Dünya kayaları ise, canlı bir taş kürede olmanın tehlikelerini yaşıyor. | TED | أما صخور الأرض، فتواجه مخاطر قشرة الأرض الخارجية اليابسة والحية. |
Ölümlülüğün tehlikelerini anlıyor ve neden bundan kurtulması gerektiğini. | TED | لقد بدأت تستوعب مخاطر البشرية الفانية ولماذا يتعين عليها الإفلات منها. |
Sabahı "katılım ofisi"nde, okuldan kaçmanın tehlikelerini öğrenerek geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيتُ الصباح في مكتب الحُضور أتلقى درساً عن مخاطر التغيب عن المدرسة |
Burası klasik sürüşler için klasikler radyosu öyleyse neden uçmanın tehlikelerini unutup arkanıza yaslanıp, müziğin sizi sakinleştirmesini beklemiyorsunuz? | Open Subtitles | انه مناخ كلاسي وقيادة كلاسية لذا,لما لا تنسي أخطار الطيران استرخ ودع الموسيقي تريح أعصابك |
Burası klasik sürüşler için klasikler radyosu öyleyse neden uçmanın tehlikelerini unutup arkanıza yaslanıp, müziğin sizi sakinleştirmesini beklemiyorsunuz? | Open Subtitles | انه مناخ كلاسي وقيادة كلاسية لذا,لما لا تنسي أخطار الطيران استرخ ودع الموسيقي تريح أعصابك |
Uyarı simgesi bir hatırlatıcı, sigara içmenin tehlikelerini hatırlatıcı. | Open Subtitles | الرمز التحذيري رسالة تذكير , رسالة تذكير لـ أخطار تدخين السجائر |
Onlara isim vermen tehlikelerini ortadan kaldırmaz. | Open Subtitles | اعطائها مسميات مختلفة لا يقلل من مخاطرها |
Haley'ye küçük yaşta aile kurmanın tehlikelerini anlatmak istedim ama ağlayan bir bebeğin ifade edeceklerinin yanında ne dersem hiç kalırdı. | Open Subtitles | أردت أن أخبر هايلي عن مخاطر إنشاء عائلة بوقت مبكر لكن ما بوسعي ان أقول |
Ne zamandan beri İrlandalı bir subay piyade saldırısında bataklık arazinin tehlikelerini göz ardı ediyor? | Open Subtitles | منذ متى يرفض ضابط إيرلندي المولد مخاطر الأرض الطينية على هجوم المشاة؟ |
Planım, tedaviyi reddetmesinin tehlikelerini anlatmak. | Open Subtitles | خططتى هى ان اعبر عن مخاطر رفض العلاج |
Birlikte bu ilaçların yan etkilerinin tehlikelerini tartışacağız. | Open Subtitles | لمناقشة مخاطر لتلك الآثار الجانبية |
Birlikte bu ilaçların yan etkilerinin tehlikelerini tartışacağız. | Open Subtitles | لمناقشة مخاطر لتلك الآثار الجانبية |
Tüm askerler gibi biz de her görevin tehlikelerini biliyoruz. | Open Subtitles | كأي جندي آخر، نحن نعرف مخاطر كل مهمة. |
Fazla güvenin tehlikelerini fark etmemi sağladı. | Open Subtitles | جعلني أدرك مخاطر كوني وثّاقًا بإفراط. |
Yapay renkleri kullanmanın tehlikelerini anlattığı anı asla unutmayacağım. | Open Subtitles | انا لن انسى الوقت الذي علمني فيه أخطار إستعمال إف، دي وسي الألوان الإصطناعية |
Hayatta kalmak için doğanın tehlikelerini ama aynı zamanda sunduklarından yararlanma öğretilerini hatırladık. | Open Subtitles | لقد تذكرنا تعليمهم للبقاء على قيد الحياة من أخطار الطبيعية والاستفادة أيضاً مما تقدمه. |
Genç şempanze mevki elde etmek için mücadele etmenin tehlikelerini zaten öğrendi ve ayrıcalık sahibi olmanın daha incelikli yolları olabileceğini keşfetti. | Open Subtitles | قام الشمبانزي الصغير بتعلّم أخطار القتال من أجل السلطة واكتشف وجود طريقٍ أكثر براعة نحو التميّز |
Burada önemli olan projenin tehlikelerini konuşmak. | Open Subtitles | لكن المهم التحدث عن أخطار هذا البرنامج |
Sigara içmenin tehlikelerini açıklayan şeyler. | Open Subtitles | الشيء الذي يصف أخطار تدخين السجائر. |
Özgürlüğünüzü, özgür iradenizi vermenin tehlikelerini görmenizi ve başka bir fırsatta aynı şeyi yapmayacağınızı umarak. | Open Subtitles | ولكي تريكم أخطار التخلي عن حريتكم وإرادتكم الحرة.. على أمل أنه عند إعطائكم فرصة ثانية.. فإنكم لن ترتكبوا نفس الغلطة مجدداً |
Toksinin tehlikelerini hiç bir yetkili makam anlayabilmiş değil. | Open Subtitles | ليس هناك فهم حكومي عن مخاطرها المتاحة |