Artık sadece senin sorunun değil. di mi ? | Open Subtitles | حسنا، إنها ليست مشكلتك فقط الآن، أليس كذلك؟ |
- Biraz yardım alabilirdim ama bu senin sorunun değil. | Open Subtitles | كان يمكن أن أستفيد من بعض المساعدة ولكن هذه ليست مشكلتك |
Hayır. Dediğim gibi, senin sorunun değil. Takma kafanı. | Open Subtitles | كما قلت، ليست مشكلتك لا تقلق، سأتدبر الأمر |
- Bu benim sorunum değil. - senin sorunun değil mi? | Open Subtitles | هذة ليست مشكلتى هذة ليست مشكلتك ؟ |
Benim suçum değildi. Ama benim sorunum. - Hayır, senin sorunun değil. | Open Subtitles | ليست غلطتي لكنها مشكلتي لا , إنها ليس مشكلتك إنها مشكلتنا |
Yolundan ayrılma, senin sorunun değil. | Open Subtitles | إبقَ على مسارك. الأمر لا يعنيك. |
- senin sorunun değil mi? | Open Subtitles | هذه ليست مشكلتك.. ؟ انها ليست مشكلتي |
Bırak dırdır etsin senin sorunun değil onun sorunu. | Open Subtitles | دعه يتمسك بها إنها ليست مشكلتك |
Dinle beni, bu senin sorunun değil, tamam mı? | Open Subtitles | إستمعلى. إنها ليست مشكلتك , حسنا ؟ |
Sana tavsiyem bunu "senin sorunun değil" altında dosyalaman. | Open Subtitles | "أعتقد أنه يمكنك تصنيف هذا تحت بند "ليست مشكلتك |
Bu senin sorunun değil, Walter. Meşgul olman problem değil. | Open Subtitles | هذه ليست مشكلتك لا بأس أنك مشغول |
Esas ben üzgünüm. Bu senin sorunun değil. | Open Subtitles | بل أنا الآسفة، فتلك ليست مشكلتك. |
Soruşturduğum bir iç işleri meselesi. senin sorunun değil. | Open Subtitles | كانت قضية داخلية احقق بها، ليست مشكلتك |
Rus hizmetçiden. Bu senin sorunun değil. | Open Subtitles | مدبرة المنزل روسية تلك ليست مشكلتك |
- Bu senin sorunun değil. | Open Subtitles | لن أذهب لأي مكان هذه ليست مشكلتك |
Rus hizmetçiden. Bu senin sorunun değil. | Open Subtitles | مدبرة المنزل روسية تلك ليست مشكلتك |
- Camille, bu senin sorunun değil. - Ama olabilir. | Open Subtitles | كاميل، انها ليست مشكلتك - ممكن ان تكون - |
- Bilmiyordum. - Hayır, boş ver. senin sorunun değil. | Open Subtitles | أنا لا أعرف أي شيئ بهذا الشأن- لا , لاعليك , انها ليست مشكلتك - |
! Bu artık senin sorunun değil, Bay Chaco. | Open Subtitles | هذا ليس مشكلتك بعد الآن يا سيد تشاكو |
Ne söylememi istiyorsun, John? Bu, senin sorunun değil. | Open Subtitles | أيّاً كان ما أقوله، (جون)، هذه ليست مُشكلتك |
- Valerie, bu senin sorunun değil ki. | Open Subtitles | فاليري), إنها ليست مشكلتُكِ) |
Bu benim davam ve fazla para vermek artık senin sorunun değil. | Open Subtitles | هذه قضيّتي و العمل لوقت إضافي لم يعد من شأنك بعد الآن |