Ver onu bana. Silahşörlerin sloganı: Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için. | Open Subtitles | لنأخذه ، شعار الفرسان الفرد للجميع و الجميع من أجل الفرد |
McGuire sloganı, ayaklarını kullanıp bir yerlere gelmek, yüzünü değil. | Open Subtitles | شعار ماجوير أن تكوني هنا علي قدمك لا علي وجهك |
Bunun yerine, geleceğin umut dolu bir sloganı var: bağlantısallık kaderdir. | TED | بدلا من ذلك، فالمستقبل لديه شعار جديد وأكثر تفاؤلا: الربط هو القدر. |
Ama bugün ürünleri gerçek dünyaya böylesine düşük maliyetle getirme yeteneğiyle beraber, artık sloganı değiştiriyorum ve bu bir resmi kamu açıklamasıdır. | TED | لكن اليوم ومع القدرة على توزيع الأشياء في العالم بسعر منخفض سأقوم بتغيير الشعار الآن وهذا يعتبر تصريح شعبي رسمي |
sloganı "Lak lak, kim konuşuyor bir bak" olan bir radyodan kim böyle bir şey bekler ki? | Open Subtitles | من يتوقع محطة شعارها الحالي " ياخي ياخ نتحدث لاحقاً " |
Pamoja tunaweza -- Svahili dilinde organizasyonumun sloganı: ''Birlikte başarabiliriz!'' | TED | باموجا توناويزا - هذا هو شعار شبكتي بالسواحيلية: "معاً نستطيع!" |
Fakat aslında "petrolün ötesinde" sloganı bu yüzden işe yarıyor. | TED | لكن في الحقيقة, هذا سبب نجاح شعار "ما وراء النفط" |
Şimdi bu şehirdeki her aç kişi benim sloganı bilir: | Open Subtitles | الآن ليس هناك روح من الجوع في هذه المدينة لا أعرف بلدي شعار: |
"De Oppresso Liber." "Baskıdan Kurtar." - Özel kuvvetin sloganı. | Open Subtitles | منطق الحرية، لنحررهم من الاضطهاد، شعار القوات الخاصة |
Ve hayvan damgalama şirketine kalan borcumuz. Şehrin yeni sloganı için: | Open Subtitles | و لدفع ما علينا جراء شعار المدينة الجديد |
sloganı, partiyi, hatta martini kadehinde dans eden kızları bile. | Open Subtitles | شعار. لهجة. حتى الفتاة في الزجاج مارتيني. |
İşte bu yüzden asla Malibu sloganı yarışmasını kazanamayacak. | Open Subtitles | لهذا السبب لم يكسب ابدا شعار مسابقة ماليبو |
Hayır, bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Kampanyamın sloganı üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | لا ، كل شيء على ما يرام انا اعمل على شعار الحملة الانتخابية |
"Ölü Ölüdür" sloganı hastane esaslarına hemen hemen hiç uygun değil. | Open Subtitles | شعار الموت هو الموت غير ملائم في أرضية مستشفى |
Şimdi bu sloganı kampus içinde tüm öğrencilere söyleyin. | Open Subtitles | الآن اريدكم ان تقولو هذا الشعار الى كل طالب في الحرم |
Ben küçük bir haber verirken sizler de bu reklam sloganı üzerine düşünün. | Open Subtitles | سأترككم جميعاً للتفكير في الشعار الآن ريثما أسرّب نبأ ما. |
Ben küçük bir haber verirken sizler de bu reklam sloganı üzerine düşünün. | Open Subtitles | سأترككم جميعاً للتفكير في الشعار الآن ريثما أسرّب نبأ ما. |
Ama ya sloganı? "Ter değil, ilham." | Open Subtitles | ولكن ماذا عن شعارها "الالهام و ليس العرق" |
Tim bu gece senden o sloganı koparamayacağımı düşünüyordu. | Open Subtitles | ظن تيم أنني لن أتمكن من استخراج ذلك الشِعار منك الليلة. |
Eh, bir dakikaya ihtiyacım - O zaman onların sloganı koymak iyi | Open Subtitles | حسناً، سأحتاج للحظة - حسناً، ضع شعارهم لذلك الحين حسناً |
Yaratıcılık ezilmişin tişörtümüzde sloganı dudaklarımızdaki deyiştir. | TED | الإبداع مثل القلم الذي يكتب الشعارات على قمصاننا أو العبارات على شفاهنا |
60,000'in üzerinde insan başlama çizgisine geldi, hepsi siyasi sloganı olmayan düz beyaz tişörtlerle geldi. | TED | أكثر من 60 ألف شخص جاء إلى خط البداية، كلهم يلبسون القمصان البيضاء بدون شعارات سياسية. |
"Daha fazla bahane olmayacak" sloganından daha iyi bir seçim kampanyası sloganı olurdu. | Open Subtitles | هذا يبدو أفضل كثيراً كشعار حملة عسكرية من "لا مزيد من الأعذار". |
Bu kötü bir parfüm sloganı. | Open Subtitles | .. هذا بعض .. العطر السئ .. شعاره |