Otopsi doktoruna göre yaralara dallar ve selin getirdiği molozlar sebep olmuş. | Open Subtitles | الطبيب الشرعي قال إن الإصابات سببها فروع الأشجار وبقايا حطام الفيضان .. |
Burada, görüntünün merkezinde selin büyüklüğünü, sarı ile gösterilen Bangkok'un büyüklüğüne göre görebilirsiniz. | TED | هنا، تستطيع رؤية حجم الفيضان في منتصف الصورة. بالنسبة لحجم بانكوك الموضح باللون الاصفر. |
Nüfusumuzun çeyreğini açlıktan kaybettiğimiz son kuraklıkta ya da beş yıl önceki selin nüfusun üçte birini götürdüğünde sen burada değildin! | Open Subtitles | لم تكن هنا في المجاعة الاخيرة عندما خسرنا ربع السكان في المجاعة أو قبل خمس سنوات عندما جرف الفيضان الثاث |
yada belki... sen selin... acıncak haldeki ailenin son ferdi olarak... | Open Subtitles | أو ربما أنت تخفين شيئا ً ما يا (سيلين)؟ ..كآخر شخص من عائلتك |
selin, ne demeye yasak bölgeye koşuyorsun? | Open Subtitles | (سيلين)، ماذا تفعلين بركضكِ بالأراضي المحظورة؟ |
Alevin, selin ve alemin var sonra da eroin kullanabilirsin. | Open Subtitles | لديك الحرائق ولديك الفيضانات ولديك الشغب ولديك الرمي أثناء القيادة |
Bay Reynolds, Büyük Kanyon'daki selin uydu görüntülerine bakıyorsunuz. | Open Subtitles | السيد رينولدز، كنت أبحث في القمر الصناعي من الفيضانات في جراند كانيون. |
- Köydeki bir inşaatçı burada birkaç yıl önce bir fırtına meydana geldiğini ve beraberindeki selin, köyü üç gün su altında bıraktığını söyledi. | Open Subtitles | قال أحد البنائين أنه قد حدث طوفان قبل بضعة سنوات عاصفة كبيرة اغرقت المكان لـ3 أيام |
Leşveler selin sağladığı güven ortamında eğleniyor. | Open Subtitles | تمرح الظباء في الأمان الذي يجلبه الفيضان |
1896 yılında selin ulaştığı düzey. | Open Subtitles | ذلك هو المستوى الذي بلغته مياه الفيضان عام 1896 |
selin neden bu bölgede ısrar ettiğini bulabiliriz. | Open Subtitles | بإمكاننا الآن التّسليم بإيجادنا لسبب صمود الفيضان في هذا النّطاق |
Aniden gelen selin yüzeydeki kumu gevşettiğini sanıyorum. | Open Subtitles | أظن أن الفيضان لا بد وأنه أزال الأوساخ |
Ama selin olduğu gece Yardım Eli'ndeydi. – Onu tanıyor musun? | Open Subtitles | لكنّه كان بمقرّ "اليد المبسوطة" ليلة حدوث الفيضان |
Sadece selin nereyi etkilediğini göster olur mu? | Open Subtitles | فقط أرني أين كان الفيضان |
Babam hala Yahul'da. selin tüm gece boyu koşmuş. | Open Subtitles | لا يزال عند بركان (ياهول) (سيلين) كانت تركض هاربةً طيلة الليل |
Dain ve selin... siz önden koşup şifacıya haber verin. | Open Subtitles | ( (داين) و (سيلين.. تقدّموا ركضًا أمامنا و أخبروا الطبيب إنّي قلق بشأن نفسه |
Ama kimse selin ve benim demirciye yardım ettiğimizi fark etmedi. | Open Subtitles | لكن ما لم يدركه أحد هو أن (سيلين) وأنا كنا قد صادقنا ذلك الحداد. |
selin, git annenle ablana yardım et. | Open Subtitles | (سيلين)، إذهبي لمساعدة والدتكِ و أختكِ |
Diğerleri ise buna selin neden olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | و قال البعض أن السبب هو الفيضانات |
Bunu son selin yaptığını düşünüyor. | Open Subtitles | يعتقد أن طوفان النهر الاخير فعلها |