Geleceğinde yazmak yoksa, doktorluk geçinmek için gayet soylu bir yol. | Open Subtitles | اذا كانت الكتابة ليست هي مستقبلك, الطبابة طريقة نبيلة لكسب العيش |
soylu bir kadını saraya geri götürüyordum ve doğumu başladı. | Open Subtitles | أخذ سيده نبيلة عائداً إلي القلعة ولكنها فى مرحلة الولادة. |
Çekilmem kötü adamları cesaretlendirir. soylu bir düşünce... | Open Subtitles | . إن تنحيت , فهذا يشجّع الأشرار فكرةٌ نبيلة |
Bugünlerde, soylu bir aile çocuğu tehlikeli ilişkilere girmeden iskambil bile oynayamaz. | Open Subtitles | الشاب النبيل لا يمكنه أن يلعب الورق دون أن يكسب بعض الأصدقاء الخطيرين |
Oldukça yaygın ama soylu bir Sakson ismi. | Open Subtitles | رجل من عامة الناس، لكنه يحمل اسما ساكسونيا نبيلا |
Doğuştan bir soylu olmayabilir ama soylu bir yüreği olduğuna sizi temin ederim. | Open Subtitles | ربما لا يكون نبيلاً بالولادة لكن يمكنني أن اشهد بأن لديه قلب نبيلاً |
Erkek soylu bir duruş ve tavır içinde olmak ister. | Open Subtitles | لا يستطيع الرجل تحمل المواقف و المشاعر النبيلة |
Marvin, bu gerçekten çok soylu bir davranış ama sen ihtiyaçları olan bir erkeksin. | Open Subtitles | هدا نبيل من طرفك، (مارفن)، لكن انت رجل ولديك احتياجاتك |
Sizin gibi soylu bir aileye, Camelot'un kapıları her daim açıktır. | Open Subtitles | إن عائلة نبيلة كعائلتك موضع ترحيب دوما في كاميلوت |
soylu bir bayan niçin eve bu kadar geç kalır? | Open Subtitles | لماذا تقوم سيدة نبيلة بالعودة للمنزل في هذا الوقت المتأخر ؟ |
Soylu tanıklar olmadıkça, soylu bir bayanı tutuklayamazsınız. - Yasalara karşı geliyorsunuz. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تقبض على إمرأة نبيلة بدون شهود مساويين لها |
Hastalıklı bir köylü kesinlikle soylu bir adama eş olamaz. | Open Subtitles | فلاحة سيئة التربية؟ لا يكاد تستحق أن تصاحب رجل ذو ولادة نبيلة |
Arkadaşlarımı kurtarmak için yaptığımı ya da ülkemi korumak için soylu bir davranış olduğunu düşünmek istiyorum. | Open Subtitles | احب ان افكر انه كذلك لاحمي اصدقائي او كجزء من حملة نبيلة لانتقذ بلدي |
Orta Çağ'da bir şövalye pek çok zorluğun altına girip kendisinin soylu bir kadının aşkına layık olduğunu ispatlardı. | Open Subtitles | بالعصور الوسطى، فارس سيتحمّل التحديات ليُثبت أنّه جدير بمحبّة إمرأة نبيلة. |
Böylece soylu bir kral, güzel kraliçesi... ormanın haylaz varisi huzur içinde yaşadılar . | Open Subtitles | الملك النبيل, وملكته الجميلة ووريثهم الشاب الفطن إلى عرشِ الأدغال |
Sen sadece bir sahtekarsın. soylu bir Amerikan yerlisi rolü yapan bir sahtekar. | Open Subtitles | ما أنت إلا منافق يلعب دور الأمريكي الأصلي النبيل. |
Ayağa kalk, soylu bir Romalıdan beklendiği gibi! | Open Subtitles | إنهض , كما يجب أن يقف النبيل الروماني |
Siz ve beraberinizdekilerin, Tanrı'nın takdirinin ve hakkaniyetin aksine, mirasımın soylu bir parçasını, bana ait olan şehri benden esirgemenize rağmen hem de. | Open Subtitles | بالرغم من أنك وشركاءك تحديتم إرادة الرب وخالفتم جميع قوانين العدل بحجبكم عني المدينة التي كانت جزء نبيلا |
Kederli bir insan ve soylu bir rakipti. | Open Subtitles | ،لقد كان رجلا محزونا وخصما نبيلا |
Bana soylu bir ölümü bahşet. Kardeşliğimiz için yap. | Open Subtitles | . صديقي ، امنحني موتاً نبيلاً . دون أن يُسكب الدماء |
En azından ölmeden önce soylu bir şey yapmış olacaksın. | Open Subtitles | على الأقل، حين تموت، تكون قد أنجزت شيئاً، شيئاً نبيلاً. قليلون يمكنهم أن يكونوا كذلك. |
Bir dişi ne zaman ki Kutsal efendimiz tarafından yüceltilir işte o zaman zarafetin ve güzelliğin soylu bir temsilcisi olabilir. | Open Subtitles | فإنها تسمو في عالم القداسة عندها ستكون العربة النبيلة للنعمة |
Westeros'un kuzeyinden soylu bir şövalye kendini Essos'ta bulmuş. | Open Subtitles | (فارس نبيل من شمال (ويستروس (تعثر حظه في (إيسوس |
Bu soylu bir iş fakat hayatınızı riske atmamalısınız. | Open Subtitles | هذا نبل منكَ، لكن لا يمكنكَ المجازفة بحياتكَ |