Senin yerinde olsam parmak izlerimi yok edip polisi arardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لمسحت بصمات أصابعي وخططت لمكالمتي إلى الشرطة |
Kadınımı merak etmen çok hoş ama Senin yerinde olsam kendi derdime düşerdim. | Open Subtitles | كم لطيف أن تقلق عن إمرأتي لو كنت مكانك لقلقت لأمري اللعنة عليك |
Senin yerinde olsam, kafamın başka birinin vücuduna konmasını isterdim. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لرغبت بتركيب رأسي على جسد شخص آخر |
Senin yerinde olsam... | Open Subtitles | الآن اسمع, لو كنتُ مكانك, لكنتُ اكتشفتُ ذلك قبل أن تجد هي مكاناً أفضل و |
Senin yerinde olsam, bırakırım birbirlerini gebertsinler ama... senin yerinde değilim. | Open Subtitles | لو أدعهم يقتلون بعضهم لو كنت مكانك ولكن أنا لن أقتلهم |
Senin yerinde olsam onu bulur... götüne bir siktiğimin çizmesini sokardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لا أعثر عليه وأخذت عصا وضربت مؤخرته اللعينه |
Belki de öyle bir şey yoktur. Yine de Senin yerinde olsam dikkatli olurdum. | Open Subtitles | ربما لا, ولكنى لو كنت مكانك لكنت اكثر حذرا |
Senin yerinde olsam, oraya gidip o çocuklara bir içki verirdim. | Open Subtitles | لو كنت مكانك , لذهِبت الي هُناك و أعطيت هؤلاء الفتيان بعض من الشراب |
Senin yerinde olsam ve paran varsa, taksi tutardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك .. ومعى مال كنت اخذت سيارة اجرة |
Senin yerinde olsam, kına gecesinden çok Rick'in bekar partisini düşünürdüm. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لكان ينبغى علي ان اكون اقل قلقا بشأن تلك الحفله واكثر قلقا بشأن حفله عزوبيه ريكى |
Senin yerinde olsam ölümden değil, trafiğin yoğun olduğu saatte araba kullanmaktan korkardım. | Open Subtitles | لن اخاف من الموت لو كنت مكانك لكنت خائفة أكثر من القيادة خلال ساعة الازدحام |
Senin yerinde olsam, para geldiği anda beni vururdum. | Open Subtitles | لو كنت مكانك .. كنت سأضربكي وانت تعدين المال |
Senin yerinde olsam Chucky hakkında böyle konuşmazdım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لما تحدثت عنه بتلك الطريقة. |
Senin yerinde olsam, çok geç olmadan sıvışırdım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لهربت على الفور قبل أن يفوت الأوان |
Senin yerinde olsam, bütün bu yalanları söylerken, dikkat edip yardımcı olması için, yanımda birisini götürürdüm. | Open Subtitles | حسناً, لو كنتُ مكانك لأخذتُ أحد معي لمساعدتك بالسيطرة على هذه الكذبات |
Senin yerinde olsam naklimi isterdim. | Open Subtitles | لو كنتُ مكانكَ ، لقدّمت طلباً رسمياً لنقلي |
Senin yerinde olsam şu an onu düşünmezdim! | Open Subtitles | لن أكون قلق بشأنه، لو كنت في مكانك الآن. |
Hayır, aslında Senin yerinde olsam bunu yapmazdım. | Open Subtitles | لا في الحقيقة لم اكن لافعل ذلك لو كنت محلك |
Senin yerinde olsam, çocuğuma... ödlek bir hain olduğumu söylemektense burada ölmeyi yeğlerdim. | Open Subtitles | ولو كنت مكانك, لفضلت الموت هنا على أن أضطر لاشرح لإبني انني كنت خائنا جبانا |
Senin yerinde olsam, Tanrıya şükür değilim, çünkü saçların korkunç, | Open Subtitles | وإذا كنت مكانك... والحمد لله أننى لست كذلك، لأن لديكي شعر رهيب... |
Senin yerinde olsam, ...bunun üzerinde epey bir düşünürdüm, | Open Subtitles | لو كنت مكانك، لفكرت بهذا الأمر بشدّة، وربّما عليك |
Biliyor musun, Senin yerinde olsam burayı derhal terk ederdim. | Open Subtitles | أتعرف ماذا , كنت سأخرج من هنا لو كنت بمكانك |
Biraz zor beğenen bir tip o yüzden Senin yerinde olsam dikkat ederdim. | Open Subtitles | إنّها متسلّطةٌ وحادّة الطباع، لأخذت حذري لو كنتُ مكانكِ. |
Senin yerinde olsam sınırın etrafına bakardım. | Open Subtitles | لو كنت مكانك لبدأت بالبحث حول الحدود |
Ne var biliyormusun... Senin yerinde olsam burada yemek yemezdim. | Open Subtitles | أتعلمين , أنا لم أكُن لأموت هنا لو كُنت مكانك |
Senin yerinde olsam ve elime bu para geçecek olsa büyük birşey , hayatım boyunca istediğim büyük bir şey yapardım ben. | Open Subtitles | إذا كنت بدلا منك و هناك مال سيأتى إلى سوف أفعل شيئا كبيرا, شىء أردت فعله طليلة حياتك |
Ha Çavuş bu arada, onu oradan çıkarmak için fazla beklemezdim Senin yerinde olsam. | Open Subtitles | بالمناسبة، لم أكن لأنتظر طويلًا لأخرجه من هناك إن كنت مكانك |