Şimdi bu durum onlar için hoş değil ama "işte ölçtüğümüz şeyler bunlar" diyebilecek özgüvene ve cesarete sahipler. | TED | الان تلك لم تكن وضعية سعيدة بالنسبة لهم لكن كان لديهم الثقة والشجاعة للقدوم نحوي والقول هذه هي تقديراتنا |
Aynı zamanda,insan olmayan primatlar arasında en karışık sesli iletişime sahipler. | Open Subtitles | لديهم أيضا اللفظيات الأكثر تعقيداً من أي من الرئيسيات غير البشرية. |
İdealistler ama şüpheyi saf dışı eden ezici bir kesinliğe sahipler. | Open Subtitles | ولكن لديهم هذا اليقين القاطع الذى لا يَدَع أى مجالٍ للشك. |
Böylece güç onlardaydı. Yani onlar bir çocuğu okuldan uzaklaştırma veya atma yetkisine sahipler ve kullanıyorlar. Yani okulculuk oynamıyorsunuz. | TED | الأن هم يمتلكون السلطة، وهو ما يعني، أن في وسعهم القيام بتعليق وطرد الاطفال لذلك فنحن لا ندير المدرسة بل هم من يقررون. |
Burada kadın başına çok bebek sayısına sahip ülkeler oldukça düşük gelire sahipler. | TED | البلدان التي لديها العديد من الأطفال لكل امرأة هنا، لديها دخل منخفض جداً. |
Üst seviye atletlerin sahip olduğu kardiyovaskülere ve dayanıklı kaslara sahipler. | Open Subtitles | لديهم أوعيةُ وقوة تحمل عضلاتِ كتلك التي يتمتع بها نُخبة الرياضيين |
Ve bu programı dışarı taşır ve çocuklarına veririseniz dışarı çıkıp iyi bir şeyler yapmak için çok iyi bir şansları olacak, çünkü sizin gibi ebeveynlere sahipler. | TED | وإذا رافقت هذا البرنامج، ومنحته لأطفالك، سيحصلون على فرصة جيدة للخروج وفعل عمل جيد، لأن لديهم والدين مثلكم. |
Bu kişiler, adeta gerçekleri görmelerini engelleyecek ve bizlere yanlış tavsiyelerde bulunduracak dürtülere sahipler. | TED | لديهم فقط الحوافز التي تعميهم عن الواقع فيعطوننا نصيحة منحازة أصلا. |
Ev görünümünde iç yapıya ve canlı kent yaşamına sahipler. | TED | لديهم بنية تحتية مصنعة منزليا وحياة حضرية حيوية |
Küresel hanehalkı gelirinin yüzde 90'ından fazlasına sahipler. | TED | لديهم أكثر من تسعين بالمائة من الدخل العالمي للأسرة. |
Ayrıca şu anda YouTube üzerinde 36.000 izleyicisi bulunan kendi haber ağlarına da sahipler. | TED | لديهم كذلك شبكة أخبارهم الخاصة على اليوتيوب ب 36,000 مشاهد لحد الآن. |
Ayrıca şunu da biliyoruz ki esneme bulaşıcılığına hassas olan insanlar oldukça empatiye sahipler. | TED | وكذلك، فإن الناس الذين لديهم الكثير من عدوى التثاؤب هم متعاطفون للغاية. |
reçetenin yanında yemeleri gereken yiyeceklere sahipler mi, | TED | هل لديهم طعام لتناوله مع الوصفة الطبية؟ |
Animasyon, yazılım, film oluşturma yazılımları, bunların hepsine sahipler. | TED | برامج رسوم، وبرمجيات حواسب و برامج لصنع الأفلام، جميعها لديهم. |
Eğer ayaklarına bakarsanız, yaprak gibi 'linalae' denilen milyonlarca kıldan oluşan bir yapıya sahipler. | TED | إذا نظرتم إلى أقدامهم، لديهم هياكل كأوراق الشجر تسمى لينالا مع ملايين الشعيرات. |
Şevk ve özgürlüğe sahipler ki bunlar inanıyorum ki yeni bir paradigmanın temelidir. | TED | لديهم من الضراوة والحرية التي أعتقد أنها أساس النموذج الجديد. |
Bunu bitirmek için gerekli olan enerjiye cesarete ve güce sahipler. | TED | لديهم طاقة، لديهم الشجاعة، لديهم القوة لإنهاء هذا. |
Bu insanlar o dükkanlara 30 yıldır sahipler. | Open Subtitles | الكثير من هؤلاء الناس يمتلكون محلاتهم منذ أكثر من ثلاثين عاماً |
Tekrardan bu uygulamaların her biri için aynı statik fiziki forma sahipler. | TED | لكن ومرة أخرى، لديها نفس الشكل المادي الثابت لكن من هذه التطبيقات |
Bilmiyorum. sahipler ona Son Deney diyorlar. | Open Subtitles | لا أعلم, الأسياد يدعونها التجربة الأخيرة |
Artık iyi adamlar yok. Tüm oyunu yönetiyorlar. Tüm gezegene sahipler. | Open Subtitles | إنهم يديرون الأمر بأكمله إنهم يملكون كل شيء ، الكوكب اللعين كلّه |
Asya'da gerçek liderler var, oldukça politik tutarlılığa sahipler. | TED | فهناك قادة حقيقيون في آسيا. ولديهم قدر كبير من الاستقرار السياسي. |
Bu çocuklar, 8, 9 ve 10 yaşlarında ancak 70 yaşında hatta daha yaşlı bir insanın fiziksel özelliklerine sahipler. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفالِ كُلهم بعمر 8,9,10 سنوات مع ذلك عِنْدَهُمْ نفس الخصائص الطبيعية لشخص في عمر السبعين او اكثر |
Dünyanın en iyi öğretmenlerine, uzmanlarına ve terapistlerine sahipler. | Open Subtitles | فلديهم أفضل المعلمين, والخبراء والمعالجين في العالم |
Önce ki sahipler, döşemelerini, almazlar bundan bahsettim mi? Evet, nasıl buldunuz? | Open Subtitles | هل ذكرت لكما بأنّ المالكين السابقين لم يتمكنوا من أخذ أثاثهم , لذا |
Kızın bilinen bağlantılarının bir listesine sahipler. | Open Subtitles | إن بحوزتهم قائمة بأسماء شركائها المعروفين. |
Bence çocuklar temel bir adalet duygusuna sahipler, değil mi? | Open Subtitles | أعتقد أنّ لدى الأطفال حسّ أساسي بالعدالة، ألا تعتقد ذلك؟ |
Sence Yüce sahipler endiseli midir? | Open Subtitles | -أتعتقدين أن أسيادها قلقون؟ |
İstatistiki olarak, neredeyse eşit olasılığa sahipler. | Open Subtitles | . واحدة منهما . إحصائيا كلاهما يمتلكان نفس الاحتمالات |