| Hindistan'da çalışmış eski bir genel müdür buldum, konuşmaya razı oldu. | Open Subtitles | ولقد وجدت أن المدير العام السابق للهند انه مستعد لاجراء محادثات. |
| Sen benden insanların asla yapmaya razı olmayacağı şeyleri yaptırmamı istiyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أجعل أشخاصاً يقومون بأمور ليسوا على استعداد للقيام بها |
| Ama aslında, bu zor zamanlarda... ..katolik kilisesi 36 yaşındaki umutsuz, bekar bir kadın gibi alabileceği herşeye razı olmuş durumdaydı. | Open Subtitles | تكون الكنيسة الكاثوليكية بائسة كعازبة في الـ36، مستعدة للقبول بأيما قد يأتيها |
| Açıkçası seninle herhangi bir yere gitmeye razı olmasına şaşırdım. | Open Subtitles | صدقًا، إنّي مندهش لكونها وافقت على الذهاب لأيّ مكان معك. |
| Komutanım, hoş geldin. Allah razı olsun. Çekinmeyin, gelin ya. | Open Subtitles | أهلاً أيها الرقيب، بارك الله فيك هيا ادخل. |
| Oda arkadaşlarım razı olsa bile, R.A denen herif bildiğin gay. | Open Subtitles | حتى وإن وافق زملائي بالسكن، مشرف مساكن الطلبة هو رجل شاذ |
| Madam Grandfort'a kocasının buna razı olmayacağını söylediniz mi? | Open Subtitles | هل حذرت مدام جرانفورت بأن زوجها ربما لن يوافق على ذلك ؟ |
| Dur bacım. Sağ ol. Allah senden razı olsun ama ben bir başkasına bağlıyım, yapamam. | Open Subtitles | باركك الله ولكنني مرتبط بشخص آخر |
| Yani Marcy için bu kadar para vermeye razı mısın? | Open Subtitles | هل تقول لي أنك مستعد لدفع مثل هذا المال لأجل مارسي؟ |
| Üç günlük bir rekoru var.Karısı ölmek üzere. Bir hafta boyunca bile sürmeye razı. | Open Subtitles | سجل لركوب الدراجة لثلاثة أيام ، زوجته تموت لذا فهو مستعد للقيادة حتى لمدة إسبوع |
| ...bir kadından emir almaya razı olduğundan emin olun. | Open Subtitles | تأكد من إنه مستعد أن يأخذ أوامره من أمرأة |
| Bu yüzden benim fikrimi dinleyip razı olacağını tahmin ediyorum. | Open Subtitles | لذلك أفترض انك على استعداد للإنصياع لرأيي |
| Ama onlardan herhangi birini kullanmak için, dalganın seni almasına razı olacaksın. | Open Subtitles | يجب أن تكون على استعداد للسماح للموجة أن تأخذك ماذا لو أنها تأخذك حيث لا ينبغي أن تذهب ؟ |
| Bu mesele yüzünden işini kaybetmeye razı mısın? | Open Subtitles | هل أنتي مستعدة لفقد وظيفتك بسبب هذا الأمر؟ |
| Ve kilise boşaldı mı gizlice sizi hanımefendi ile evlendirmeye razı oldu. | Open Subtitles | وبمجرد أن يتم إفراغ الكنيسة ، وافقت هاث لك أن تتزوج في السر الخاصة بك لعشيقته. |
| Çok naziksiniz, efendim. Tanrı her ikinizden de razı olsun. | Open Subtitles | هذا كرم كبير منكما بارك الله فيكما |
| Hyun Sook rahip Keene'in yetimhanesinde kaldı ve dayısı da evlat edinilene kadar orada yaşamasına razı oldu. | TED | أقامت أون سوك لدى الأب كين، وقد وافق الخال على أن تبقى هناك حتى تتم عملية التبني. |
| Böylece eğer buluşmaya razı olursa okulun temsilcisi olarak ben gidebilirim. | Open Subtitles | لذلك , هل يمكن ان يوافق علي اجتماع يمكن ان امثل الكلية |
| Allah razı olsun. | Open Subtitles | باركك الله. حقاً. |
| Ulysses'nin Penelope'ye;razı gelmesini ve hediyeleri kabul etmesini söylemesinden çıkarımlanabilir. | Open Subtitles | عوليس قال لبينلوب في البداية أن تقبل هداياهم |
| Onun güçleri var, ve seni kendine aşık edecek, ve onun için canına kıymaya razı olacaksın. | Open Subtitles | و ستجعلك تقع في الحب و ستكون مستعداً للموت من أجلها |
| - Evin düzeltilmesi lazım. - Buna razı olamam. | Open Subtitles | ــ لدي خطط كثيرة لتعديله يا سيد ويلوبي ــ هذا لن أوافق عليه أبداً |
| Eğer onlarla kalmayacağımı söylersem buna asla razı olmaz. | Open Subtitles | . لن توافق ابدا اذا علمت بانني لن ابقي معهم |
| Sadece gereken gücü kazandığımda dönmeye razı olacağım. | Open Subtitles | فقط أنا راغب لدعم أذواقي بالقوة الضرورية. |
| Bu güzel dolarcık için onları görmemeye razı olabilir misin? | Open Subtitles | مقابل ورقة الدولار الجديدة هذه هل ترضى بأن تنسى أنك رأيتها؟ |
| Nihai olanı istiyorsan, en yüksek bedeli ödemeye razı olmalısın. | Open Subtitles | إذا أردت المُطلق فعليك أن تكون على إستعداد لدفع الثمن المُطلق |