Güneş, planktonların büyümesini sağlayacak olan mikroskobik bitkileri harekete geçiriyor. | Open Subtitles | تواصل الشمس تزويد نموّ النباتات المجهريّة التي تصنع ازدهار العوالق |
Yakın zamanda bilim adamları tarafından planktonlar için ele alındı ve planktonların altı katı kadar plastik buldular. | TED | مؤخرا قام العلماء بسحب عوالق الكائنات البحرية منها. وقد وجدوا بلاستيك أكثر بستة أضعاف من العوالق البحرية. |
planktonların atalarının bedenleri bugün yaktığımız karbonun çoğunu telafi ediyor. | TED | الحقيقة أن أجسام أسلاف العوالق تعوض الكثير من الكربون الذي نحرقه اليوم. |
Güneşin en güçlü olduğu dönemdeyse tüm doğa koşulları el ele vererek planktonların gelişimini destekliyor. | Open Subtitles | ،وبأقصى قوّة للشمس تتّحد كل هذه العناصر لخلق ازدهار للعوالق بكثافة عالية |
Yaz sonu planktonların sayısı öyle artıyor ki Kuzey Pasifik boyunca ışık saçıyorlar. | Open Subtitles | بحلول نهاية الصيف فإن ازدهار العوالق واسع للغاية حيث يتشعّب عبر شمال المحيط الهاديء |
Teorimiz planktonların minik olması ve göremediğiniz şeyleri önemsemek gerçekten de çok zor. | TED | نظريتنا هي أن العوالق صغيرة جداً، ومن الصعب للغاية الاهتمام بشيء لا يمكنك رؤيته. |
Şimdi planktonların yaşamımız için hayati önemini ve onlara ne kadar çok ihtiyacımız olduğunuz biliyorsunuz. | TED | الآن لقد تنبهتم لمدى أهمية العوالق لبقائنا أحياء ولمدى حاجتنا إليها. |
Bazıları popülasyonda bir azalma olmadığını iddia ediyor. planktonların dağılımındaki değişim yüzünen olabileceğini belirtiyorlar. | TED | البعض يقول ان ذلك ليس بسبب تناقص الاعداد ولكن السبب هو تغير توزيع العوالق |
Avcılar, planktonların varlığıyla okyanusun derecesinde bir değişiklik seziyorlar. | Open Subtitles | يشعر المفترسون بتغير في المحيط في تغير حرارته، في وجود العوالق |
Bu fırtınalar kıyıya vurduğunda planktonların beslenmesi için gerekli besinleri denizin dibinden yüzeye çıkarıyor. | Open Subtitles | عندما تضرب هذه العواصف الساحل فإنهم يثيرون مواداً غذائية حيوية إلى سطح الماء، مواد غذائيّة تُطعم العوالق |
Onlar da beslenmek için planktonların en çok görüldüğü su yüzeyine çıkıyor. | Open Subtitles | يأكلون العوالق أيضاً التى ترتفع للسطح حيثما تكون وفيرة |
planktonların bir kısmı göçebe hayatı bırakıp, buraya yerleşir. Okyanus yaşamı yeni bir dünya yaratmaya karar vermiştir. | Open Subtitles | جزء من العوالق غادر حياة البدو الرحل واستقر هنا |
planktonların bu yeni dağılımları, deniz yaşamını etkiledi. | Open Subtitles | اعادة توزيع العوالق هذا له تأثيراته على الحياة البحرية |