"sevgi dolu" - Traduction Turc en Arabe

    • محبة
        
    • محب
        
    • المحبة
        
    • المحب
        
    • محباً
        
    • مُحب
        
    • الحنون
        
    • حنون
        
    • من الحب
        
    • ومحبة
        
    • حنونة
        
    • الحنان
        
    • محبوباً
        
    • ومحباً
        
    • مُحبة
        
    Bence evim gibi sevgi dolu bir ortamda olursa hayatını düzene sokar. Open Subtitles أعتقد إذا هو كان في محبة البيئة، مثل بيتي بأن هو حقا حل.
    Eğitiminin amacını biliyorum ve sahip olduğun güçle erkekleri kendine nasıl aşık ettiğini, nasıl sevgi dolu bir aileden geriye bir dul ve öksüzler bıraktığını. Open Subtitles و كم لديك من القوة لجعل الرجال يقعون في الحب كيف ستجعلين أرملة و أيتاماً من عائلة محبة
    Bu çocuğun sevgi dolu bir evde olması benim için çok önemli. Open Subtitles إنه فقط مهم بالنسبة لي أن يكون هذا الطفل في منزل محب.
    Büyükannemin yaşamının son günlerinde etrafı insanlarla çevrilmişti. Birçok insan. Çünkü o, kocaman ve sevgi dolu bir ailenin sevgi dolu kabile reisiydi. TED في الأيام الأخيرة من عمرها، كانت جدتي محاطة بالناس، الكثير من الناس، لأن جدتي كانت الأم المحبة لعائلة كبيرة محبوبة.
    Ama hayatımızın en önemli kararını verirken romantik, sevgi dolu bir kalbe, bilgili, düşünceli bir zihin eklemeliyiz. TED ‫لكن القلب الرومانسي المحب‬ ‫بحاجة إلى عقل واعي مستنير‬ ‫ونحن نتخذ القرار الأكثر أهمية في حياتنا.‬
    Ve neyse ki, kurabiye olmadığı zamanlarda tenimize değen tanıdık bir el ya da sevgi dolu bir jest de rahatlamamızı sağlar. Open Subtitles و لحسن الحظ عندما لا يكون هناك بسكويت لازال بإمكاننا أن نجد الأمان في يد مألوفة على جلودنا أو لفتة تدل على محبة
    sevgi dolu eller uzanır aşağıya ve göğe yükseliriz. Open Subtitles يد محبة تنزل. ونحنا أيدنا مرفوعة نحو السماء.
    Solucanlar dövüşmezler. Barışçıl, sevgi dolu insanlardır. Open Subtitles الديدان لا تتقاتل، أنها كائنات محبة ومسالمة، لديها 5 قلوب
    Ey kutsal ve mukaddes kadın insanlığın ebedi tesellisi cömertliği ve zarafetiyle tüm dünyayı besleyen ve sefalet çekenlere büyük karşı şefkat taşıyan sevgi dolu bir anne gibisin. Open Subtitles . كأم محبة سوف تفعلى إيتها السيدة المباركة والمقدسة بفضلك و نعمتك تطعمين العالم أجمع
    Parlak bir güneş, sevgi dolu bir aile, rüya gibi bir ev ama sonra anne yok oluyor. Open Subtitles شمس ساطعة,عائلة محبة منزل مثالي لكن بعدها,تذهب الأم
    Bugün bile, sevgi dolu kocasına rağmen, yüzünün yarısından biraz azını kaplayan bir doğum lekesi yüzünden kendini güzel bulmuyor. TED حتى يومنا هذا، على الرغم من وجود زوج محب ، هي لا تعتقد أنها جميلة بسبب وحمة تملاء نصف وجهها إلا قليلا منه.
    Fakirlere incik boncuk dağıtan sevgi dolu sıcacık birine dönüştün. Open Subtitles أنت أصبحت محب للسلام ، الدفئ ، تأخذ الحلي . الرخيصة وتعطيها للفقراء
    ... bir savaş ancak ve ancak sevgi dolu bir tabiatla ilan edilmeli... Open Subtitles ذلك أن الحرب يجب أن تشن تحت سيطرة سلطة تمثلها المحبة
    Doğduğunda kendisine bakan aynı sevgi dolu gözleri gördü. Open Subtitles نفس الوجوه المحبة تنظر اليه كما كان فى يوم ولادته
    O yumuşak, duyarlı, sevgi dolu... tavrıyla. Open Subtitles بيديها الحساستين,الناعمتين واسلوبها المحب
    İnsan aynı anda hem sevgi dolu hem de çılgın olabilir, hayat böyle. Open Subtitles يمكن للإنسان أن يكون محباً ومجنوناً فى آن واحد هذه هى الحياة
    O kadar sevgi dolu ki... o kadar hoş ki... ve o kadar komik ki. Open Subtitles انه شخص مُحب جدا ، شخص مهتم بي جدا و هو ظريف جدا
    Cömertlikle yerinde duramayan sevgi dolu kalp? Open Subtitles ماذا بالنسبة للقلب الحنون المليء بالكرم؟
    Herkese küçümseyerek bakıyorsun, spontane ya da sevgi dolu bir şey yapmaktan acizsin. Open Subtitles أنت تنظر للجميع بتكبر، و أنت غير قادر على فعل أي شيء تلقائي أو حنون فعلاً.
    Kilisede dikilmiş bana sevgi dolu şekilde baktığını hayal ediyorum. Open Subtitles كنت أتخيله يقف فى المذبح بنظر إليّ بكثير من الحب
    Kral'ın iyiliğini, bana karşı ne kadar sevgi dolu ve nazik olduğunu düşündükçe duyduğum pişmanlık kadar acı vermemişti. Open Subtitles ذكرياتي عن خير الملك لأنني عندما أتذكر مدى كرم ومحبة الأمير الذي كان لي, لا يسعني إلا أن الحزن
    sevgi dolu espriler yapmam seni kıskandığım anlamına gelmez. Open Subtitles أي سُخْرِية مِنْ حنونة إلى حدٍّ ما لا يَعْني أَنا غيورُ.
    Birbirlerini, resmiyetten yoksun, sevgi dolu karşıladılar. Open Subtitles منـذ أن ازعجوا بعضهم البعض مع حفل محزن ينقصه الحنان
    Her şeyin nasıl sevgi dolu olduğuna inanamazsın Ben. Open Subtitles لا يمكنك أن تتخيل يا بن .. كل شيىء كان محبوباً..
    Cömert ve sevgi dolu! Open Subtitles كريماً ومحباً.
    Çoğu çocuk sevgi dolu bir aileyi hak ediyor ve sevgi onda fazlasıyla var. Open Subtitles كما تعلمون ، مع وجود عدد كبير من الاطفال في حاجة إلى أسرة مُحبة كما ذكرت الأمر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus