"topluluklar" - Traduction Turc en Arabe

• المجتمعات
• مجتمعات
• الفئات
• والمجتمعات
• كمجتمعات

İç kısımlardan alınan kölelerin evleri ve tüm topluluklar yağmalandı.
بيوت العبيد تم انتشالها من الداخل وجميع المجتمعات قد نُهبت

İzole olmuş topluluklar milyonlarca yıl boyunca huzur içinde evrimleşir.
المجتمعات المعزولة قد تطورت منذ ملايين السنين فى سلام نسبى.

Eminim ki hepiniz biliyorsunuz, bu tarımsal ve çevreci topluluklar arasında kayda değer anlaşmazlıklara yol açtı.
وانا متاكد ان جميعكم يعلم ان هذا يسبب العديد من الصراعات بين المجتمعات البيئية والزراعية

Bunlar topluluklar ve bu dünyanın her tarafında oluyor.
هذه مجتمعات و هذا يحصل في جميع انحاء العالم

Varoşların gayrıresmi topluluklar olduğunu duymuştuk.
ونعلم الآن بأن الأحياء الفقيرة هي عبارة عن مجتمعات من العامّة

Ve ne oluyor biliyor musunuz? Hizmet verdiğim topluluklar, her hafta silahlı şiddete ve mahkumiyetlere bağlı insan kaybediyorlar.
وما كان يحدث في المجتمعات التي كنت أخدمها حيث كنا نخسر الناس إسبوعياً بسبب عنف السلاح والسجن الجماعي.

Düşük gelirli topluluklar ve değişik ırklardan topluluklar nesillerdir bunu biliyor.
المجتمعات محدودة الدخل، والمجتمعات متعددة الأعراق قد عرفت ذلك لأجيال.

Diğer topluluklar gibi buna hazırlıksız yakalandık.
مثل العديد من المجتمعات الأخرى، كنا فقط غير مستعدين

Hükûmetler ödüyor, topluluklar ödüyor, sizler ödüyorsunuz, ben ödüyorum.
الحكومات تدفع، المجتمعات تدفع، أنتم تدفعون، أنا أدفع.

Dahil olduğumuz topluluklar ve tanıştığımız insanlar bize farklı deneyimler kazandırıyor. Üstüne üstlük, okula başlıyoruz ve bir diğer problemi eklemiş oluyoruz.
لدينا كل التجارب المختلفة من المجتمعات والناس الذين التقينا بهم، وعلى رأس ذلك، نبدأ بالمدرسة، ونضيف المشكلة القادمة.

Birincisi, kırsal bölgelerde yaşayan topluluklar üzerinde çalışmamız gerekiyor, şiddetin toplum gözünden uzakta gerçekleştiği yerler.
أولها مساعدة المجتمعات التي تعيش في المناطق الريفية, حيث تحدث الانتهاكات البعيدة عن أنظار العامة.

Göçmen topluluklar ve art arda ölen yaşlılar sonucunda ortaya çıkan zayıf arşiv kimin neye sahip olduğu konusunda karışıklık yaratıyordu.
المجتمعات المهاجرة، والأجيال القديمة في مرحلة الزوال وبصورة حتمية سوء حفظ السجلات أدى إلى صراعات حول الملكية

Yalnızca topluluğumdaki kızlar için değil, diğer küçük topluluklar için de mücadelede kararlıydık.
لقد تمّ تعييننا للنضال من أجل الفتيات ليس فقط في مجتمعنا بل في المجتمعات الأخرى

Bana kalırsa ikinci fırsat farklı topluluklar arasında daha fazla etkileşimi desteklemeliyiz.
الأمر الثاني الذي أراه كفرصة هو فكرة تشجيع مزيد من التفاعل بين المجتمعات المختلفة.

Bu bağımsız topluluklar arasında teolojiler ve eylemler çok fazla çeşitlilik gösterirken aralarında ortak, tutarlı bağlantılar olduğunu da görebiliyoruz.
بينما تختلف تلك اللاهوتية والممارسات كثيراً بين تلك المجتمعات المستقلة، يمكننا أن نرى المواضيع المشتركة بينها

Hepimizin ihtiyaç duyduğu topluluklar olmamıza yardım etmelerini sağlıyor.
والتي تتيح لهم أن يُدخلوا أنواع المجتمعات التي نحتاج إليها جميعًا حيز الوجود.

Ama doktorlar ve hemşireler daha çok şehirlerdeler ve Musu'nun topluluğu gibi olan topluluklar geride kalıyor.
لكن الممرضين والأطباء متمركزون في المدن، وبالتالي فإن مجتمعات كمجتمع موسو يبقى جانبا.

Elbette aynı prensip diğer güçlü topluluklar için de geçerli... iyi olanlar ve kötü olanlar.
بالطبع، نفس المبدأ ينطبق في مجتمعات قوية أخرى أيضاً الجيده والسيئة منها.

Dengeli topluluklar nasıl oluştururuz?
كيف يمكننا بناء مجتمعات مستقرة؟ طول العمر.

Bakteriler de tıpkı insanlar gibi topluluklar hâlinde yaşarlar.
تعيش البكتريا في مجتمعات تمامًا كما يعيش البشر.

Yani topluluklar mükemmel değil ama şehir de hapishane sayılmaz.
قصدي، أن الفئات ليس مغزاها أن تكون مثالية لكنها بالكاد سجن

Halklardan hükümetlere kadar topluluklar olarak beraber çalışalım, öyle ki bugünün mutlu bir yaşındaki bebekleri yarının kendinden emin değişim öncüleri olsunlar.
دعونا نعمل معا كمجتمعات من الجذور إلى الحكومات لنجعل الأطفال السعداء اليوم، صناع التغيير الواثقين بأنفسهم غدا