| Onlar bunun mümkün olmadığını söylemişlerdi, o günü asla unutamam. | Open Subtitles | قالوا أن ذلك كان مستحيلا هذا يوم لن أنساه أبدا |
| Onu gömersem, toprağın alıp götüreceğini ve onu bir daha bulamayacağımı söylemişlerdi. | Open Subtitles | قالوا لي ان دفنتها الأرض تأخذه بعيداً ولن أجده أبداً مرة أخرى |
| Bir sıkıntı çıkarsa numarayı aramamızı söylemişlerdi, biz de aradık. | Open Subtitles | قالوا أنها لو واجهتنا مشكلة علينا الإتصال بالرقم وهكذا فعلنا |
| Senin para için gelebileceğini söylemişlerdi... ve sana hiçbir şey vermememi de. | Open Subtitles | أخبروني بشكل محدد إنك ستأتي لطلب المال وعندها يجب ألا أعطيك شيء |
| Bir çivimin gevşek olduğunu söylemişlerdi ama bu kadarı da olmaz. | Open Subtitles | أتعلم , قيل لي أن لدي مسمار منفك لكن هذا جنون |
| 3:00'de dönmemiz gerektiğini söylemişlerdi, değil mi? | Open Subtitles | قالوا أننا يجب أن نعود في الثالثة، أليس كذلك؟ |
| Hayır, ama sizi hemen tanıyacağımı söylemişlerdi. | Open Subtitles | لا، نحن لم نتقابل لكنّهم قالوا أنّي يمكن أن أقول |
| Dört kişilik odalar ve kiralık bir araba olacağını söylemişlerdi. | Open Subtitles | قالوا تريد ان تكون هناك غرف لأربعة وتأجير السيارات في انتظارنا. |
| Başladığında iyi olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا انها لا بئس به عندما بدئت المدرسة |
| Az eleman olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا بأننا سنحظى بعدد قليل في هذه الرحلة |
| Ruslara bayat ekmek ve su dahi vermeyeceklerini söylemişlerdi. | Open Subtitles | قالوا أنهم لن يعطوهم حتى كـسرة خبز أو شـربة ماء |
| Doğru. Onun müfrezesindeydim. Ama senin bir keşif görevi sırasında öldüğünü söylemişlerdi. | Open Subtitles | هذا حقيقي، لقد كنت في فريقه، ولكنهم قالوا بأنك قُتلت في مهمة الكشافة تلك |
| 3 ay önce buraya geldiğimizde... karanlıkla beraber kıyametin de geleceğini söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد قالوا لي عندما اتينا منذ 3 اشهر مع الظلام سوف تحدث نهاية العالم |
| Ünlü birisinin olduğunu söylemişlerdi ama sen olduğunu hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | لقد أخبروني إنّه ملك لشخص مشهور ولكنّ لم أفكّر فيك |
| Geldiğin günden beri hararetli olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | أخبروني أنك تصاب بالحمى دائماً منذ اليوم الذي أتيت فيه إلى هنا |
| Tuna'nın kıyısına yeni bir şehir inşa etmenin maliyetinin çok büyük olacağını söylemişlerdi. | Open Subtitles | أخبروني أنها تكلفت ثروة طائلة لإنشائها. من يأبه بالأموال؟ |
| -Baban kovulmak üzereydi. Birkaç ay önce söylemişlerdi ona. | Open Subtitles | والدك كان على وشك أن يطرد قيل له منذ شهر مضى |
| İsa için de bir zamanlar öyle söylemişlerdi. | Open Subtitles | ذلك الذي قالوه عن المسيح في يوم من الأيام |
| 35 yıl önce, liseden mezun olduğum zamanlarda, bize her gün 40.000 çocuğun yoksulluktan dolayı öldüğünü söylemişlerdi. | TED | من قبل 35 سنة، عندما كنت أتخرج من المدرسة الثانوية، قالو لنا أن 40,000 طفل يموت يوميًا بسبب الفقر. |
| Buraya ilk geldiğimizde, bize bu depoların boş olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد أخبرونا فى التعليمات الأولى .أن هذه المستودعات مهجورة |
| Bana hapiste olduğunu söylemişlerdi. Uzunca 4 yıl daha hapiste dinlenecektin. | Open Subtitles | اخبروني انه تم ابعادك كنت مرتاحا لأربعة سنين في السجن |
| Bir keresinde, onların başına bir şey gelirse üzülmememi söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد قالا لى فى أحد الأيام أنه إذا حدث لهما شيئاً لا ينبغى أن أحزن |
| Bana orda hiçbirşey oladığını söylemişlerdi | Open Subtitles | اخبرونا بان علينا عدم السؤال من اين حصلوا عليها |
| Bir ilgisi olduğunu söylemiyorum ama boşanmalarının sebebinin swing olduğunu söylemişlerdi. | Open Subtitles | لا أقول إن ثمة صلة بين الواقعتين لكنهما أخبراني أن هذا سبب طلاقهما |
| Dadımın beşiğime bir şeyler astığını söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد أخبرت أن مربيتى كانت تعلق شيئا على سريرى |
| Buna engel olmak için her türlü önlemi alıyoruz En son onlar da bunu söylemişlerdi değil mi? | Open Subtitles | نحن نأخذ كل الحذر لتفادي ذلك اليس هذا ماقالوه آخر مرة ؟ |
| Deodorantımın aslında bir kadın için olduğunu ama bir erkeğe de gidebileceğini söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد أخبرونى أنه على الرغم من أن عطرى نسائى إلا أنه قوى جدا بالنسبة لرجل |
| Kızıl Şahinlerin karıştığı şiddet hakkında bir şey bilmediklerini söylemişlerdi ama biliyorlardı. | Open Subtitles | لقد اخبرونى انهم لا يعلمون أى شىء عن عنف الصقور الحمر، ولكنهم يعلمون |
| Yeterince A vitamini alırsam, huzurlu bir karanlığa düşeceğimi söylemişlerdi. | Open Subtitles | لقد تم إخباري أن آخذ فيتامين أ وسأنتقل إلى نسيان سعيد |