Serbest piyasada satmak için zekice bir yol bulduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | الشائعات تقول أنه وجد طريقة ذكية لوضعها في السوق المفتوح |
piyasada bunlardan bulabilirsiniz ve burada bazılarını görüyorsunuz. | TED | وهناك العديد منها في السوق ، وترون هنا البعض منها. |
Daha önce söylediğim gibi, bu piyasada tutunmak için yaratıcı ve yenilikçi olmalısın. | TED | كما قلت، عليك أن تكون مبدعًا ومبتكرًا لكي تبقى في هذا السوق. |
Eğer şirketler yapmaları gerekeni yapmazlarsa piyasada cezalandırılırlar ve hiçbir şirket bunu istemez. | Open Subtitles | سيقع عليهم العقاب بالسوق وهذا ما لا تريده أي شركة. هناك سوقا جديدة. |
bunu nasıl bilebilirsiniz? İkincisi, bilgi asimetrisi ve maaş gizliliği, piyasada hâlihazırda var olan ayrımcılığın göz ardı edilmesini kolaylaştırıyor. | TED | فبالتالي، التباين في المعلومات وسرية الأجور، يجعلُ من السهل تجاهل التمييز الذي هو في الحقيقة موجود في السوق اليوم. |
Bu tedavi şekliyle aynı hareket eden ve kanser hastalarının tedavisinde kullanılan birkaç çeşit ilaç şu anda piyasada. | TED | وهناك الآن نوعان من الأدوية في السوق يُستخدمان لعلاج مرضى السرطان ويعملان بالضبط بهذه الآليّة. |
Tarih boyunca düzensiz olan piyasada bu endüstri nasıl davrandı? | TED | كيف تجري صناعتها في السوق بشكل غير منظم تاريخياً؟ |
Tarih boyunca düzensiz olan piyasada nasıl tepki verdiler? | TED | وكيف استجابوا لهذا السوق غير المنظم تاريخياً؟ |
piyasada teşvike ihtiyacımız var. CO2 vergisi, tavan ve ticaret fiyatla ilgili sinyali verecek birşeye ihtiyacımız var | TED | نحن نحتاج لمحفزات السوق ، ضرائب ثاني أوكسيد الكربون ، التغطية والتجارة ، شئ ما يجعل ذلك السعر يومض هناك. |
piyasada bir sürü zarif, çok iyi robotik eller var. Sorun ise onların çok pahalı olması, onbinlerce dolar. | TED | هنالك العديد من الأيدي الآلية المميزة والجيدة جدا في السوق ولكن المشكلة أنها غالية الثمن جداً .. أي نحو 10 آلاف دولار |
Fazla uzun kalamazlar piyasada, milletin derisini böyle soyarlarsa! | Open Subtitles | ، لن تستمر في السوق طويلا طالما تقشر جلود الناس |
Bu aralar piyasada fazla Derwatt kalmadığını biliyoruz. Bu son şansınız olabilir. | Open Subtitles | لم تعد في السوق سوى لوحات قليلة للفنان دروات فهذه قد تكون فرصتكم الأخيرة |
Şey, bu piyasada iyi bir yeraltı mekânı bulmak oldukça güç. | Open Subtitles | في هذا السوق يصعب الحصول على سكن مناسب تحت الأرض |
Gayrimenkul bakıyorum. piyasada güzel evler var. | Open Subtitles | كنت أبحث في العقارات عن منازل جميلة في السوق |
Şu evlilik yüzüğünün izine bak. Bu piyasada henüz yeni. | Open Subtitles | مرحبابعلامةخلعخاتمالزواج، إنه جديد فى السوق.. |
Ekonomi bakanı ne söylerse söylesin, piyasada su konuşuluyor: | Open Subtitles | بغض النظر عما يقوله وزير المالية،ْ السوق قد تكلم: ْ |
piyasada iş yapan tüccarlar öyle insanlar değildir ahlaki değerleri çevre koşulları sözkonusu olunca [Carlton Brown] çok sesleri çıkmaz [Emtia Komisyoncusu] | Open Subtitles | إن هؤلاء التجار المشاركين في السوق ليسوا بالرجال الذين لديهم النسيج الأخلاقي |
Yani mahvedici, ezici, kalp parçalayıcı ama parasal anlamda piyasada olan müşterilerim için hepsi para kazandı. | Open Subtitles | مدمرة تعلمون تسحق وتحطم القلب لكن من ناحية الوعي المالي لزبائني الذين كانوا بالسوق |
Şansa dayalı ve afaki olan piyasada bile işleri mantıkla değerlendirip nereye gittiğini tahmin edebileceğimizi düşünürüz. | TED | حتى فيما يخص الأسواق التي تعتمد على الحظ والعشوائية، نظن أنه بإمكاننا التنبؤ بعقلانية بمسارها |
Bu çok önemli. Belki de, işte bunu hayal etmenizi sağlamak için, bunlar doğrudan piyasada dağıtımı yapılan filmler değil. | TED | ربما , كما تعلم , لأجل أن تتمكن أن تتخيل الأمر, تلك أفلام توزع مباشرة للسوق. |
Bu dönemde, piyasada pek çok çılgın şeyler gördüm ve bu manyaklıkların ticaretini yaptım. | TED | وخلال هذه الفترة شهدت اشياء جنونية في سوق العمل. وقمت بعمليات تجارية بهوس. |
Ve ödünç verdiği bu paranın miktarını yükselterek ya da düşürerek, piyasada işlem gören paranın değerini ayarlar | Open Subtitles | ثمّ خلال إستعمالِ زيَاْدَة ونَقْص عرضِ النقود يُنظّمُ المصرفُ المركزيُ القيمةُ العملةِ أَنْ يُصدَرَ. |
Bu işe alım, piyasada bir canlanmaya yol açabilir. | Open Subtitles | هذا التأجيرِ قَدْ فقط يَكُونُ دفع في السوقِ. |
- Bize eroin lazım. - piyasada eroin tükenmiş. | Open Subtitles | - كان يجب أن نحصل على البودره |