımdı. Elbette daha büyük ve daha cesur bir stratejinin parçasıydı. | Open Subtitles | كان ذلك قراري، بالطبع كان ذلك ضمن استراتيجية أكبر وأكثر جرأة |
| Bu anlaşmanın bir parçasıydı. Bunu yapmam hoşuna gidecek. | Open Subtitles | إنَّ هذا جزءٌ من الإتفاق, فهيَّ تُحبُ أن أقومَ بذلك. |
| Size bundan bahsedemezsim, çünkü bu da dersin bir parçasıydı. | Open Subtitles | لم أستطع اخباركما بذلك لأن ذلك كان جزئاً من الدرس |