Ve her gün uğraştığım şeylerin senin kabuslarına kabus eklediğini fark ettim. | Open Subtitles | وقد اقتنعت أن كل ما أتعامل معه في كل يوم يُدعِّم كوابيسك |
30 yıldır uğraştığım sapkın ucubelerden farklı değilsin. | Open Subtitles | أنت نفس الوغد المثير للشفقة الذى أتعامل معه منذ 30 عاما |
Öncelikle, uğraştığım şeyin ne Olduğunu tamamen anlamam gerek. | Open Subtitles | علي أن أحدد بالضبط ما أتعامل معه في البداية |
Benim deli olduğumu sanmadan önce uğraştığım beyinsizleri görmeni istiyorum. | Open Subtitles | الذين أتعامل معهم قبل أن تعتقدي بأنني مجنونة |
Orada uğraştığım insanları onlardan uzak tutuyorum. | Open Subtitles | و أبقى الأشخاص الذين أتعامل معهم بعيداً عن عائلتى. |
uğraştığım insanın psikolojisini anlamadan psikolojik bir savaşa giremem. | Open Subtitles | أنا لا أَستطيعُ مزاولة الحرب النفسية حتى أَفْهمْ روح الذي أَتعاملُ معه |
Senin bunu kazanman için ne kadar uğraştığım hakkında bir fikrin var mı? | Open Subtitles | هل تعلمين كم كلفني ذلك لأفعل هذا من أجلك؟ |
Kiminle uğraştığım hakkında hiçbir fikrim olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | قالت أنني لا أملك أي فكرة عن الشخص الذي أتعامل معه. |
Her gün uğraştığım dünya bu işte. | Open Subtitles | أعني هذا هو العالم الذي أتعامل معه كل يوم. |
Hayır, bu, uh, bu, uh, işte uğraştığım meraklılara kıyasla hiçbir şey | Open Subtitles | لا ، هذا لا يُقارن بأى شيء بالنسبة للأشخاص المُثيرين للإهتمام الذين أتعامل معهم في العمل |
Ki bu çok tuhaf çünkü uğraştığım birçok insan, çok kelime kullanır. | Open Subtitles | وهذا أمر غريب لأن معظم الاشخاص الذين أتعامل معهم كما تعرفين ... .. |
uğraştığım adamlar acımasız olabiliyor. | Open Subtitles | الأشخاص الذين أتعامل معهم لا يرحمون |
Ve Maggie Robbins dedi ki, "AIDS kliniklerinde gönüllü olurdum, konuşur, konuşur ve konuşurdum ve uğraştığım insanlar pek duyarlı değillerdi, ve düşündüm ki, 'Bu pek onlar için dostça ve faydalı değil.' Sonra anladım, Anladım ki o ilk beş dakikalık muhabbetten fazlasını yapmayacaklardı. | TED | و قالت ماجي روبنز: "كنت متطوعة في عيادة للإيدز، و كنت فقط أتكلم و أتكلم و أتكلم، و كان الناس الذين أتعامل معهم ليسوا متفاعلين كثيراً، و اعتقدت: 'هذا تصرف ليس لطيف جداً أو متعاون من قبلهم.' ثم أدركت، أدركت أنهم لن يقوموا بأكثر من الحديث لبضعة دقايق في بداية الحديث القصير. |
- Şaka yapıyorsun. - uğraştığım şeye bak. | Open Subtitles | -هؤلاء الذين أتعامل معهم |
uğraştığım şeyler... | Open Subtitles | الأشياء التي أَتعاملُ معها |
Senin bunu kazanman için ne kadar uğraştığım hakkında bir fikrin var mı? | Open Subtitles | هل تعلمين كم كلفني ذلك لأفعل هذا من أجلك؟ |