"spor salonunda" - Traduction Turc en Arabe

    • الصالة الرياضية
        
    • في قاعة الرياضة
        
    • في النادي الرياضي
        
    • في صالة الألعاب الرياضية
        
    • في صالة التدريب
        
    • في صالة الرياضة
        
    • بالصالة الرياضية
        
    • صالة رياضية
        
    • في الجيم
        
    • في القاعة الرياضية
        
    • في الجمنازيوم
        
    • في الصالة
        
    • في الجمنازيومِ
        
    • في حصة الرياضة
        
    • بصالة الألعاب
        
    Gel buraya. spor salonunda terlemiş bir herif gibi kokuyorsun ve umrumda değil. Open Subtitles تعالي تنبعث منك رائحة شاب مُتعرّق في الصالة الرياضية ، لكن لا يهم
    Kapısında 2 polis belirdiğinde spor salonunda acil bir durum oluyor. Open Subtitles حالة طارئة فى الصالة الرياضية فقط عندما ظهر شرطيان امام منزله.
    spor salonunda bu sabah düşmüş. Open Subtitles إنهار في الصالة الرياضية بالمنطقة الوسطى هذا الصباح
    Bunu yapmasam, spor salonunda vücut geliştiriyor olacaktım. Open Subtitles لو لم أكن أفعل هذا، لكنت في قاعة الرياضة أتمرّن.
    Elektrikli süpürge kullanmak bile spor salonunda aerobik yapmak kadar iyi olabilir. TED والتنظيف بالمكنسة الكهربائيّة قد يكون جيداً كألعاب الأيروبيك التي ستقوم بها في النادي الرياضي.
    spor salonunda bile ranzalar var. Open Subtitles في صالة الألعاب الرياضية للتعامل مع الزحمه
    Geçen sene spor salonunda Open Subtitles في السنة الماضية خلال وقت التنفُّس في صالة التدريب
    Geçen hafta spor salonunda kadınlardan korktuğumu söylediğinde haklıydın. Open Subtitles في صالة الرياضة الإسبوع الماضي عندما قلت بأني خائف من النساء، أنت كنت محق
    Çünkü eşcinseller spor salonunda seks yapabiliyor. Bunu normal erkekler de yapabilseydi, sürekli spora giderlerdi. Open Subtitles لأن الشواذ يمكنهم ممارسة الجنس بالصالة الرياضية كان ليصبح المستقيمون أمثالهم لو كان هذا متاحاً
    Koğuşta, spor salonunda, bahçe de ya da kantinde olmaz en azından. Open Subtitles على الأقل ليسَ في الجناح ولا في الصالة الرياضية ولا في الساحة ولا في المَقصف
    Aslında söylediği şey şu... haftasonunu spor salonunda tanıştığı bir çocukla sevişerek geçirmiş. Kaltak! Open Subtitles يعني تحديداً قد أمضت عطلة نهاية الأسبوع وهي تُقيم علاقةٍ حميمة مع شابٍ ما قابَلته في الصالة الرياضية.
    Tabi ama benim ağırlık çalışmam lazım spor salonunda, teşekkürler yine de. Open Subtitles حسنا , عندى تدريب فى الصالة الرياضية لكن شكرا لكى
    Evlât, sen vaktini spor salonunda ya da hastanede geçirirken o evde meşgalesiz kaldı. Open Subtitles يا ابني، بينما كنت تهدر وقتك في الصالة الرياضية أو المستشفى زوجتك في المنزل لوحدها، شاغرة لذلك إستئجرت بديل
    Pekala, çocuklar, spor salonunda çalışmaya gidiyorum. Open Subtitles حسنا,أطفال,أنا ذاهبة إلى التدريب في الصالة الرياضية
    Bu spor salonunda çok hatıram var. Open Subtitles العديد من الذكريات في قاعة الرياضة القديمة هذه
    spor salonunda, ne zaman istersen. Eldivensiz. Open Subtitles في النادي الرياضي في أي وقت من دون ارتداء بطّانات محشوة
    spor salonunda ki antrenör ki kendisi steroid satıyordu. Open Subtitles المدرّب في صالة الألعاب الرياضية الذي كان يبيع المنشطات
    spor salonunda ne kadar bitkin görünürseniz görünün mutlaka bir erkek size yazıyor. Open Subtitles لا يهم كم تبدوا شاحباَ في صالة التدريب أحد الشباب سيصطدم بك
    Sabah da spor salonunda havlu dolabının arkasına saklanırken yakaladım. Open Subtitles وفي وقت سابق، ضبطته في صالة الرياضة وهو مختبئ في صناديق المناشف.
    spor salonunda çalışıyordum ve çocuklardan biri ikinizin etrafa peri ışıltıları saçtığınızı haber verdi. Open Subtitles لقد كنت أرفع أثقال بالصالة الرياضية وأحد الطلاب أخبرني أنكما هنا ناشرين غبار خيالاتكم بكل الأنحاء
    - Hayır! Bir spor salonunda KDS dersi veriyorum dedim. Open Subtitles كلاّ , قلت أني أدرس فنون القتال المختلطة في صالة رياضية
    Çünkü görünüşe göre sen spor salonunda çok zaman geçiriyorsun. Open Subtitles لانهُ كما هو واضح انت تقضي الكثير من الوقت في الجيم
    spor salonunda olmayanlar gelip bize katılabilir ya da olduğunuz yerden dinleyebilirsiniz. Open Subtitles لأولئك الذين ليسوا في القاعة الرياضية هل بامكانكم الانظام لنا هنا او بامكانكم الاستماع لنا اينما كنتم
    spor salonunda tanıştığım bir arkadaşımı seninle tanıştırmak istiyorum. Open Subtitles أود ان أقدم لكِ صديق قابلته في الجمنازيوم
    otobüs, taksi bişeyler bulurum. motorsikletim spor salonunda zaten. Open Subtitles حافلة، سيارة , انا سأخذ أيّ شئ، انا تَركَت دراجتَي في الجمنازيومِ.
    spor salonunda onu nasıl ağlattığını anlattı. Peki neden sen? Open Subtitles ،كيف كنتِ تُبكينها في حصة الرياضة لم أنت بالضبط ؟
    Hani ben o köhne spor salonunda oynamak istemediğimde sen bana ne demiştin hatırlıyor musun? Open Subtitles انظر ، أتتذكر عندما لم أُرد اللعب بصالة الألعاب القديمة القذرة تلك ؟ أتتذكر ما قلته لى ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus