Ormanın hayvanları, çıplak vücudumu örtmek ve beni gecenin soğuğundan korumak için ağızları, pençeleri ve gagalarıyla yeterince dal, yaprak ve ot toplamıştı. | Open Subtitles | جمعت هذه الحيوانات ما يكفي من الأغصان وأوراق الشجر والعشب في أفواههم، ومخالبهم ومناقيريهم لتغطي جسدي العاري |
10 yaşındayken üvey annem evliliklerinin kapak olduğu tüm dergileri toplamıştı resmen kafayı takmıştım. | Open Subtitles | عندما كنت في العاشرة أمي بالتبني جمعت المجلات زواجهما كان على الغلاف |
Avukatımın sekreteri, boşanma davasındaki imajım için toplamıştı bunları. | Open Subtitles | سكرتيرة المحامي الخاص بي جمعت هذه من أجل صورتي في محاكمة الطلاق. |
Michael rüya takımını toplamıştı ve sıra patronunu etkilemeye geldi. | Open Subtitles | مايكل) قام بجمع فريق أحلامه) والأن حان الوقت ليذهل رئيسه |
Herkes gelin ve damat için para toplamıştı ama düğün sırasında oğul, Rufus, adı buydu onları çalarken yakalandı. | Open Subtitles | و الجميع قام بجمع المال من اجل العريس و العروسة (لكن أثناء المراسم إبنه (روفوس ذلك كان إسمه قبض عليه و هو يسرق |
Doğaüstü olaylara dair belgeler toplamıştı. Anahtar hakkında bir şey yoktu. | Open Subtitles | لقد جمع المفلفات الخاصة بالقوى الخارقة |
Yardım etsinler diye meclisi bile toplamıştı. | Open Subtitles | حتى إنها جمعت السحرة جهدنا للمساعدة. |
Oradaki ailelere göndermek için elli dolar toplamıştı. | Open Subtitles | لقد جمعت 50 دولار لترسلهم للعوائل |
Bir sürü tabanca toplamıştı. | Open Subtitles | لقد جمع الكثير من المسدسات |