Beni dinleyin başlamadan önce sizden sakladığım bir şey vardı ama size söyleyeceğim, çünkü en iyi ve eski dostlarımsınız. | Open Subtitles | .. استمعن يا فتيات .. قبل أن نبدأ لقد كنت أخفي عنكنّ شيئاً |
sakladığım bir şey yok ama ceketinin altına sakladığın şeyi görmeyi çok isterim prenses. | Open Subtitles | لا أخفي شيئا و لكني أرغب بشدة رؤية ما تخبئينه تحت تلك السترة، يا أميرة |
Kesinlikle hayır! Konuşmayacağım. Bir şey sakladığım yok. | Open Subtitles | بالطبع لا, أنا لن أتكلم ليس لدي ما أخفيه |
Olmazsa senin için sakladığım daireyi satıveririm. | Open Subtitles | في أسوأ الأحوال, سأبيع الشقّة كنت أحتفظ بها من أجلك |
Tüm bunları sizden sakladığım için çok özür dilerim çocuklar. | Open Subtitles | إنني آسف جداً لأنني أخفيت عنكم كل هذا يا رفاق |
Ya sakladığım bir param olsaydı? | Open Subtitles | ماذا لو كان لديّ بعض المال أخفيته بعيداً ؟ |
sakladığım şeyler önemli değildi, önemli olan onlara anlam katan hikâyelerdi. | TED | أن الأغراض التي احتفظت بها لم تكن مهمة، إنما القصص المتعلقة بها هي التي أعطتها قيمة لدي. |
Senden sakladığım şeyler daha önceden yaptığım şeylerdi. | Open Subtitles | الأمور التي أخفيتها عنك كانت الأمور التي قمتُ بها |
Fazla zamanım yok. Paramı sakladığım yeri hatırlıyor musun? | Open Subtitles | ليس لدي وقت كثير أتتذكر أين أخفي أموالي؟ |
Paraları onun için harcamak başımı belaya sokacak. Eğer onun yaptığı işi rapor etmezsem ve harcamaları sakladığım için kovulabilirim. | Open Subtitles | وإن لم أبلّغ عما تفعله، فأنا أخفي نفقات وقد أُطرد. |
Kahretsin, köfteli sandviçimi sakladığım yeri ele verdim. | Open Subtitles | اللعنة، أنا فقط أعطيته مكان الذي أخفي فيه كراة اللحم. |
Hepsi ikinci rafta bulunan porselenden yapılmış gerçekten iğrenç olduğunu düşündüğüm denizkızının arkasına sakladığım bu küçücük defterde yazıyor. | Open Subtitles | الذي أخفيه في الرفّ الثاني وراء حورية البحر الخرفيّة المقززة تلك |
Evet, senden sakladığım büyük bir saldırı oldu. | Open Subtitles | أجل, لقد كان هناك هجوم سري كبير كنت أخفيه عنك |
Hepinizden.. sakladığım birşey vardı, ve bunu... konuşmamız gerekiyor. | Open Subtitles | هناك شيء ما كنت أخفيه عنكم جميعاً، و... علينا أن نتحدّث. |
Sanırım bayrama sakladığım açık elbisemi giyeceğim. | Open Subtitles | أعتقد أني سوف ألبس ذلك الفستان الفاجر الذي كنت أحتفظ به لعيد الفصح |
Güven bir yer bulmak için, sen ve ben... Senden sakladığım için üzgünüm. | Open Subtitles | لكن في الوقت الحالي اتبعيني أنـا آسف لأنني أخفيت عنكي ذلك |
Ve sonra eski bir apartmanda oluyorum ve döküntülerin arasında... ..sakladığım bir şeyi arıyorum. | Open Subtitles | و بعدها أجد نفسى بشقتي القديمة مبعثراً كل ما بها باحثاً عن شئ ربما أكون قد أخفيته هنا أو هناك |
Albert Amca, bu ana sakladığım çok güzel bir esprim var. | Open Subtitles | هيا بنا العم ألبرت لدي نكتة مرحة احتفظت بها لمثل تلك المناسبة |
"Lara, sakladığım saati şu andan itibaren keşfedeceğinden kuşkum yok. | Open Subtitles | "لارا، أنا متأكد أنك اكتشفت الساعة التي أخفيتها. |
Özür dilerim, dün senden sakladığım için, çıldırmış olmalıyım. | Open Subtitles | آسف , لابد أنني بدوت مجنونه البارحه عندما خبأتها عنكِ |
Federaller hafta boyunca bana geldi altınları sakladığım yeri söylersem bana huzur sağlayacaklarını vaat ettiler. | Open Subtitles | الفيدراليون كانوا يأتون كل أسبوع كانوا يعدوني بالتكتم إذا أخبرتهم أين خبأت الذهب |
Son kalan büyüyü sakladığım yer. | Open Subtitles | المكان الذي احتفظتُ فيه بآخر جزءٍ مِن سحري. |
Torchwood teknolojisinden sakladığım bir parça. | Open Subtitles | إنها القطعـة الوحيـدة التي أبقيتها من الشعلـة |
Ziyaretçiler hakkında senden sakladığım şeyler var ama artık her şey hakkında gerçekleri öğrenme zamanın geldi. | Open Subtitles | لقد أخفيتُ أموراً عنكَ بخصوص الزائرين، لكن حان الوقتُ لتعرف الحقيقة، عن كلّ شيء. |
Günün birinde bu konuşmayı yapabilmek için uzun süre kullanmadan sakladığım bir şey. | Open Subtitles | شيء إحتفظت به لوقت طويلِ جداً لكي يمكننى فى يوم ما أن اقوم بهذا الإتصال |
Acil durumlar için şuraya sakladığım bir şeyler olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك شيء خبأته هنا لحالات الطوارئ. |
sakladığım bir şey yok. | Open Subtitles | ليس لدي شيئاً لأخفيه |