Bunu sesli bir şekilde yapacaksınız 996 ile başlayarak ve olabildiğince hızlı şekilde. | TED | ستفعلون ذلك بصوت عال وبأسرع ما يمكنكم، ابتداء من 996. |
Bu kelimeler, üzerinden binlerce yıl geçtikten sonra, ilk defa sesli bir şekilde telaffuz edildi. | TED | تلك كانت المرة الأولى في ما يزيد عن ألف سنة التي نطقت فيها هذه الكلمات بصوت عال. |
Orta sesli bir yellenme, tahammülkârân. | Open Subtitles | و الثانية تُصدِر صوتاً مثل صوت القطار |
Bugün iyi bir toplantıyı kaçırdın. sesli bir şekilde yalan söyledim ve sonra da odadaki tek dürüst adamın ruhunu parçalara böldüm. | Open Subtitles | لقد كذبت بصوت عالي ثم حطمت روح الرجل الصادق الوحيد في الغرفة |
Daha önce sesli bir şekilde söylemediğimize inanamıyorum. | Open Subtitles | لا يُمكنني التصديق أننا قلنا هذا .بصوت عالٍ من قبل |
Ön sırada oturan bazılarınız çok sesli bir şekilde yutkunuyor. | Open Subtitles | البعض منكم في الصفوف الأولى يبتلع بصوتٍ عالٍ |
- Eğer evde yüksek sesli bir düdük bulursan gelecek sefer aradığında telefona sert bir şekilde onu çalarsın. | Open Subtitles | حاولي إيجاد صافرة ذات صوت عال في المنزل... وإستخدميها على سماعة الهاتف بشدة عندما يتصل في المرة القادمة |
Tıbbi bir düşüncen varsa lütfen sesli bir şekilde dile getir. | Open Subtitles | إذا كان لديك رأي طبي، يرجى التحدث والتحدث بصوت عال. |
Az önce çişimle ilgili sesli bir şey mi söyledim yoksa, ..sadece düşünüyor muydum? | Open Subtitles | هل قلت هذه الأشياء عن التبول بصوت عال أم أنني فكرت فيها فحسب؟ |
Todd, seninle yalnızken ve ben sesli bir şekilde konuşurken senin için konuşuyorum. | Open Subtitles | أتعلم تود عندما نكون لوحدنا ، وأنا أتحدث بصوت عال ، انه نوع ما لمنفعتك |
'Orta sesli bir yellenme, tahammülkârân.' İnanmıyorum ya! | Open Subtitles | و الثانية تُصدِر صوتاً مثل صوت القطار هذا لا يُصدق إنك شاعر بحق يا (رانشو) |
Şimdi bunun sebebi en sevdiğim pastanın ne olduğunu hiç sesli bir şekilde söylememiş olmam mı yoksa söylediğimde dinlememiş olması mı? | Open Subtitles | هل هذا بسبب أنني لم أقل أبداً بصوت عالي ماهي كعكتي المفضلة أم بسبب انه لم يسمعني عندما قلتها ؟ |
Ama öyle şeyleri sesli bir şekilde söyleyemezsin. | Open Subtitles | و لكن لا يُمكنك قول أشياء مثل هذه بصوت عالي |
Tam çocuğun doktorları acaba hangi metabolik panel ya da kan testlerini yapsak diye şekilden şekle girerken, meslektaşlarımdan biri, sesli bir şekilde sordu: ''Aç olabileceği aklınıza hiç geliyor mu?'' | TED | بينما الأطباء يتساءلون أي اللوحات الأيضية وأي فحص دم يجرون للمريض، أحد زملائي سأل بصوت عالي هل تعتقد بأنه ربما يكون جائعاً؟ |
Öyle görünüyor ki şehirde bir toplantı var ve incelememi sesli bir şekilde okumamı istiyorlar. | Open Subtitles | على مايبدو, يوجد بعض الاتفاقيات في المدينة, ثم يريدونني أن اقرأ مقالي بصوت عالٍ في البهو. |
Arkadaşlarınızın başarısız olmalarıyla ilgili bir şiiri, güzel bir piknikte sesli bir şekilde okuyacağım. | Open Subtitles | سأكتب قصيدة عن فشل أصدقائك وأقرأها لكِ بصوت عالٍ في نزهة مشمسة -هذا يبدو رائعاً |
Cadı sesli bir şekilde güldü ve şapkasını tuttu. | Open Subtitles | -ضحِكَت الساحره بصوت عالٍ وأمسكتبقبعتها. |
Belki. Belki de sesli bir şekilde söylemek istemediğin bir şey vardır. | Open Subtitles | ربما، أو ربما هناك شيء من الأفضل ألا تقوله بصوتٍ عالٍ |
Bu yüzden canım, şunu sesli bir şekilde dile getirmek zorunda hissetim. | Open Subtitles | ولهذا يا عزيزتي أنا مضطر للقوّل بصوتٍ عالٍ: |
Onu buraya getirdim, doyurdum ve sorunlarını sesli bir şekilde ifade etmeye davet ettim onu. | Open Subtitles | لذا أحضرتها هنا, وغذيتها ودعوتها وجعلتها تتحدث عن متاعبها بصوتٍ عالٍ |
...ve bir de güzel sesli bir şarkıcı. | Open Subtitles | ومغنية ذات صوت جميل |