Burada kendi seçimlerini yapmasına izin vermemiz daha doğru olmaz mı? | Open Subtitles | يقال أنه يجب أن نتركه يقرر خياراته بنفسه |
Cytron'daki patlamanın son başkanlık seçimlerini manipüle etme planıyla bağlantılı olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | ومنها أن انفجار سايترون متصل بمؤامرة لتزوير الانتخابات الأخيرة لرئاسة الولايات المتحدة. |
Ama eğer tadarsan seçimlerini değerlendirirken bulursun kendini. | Open Subtitles | لكن إذا واجهته ستجد نفسك تعيد تقييم خياراتك أيضاً |
1950'de Türkiye ilk özgür ve adil seçimlerini yaptı. Daha otokratik, laik rejim böylece sona erdi, ki bu rejim Türkiye'nin doğuşuydu. | TED | ففي 1950 جرت اول انتخابات حرة في تركيا والتي انهت عصر الاستبداد العلماني وكانت تلك الانتخابات بداية انطلاقة تركيا |
Kendi seçimlerini kendin yapmadığın zaman çaresiz hissediyorsun çünkü kimseyi incitmek istemiyorsun. | Open Subtitles | حين لاتتخذين قراراتك بنفسك تشعرين بالعجز لأنكِ لاتريدين إيذاء أي أحد |
Diğer gemideki adamlar, seçimlerini cinayet ve hırsızlıktan yana yaptılar. | Open Subtitles | هؤلاء على القارب الآخر اتخذوا قرارهم قرروا أن يقتلوا يسرقوا |
İnsanların tüm hayatlarını, yaptığı seçimlerini ve bu seçimlerinin onlara neler getireceğini anlamak neredeyse imkansızdır. | TED | صور من حياة بأكملها، من خيارات الإنسان و كيفية تأثيرها عليه مستقبلك صور كهذه من الصعب الحصول عليها. |
Senin gayrimenkul seçimlerini yeniden inceledim ve en iyisi bile zayıf durum da. | Open Subtitles | هل؟ لقد اطلعت على الخيارات العقاري الخاص بك، وأنها ضعيفة في أحسن الأحوال. |
Bilgisiz Seçmen Cemiyeti Springfield Valilik seçimlerini sunar. | Open Subtitles | إتحاد المصوتون الغير متفقون يقدمون لكم إنتخابات منصب العمدة |
Sadece korkularının seçimlerini etkilemesine izin verme. | Open Subtitles | فقط لا تدع الخوف يوجّه إختياراتك. |
O seçimlerini kendisi yaptığını kabul ediyor yani aslında hayatını değiştirmek istiyor. | Open Subtitles | هو بالفعل قد تقبّل ان خياراته كانت تخصّه والّذي يعني انه يريد في الحقيقة ان يغّير حياته |
Ve bu her zaman bütün seçimlerini yönlendiren birşeydi. | TED | وهو شيء لطالما تحكم في خياراته. |
- Onun hayat seçimlerini asla kabul etmedin! | Open Subtitles | انت لم تتقبل خياراته في الحياة |
2009 yılında İran'da gerçekleşen başkanlık seçimlerini takip eden aylarda, ülkenin dört bir yanında protestolar patlak verdi. | TED | في الأشهر التي تلت الانتخابات الرئاسية لعام 2009 في إيران، اندلعت الاحتجاجات بجميع أنحاء البلاد. |
Bu aslında alpaka yünü... Acımasızlığın gerçekten de seçimlerini daraltıyor. | Open Subtitles | إنه ألباكا في الحقيقة, خال من الخشونة يضيق من خياراتك حقاً |
Belki bana inanmayacaksın ama, seçimlerini her zaman destekledim. | Open Subtitles | لربما لاتصدقني ولكن أنا أقف بصف خياراتك دائما ً |
Kongre orta dönem seçimlerini iptal etmek zorundaydı çünkü... yoğun kargaşadan. | Open Subtitles | في العام الماضي ، اضطر الكونجرس لإلغاء انتخابات التجديد النصفي بسبب الإضطرابات الواسعة النطاق |
Yine bir deja vu. 2000 başkanlık seçimlerini de Dade Şehri belirlemişti. | Open Subtitles | لقد راينا هذا من قبل في انتخابات 2000 حسمت بمقاطعة ديف |
seçimlerini temiz bir kalple yap. Ve tanrıçaya her zaman güven. | Open Subtitles | إتخذِ قراراتك بقلب صافي وثقِ فى الآلهة دائماً. |
Biliyorum Teğmen. seçimlerini yaptılar. | Open Subtitles | ،أعرف هذا أيها الملازم لقد اتخذوا قرارهم |
Sonuç olarak, gerçekten yeni bir bakış açısına ihtiyacımız var, mülecilerin seçimlerini genişleten, onları bir yük olarak tanımlamayan bakış açısına. | TED | فى الختام، نحن حقاً بحاجة إلى رؤية جديدة، رؤية توسع خيارات اللاجئين ولكنها تدرك أنهم لا يجب أن يكونوا عبئاً. |
ilk olarak, seçmenler seçeneklerin her birini 1'den 4'e kadar sıralar ve ilk seçimlerini karşılaştırırız. | TED | بدايةً، يرتب المنتخبون كلّ الخيارات من 1 إلى 4، ونقارن أفضل اختياراتهم. |
Sovyetler ilk şeffaf seçimlerini yapmadan on gün önce. | Open Subtitles | قبل عشرة أيام من إجراء السوفييت أول إنتخابات |
Kendi seçimlerini yapma özgürlüğün yoktur. | Open Subtitles | أنت لست حرا لتنفذ إختياراتك |