Sana söylemek istemiştim. Hepsini elime yazdım. Gördün mü hepsi burada. | Open Subtitles | نويت إخبارك و كتبت كل شيئ علي يدي ، أتري ؟ |
Bunu Sana söylemek istemezdim ama ajanlığa döndüm ve yardımına ihtiyacım var. | Open Subtitles | لم أرد إخبارك بهذا لكنني أتجسس مجدداً وأنا بحاجة إلى مساعدتك حقاً |
SP: Senin keşiflerin sonucunda gerçekleşen bazı harika şeyleri Sana söylemek istiyorum. | TED | س. ب: أريد أن أخبرك عن بعض الأشياء المدهشة الناتجة عن اكتشافاتك. |
Bilirsin, ben sadece Sana söylemek zorundayım, Ben gerçekten çok bu şarkıyı seviyorum. | Open Subtitles | كما تعلم، أود فقط أن أقول لك, أنا حقا أحب هذه الأغنية كثيرا. |
Biliyor musun... Öğrendiğim andan beri Sana söylemek için çıldırdığım birşey var! | Open Subtitles | اتعلم , هناك شيء كنت ساموت من اجل اخبارك به منذ عرفته |
İki aydır Sana söylemek istediğim her şeyi söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت كل ما أردت قوله لك للشهرين الماضيين |
Sana söylemek istediğim bir şey vardı ama imkân olmadı. | Open Subtitles | هناك شيء أردت أن أقوله لك ولكني لم أحظى بالفرصة |
Beni duyabiliyor musun bilmiyorum, Leela. Ama Sana söylemek istediğim bir şey var. | Open Subtitles | لا أعلم إذا كنتِ تستطيعين سماعي لكن هناك شيء أود إخباركِ به |
Aileni kimin öldürdüğünü Sana söylemek isterdim ama gerçekten bilmiyorum. | Open Subtitles | ،أريدُ إخبارك من وراء مقتل والديك لكنني لا أعلمُ حقًا |
Seninle karşılaştığı, sana aşık olduğu zaman daima sırlarını Sana söylemek ister. | Open Subtitles | تأتي إليك وهي مفتونة بك. وهي على الدوام تريد إخبارك بأسرارها هي تتطوع بذلك. |
Alma, aslında Sana söylemek için bayıldığım bir şey var. | Open Subtitles | حقيقة يا آلما هذا هو أحد الأشياء التي كنت أريد إخبارك بها |
Herkül, uzun zamandır annenle Sana söylemek istediğimiz bir şey var. | Open Subtitles | هرقل ، هنالك شيء أنا و أمك نريد إخبارك إياه |
Sana söylemek istemiştim ama senin fazla İngiliz olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أردت أن أخبرك ولكنها دائماً كانت تقول أنك بريطاني أصيل |
Lütfen inan bana. Dün gece Sana söylemek üzereydim, ama... | Open Subtitles | أرجوك صدقيني ، كنت على وشك أن أخبرك الليلة الماضية |
Sana söylemek istediğim bir şey var, ama bana bir türlü fırsat vermiyorsun. | Open Subtitles | هناك شيء أود أن أقول لك لكنك لا تعطيني فرصة ابدا |
Bunu Sana söylemek istemezdim ama, gerçeği öğrenmen gerek. | Open Subtitles | لم أرد اخبارك بهذا، ولكن يجب ان تعرفي الحقيقة |
Hartigan, Sana söylemek istediğim çok şey var. | Open Subtitles | هارتيجان ؟ هناك الكثير أردت قوله لك أنك لا تذهب عن أفكاري أبداً |
Sana söylemek istediğim bir sürü şey vardı ama ama saygımdan kardeşinin yasının bitmesini bekledim. | Open Subtitles | كان هناك الكثير ما أردت أن أقوله لك , وانتظرت , احتراما , إلى ان ماتت أختك. |
Bilmen gerektiğini düşündüm ama Sana söylemek istemedi. | Open Subtitles | أعتقدت بأنه يجب أن تعرفي ولكنه لم يرد إخباركِ |
Eğer bir dakikan varsa hala Sana söylemek istediğim bir şeyler var. | Open Subtitles | هناك شيء أود أن أخبرك به حينما يسنح الوقت |
Şey Sana söylemek istediğim çok önemli bir şey var. | Open Subtitles | يا ولدي... لدي شيء المهم حقا أريد أن أقول لكم. |
Sanırım, bir mektubun varlığını Sana söylemek zorundayım. | Open Subtitles | اعتقد انه يجب ان اخبرك بوجود خطاب بخط يدك |
Çok az zamanımız ve Sana söylemek istediğim çok şey var. | Open Subtitles | ليس هناك متسع من الوقت و عندي الكثير لأخبرك |
Bunu Sana söylemek için henüz erken. Hala yönetim kurulunun onayına ihtiyacım var. | Open Subtitles | بالطبع، من المبكر أن أقول لكِ هذا لا زلتُ بحاجة الموافقة من مجلس الإدارة |
Bu yeterli bir süre değil, mutfağı henüz şekle sokmaya başladı, ve bunu Sana söylemek istemedim ama bahçe düzenlemesinin de lafı geçti. | Open Subtitles | هذا الوقت ليس كافي , لقد بدأت لقد بدأت تزخرف المطبخ , وأنا لم أرد أخبارك بهذا لكن هنالك حديث عن أعشاب الحديقة |
Sana söylemek istediği bir şey var. Konuşmanızı canlı yayınlayabilir miyiz? | Open Subtitles | لديه شيء يريد أن يخبرك به ألا بأس في إذاعتنا لمحادثتكما؟ |
Sana söylemek için törenden sonrayı beklemek istemiştim. | Open Subtitles | ولكننى كنت منتظرة لما بعد الإحتفالات لإخبارك |