"sıkışmış" - Traduction Turc en Arabe

    • عالق
        
    • علق
        
    • عالقة
        
    • علقت
        
    • عالقين
        
    • محشور
        
    • عالقاً
        
    • عالقون
        
    • عالقه
        
    • محاصر
        
    • محاصرة
        
    • ملتصق
        
    • محشورة
        
    • محصور
        
    • مسدود
        
    Genellikle sana pansuman yaptığımda... sıkışmış domuz gibi çığlık atardın. Open Subtitles عادةً ، أنتَ تصرخ ،كخنزيرٍ عالق عندما أضع هذا الشيء
    (Gülüş) Teşekkürler. Bence sıkışmış hissediyorsanız veya hayatınızdan memnun değilseniz, bu bir işaret. TED وأعتقد أنه عندما تشعر أنك عالق أو غير راضٍ عن حياتك، أعتقد أنها إشارة.
    Onu hareket ettiremezsin, altına sıkışmış. Sadece kolda. Open Subtitles لن تستطيعي تحريك هذا انني اسفله عالق بالمنتصف
    Ve şuradaki bataklığa sıkışmış büyük olana da,... 'Bağımsızlık' diyoruz! Open Subtitles ،إنظري لذلك الكبير لقد علق في الوحل نحن ندعم الإستقلال
    Önde kan ya da sıkışmış kıyafet parçası var mı? Open Subtitles أمن دماء أو قطع ملابس على عالقة على واجهة السيّارة؟
    Evet, şey, herhalde astral paralelde falan sıkışmış olmalıyım. Open Subtitles أجل ، تعلم لابد أنني علقت بطائرةنجميةأو شيءكهذا.
    Sanırım gaz vanası sıkışmış. Oraya çıkabilir misin? Open Subtitles صمام الغاز عالق, أعتقد أنه يمكنك الصعود إلى أعلى؟
    Çok minnettarım. Basınç kalibresi sıkışmış. Open Subtitles لك جزيل الإمتنان قياس الضغط الخاص بك عالق
    Sanırımım oraya bir şey sıkışmış. Orada neler oluyor? Open Subtitles حسنًا، أعتقد أن هناك شيء عالق ماذا يحدث هنا؟
    İçeri giremiyoruz. Mavna tekneye çarpınca,kapı sıkışmış. Open Subtitles صدمة تلقى فالحاجز الدخول يمكننا لا بإحكام عالق والباب
    Vatandaşlarından biri burada böyle sıkışmış kalmışken Birleşik Devletler aylak aylak bekleyecek değildir. Open Subtitles الولايات المتحدة لن تقف مكتوفة الايدي بينما احد مواطنيها عالق هنا هكذا
    Kaçışları hakkında bilgisi olan tek kişi oyun alanında sıkışmış ve ciddi bir tehlike içinde Open Subtitles والآن إنَّ الشخص الوحيد الذي يعلم بشأن المتمردون الصغار عالق في الباحة الثلجية وهو واقع بخطر كبير
    Rahatsızlık veren bir çocuk kitabı işte Bob, Biliyorum, ama bunun yanısıra benimle sıkışmış durumda. Open Subtitles أعلم أن ذلك كتاب أطفال مزعج، ولكنه عالق في ذهني رغم ذلك
    Oysaki başka bir zaman akışına yönlenip sonuçta saniyeler arasında sıkışmış. Open Subtitles و اتضح أنه مرتبط بتيار زمني آخر و تحديداً، عالق بين الثواني
    Belki de onu orada sıkışmış olarak gördü ve tüm fikirlerini değiştirdi. Open Subtitles نعم ولربما ما رأته علق معها مما غير من مفاهيمها حول كل شسء
    Alevler etrafını kuşattıkça çaresizce düşüyor. Kendi umutsuz sahnesinde sıkışmış bir şekilde. TED تسقط بيأس بينما تلتهمها النيران، هي الأخرى عالقة بمشهدها اليائس.
    Belirtilere göre, geri döndüğünüz an testisleriniz iç çamaşırınızın fermuarına sıkışmış. Open Subtitles إستناداً على فحوصاتكالسابقة، عندمالويتجسمك، خصيتيك علقت بفتحةسروالكالداخلي،
    Onlar ruhu alanda sıkışmış Peki, o zaman onlar doğru, hayaletler? Open Subtitles حسناً ، إذا كانوا عالقين في عالم الأرواح فهذا يعني أنهم اشباح ، أليس كذلك ؟
    Göreceksin. Pazartesi günü tesisatçılar gelecek ve sıkışmış bir şeyler bulacaklar. Open Subtitles سترين ، يوم الأثنين ، سيأتي السمّكريين و سيجدون شيئاً محشور هنا
    O yetimhanede sıkışmış olduğun anı, ve buradan çıkıp gitmen yardımcı olmayacak. Open Subtitles بشأن كونك عالقاً هُناك بدار الأيتام ذلك والخروج من هُنا لن يُساعدك
    Güçlü Süreçler Çok fazla insan, mevcut koşullarında kendini kıstırılmış, sıkışmış hisseder. Open Subtitles يشعر الكثير من الناس أنهم عالقون أو مسجونون أو مقيدون بظروفهم الحالية
    Millet, bu Sarah. sıkışmış olabilir. Open Subtitles يا رفاق أنها ساره أعتقد أنها ربما تكون عالقه
    Çevrendeki denizi görmek için - televizyon seğreder ... ve kendini sıkışmış hissedersin... Open Subtitles كــم مره تنظر للسقف حولك وتشعر بـأنـك محاصر ؟
    Paraguay ile Uruguay arasına sıkışmış, öfkeli bir ulus. Open Subtitles يعني آمه صغيرة غاضبة محاصرة بين البارغواي والأرغواي
    Sabahtan beri, insanları sıkışmış yüzüklerinden kurtardım. Open Subtitles طول الصباح و انا ملتصق ببيع الخواتم للناس
    Hayır, bak. Arabanın gövdesi çok fena sıkışmış, tamam mı? Open Subtitles لا , انظري السيارة محشورة هنا بأحكام , حسنا
    Dünyalar arasında sıkışmış kalmış, kaderi üzerinde hiçbir denetimi olmaksızın, hiçbir şeye dokunamadan. Open Subtitles محصور بين العوالمِ بدون سيطرةِ على مصيرِه، لَيسَ قادر على مَسّ أيّ شئِ يؤَثّرْ على أيّ شئِ.
    Çöp boşaltım kanalının yanında olacaksınız, kokmaya başlarsa bir şey sıkışmış olabilir, bir süpürgeyle itmeniz gerekir. Open Subtitles أنتما بجاور مكب القمامة ولو بدأت الرائحة تصبح كريهة قد يكون المكب مسدود

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus