"utanç verici bir" - Traduction Turc en Arabe

    • محرج
        
    • مُحرج
        
    • هذا إحراج
        
    • مذلة
        
    • مخجلاً كان يمتلك
        
    • شيئاً محرجاً
        
    • ذل
        
    O çocuğun geleceğinde utanç verici bir basın toplantısı olacak bak. Open Subtitles أجزم بأنه سيكون هناك مؤتمر صحفي محرج في مستقبل ذاك الولد
    Ne utanç verici bir durum. Open Subtitles يا إلهي, انا اشعر بالغيرة جداً, إنه محرج جداً.
    utanç verici bir şey yaptım mı? Bazen horlarım. Open Subtitles هل قمت بأي شيء محرج أحياناً أقوم بالتشخير
    Eğer bir kadınla utanç verici bir şey yapmaktan bahsediyorsan, hayır, yok. Open Subtitles حسنٌ، إذا كنت تتحدث عن فعل شئٍ مُحرج مع فتاة، عندها ، كلاّ .. أنا لا أعرف
    Yoksa bunun, sadece utanç verici bir durum olduğunu mu düşünüyorsun? Open Subtitles هل تشاركيني في مشاعري أو أن هذا إحراج مزعج؟
    Çok uzun bir gözaltı cezası ve iyi bir kariyer için utanç verici bir son. Open Subtitles وانها أيضاً عقوبة في السجن لمدة طويلة من الزمن ونهاية مذلة للمهنة العملية
    Peki ya ben, çok utanç verici bir şey yapsam? Open Subtitles حسناً , ماذا لو فعلت شيئاً محرجاً لنفسي ؟
    utanç verici bir durum, kabul, ama bunu erkekçe karşılamalısın! Open Subtitles انه ذل... أعلم ذلك لكن تصرف كرجل
    utanç verici bir durum ama belden aşağın felç olunca bu gibi durumlarla baş etmek zorunda kalıyorsun. Open Subtitles إنه أمر محرج, لكنه أمر من الأمور المحتم علينا أن نتعامل معها عندما يكون المرء مشلولاً من الأسفل
    Sana utanç verici bir şey söyleyeceğim, ama bu neşeni yerine getirecek. Open Subtitles سأقول لك شيئاً لكنه محرج تماماً، لكن سيرفع من معنوياتك
    Ve annemle babamın her gün beni o döküntü arabayla okula bırakmasının ne kadar utanç verici bir şey olduğunu biliyor musunuz? Open Subtitles و هل تعرفون كم هو محرج ان تأتي كل عائلتك لتنزلك للمدرسه في سياره خرده
    Biraz utanç verici bir durum ama bir ay kadar önce, hafızamı yitirdim. Open Subtitles إنه شيء محرج نوعاً ما، قبل حوالي شهر، فقدت ذاكرتي
    Hayat, bundan daha utanç verici bir hale gelemez. Open Subtitles لا يمكن أن يكون في الحياة شيء محرج أكثر من هذا
    utanç verici bir şey. Sana söylememi güven işareti olarak görebilirsin. Open Subtitles إنه محرج بعض الشيء، يجدر بك أن تعتبريها علامة ثقة أن أخبرك بذلك
    utanç verici bir şey bu. Hayır, tatlım, anlamıyorsun. Paspas değil, şu bezlerden alacağım. Open Subtitles ـ إنه أمر محرج ـ كلا, لقد أخبرتك, إنها ليست ممسحة
    utanç verici bir şey ve deli biri olmak istemiyorum ama deliyim. Open Subtitles الأمر محرج و لا أريد أن أكون مجنوناً ...و لكنني مجنون، لهذا
    Çok utanç verici bir durum ama şifremi unuttum. Open Subtitles هذا مُحرج ، لكن لا أستطيع تذكر مجموعة الأرقام
    Benim adıma çok utanç verici bir durum, bay Marlot. Open Subtitles " هذا موقف مُحرج للغاية بالنسبة لي يا سيد " مارلوت
    Sitelerden hiçbiri itiraf etmez. Çünkü utanç verici bir durum. Open Subtitles ـ لن تعترف أي من المواقع بأي شيء ـ لأن هذا إحراج
    Bir kadın için jinekologa gitmekten daha utanç verici bir şey yoktur. Open Subtitles ليس هناك شيء أكثر مذلة ل امرأة من زيارة لطبيب النساء...
    Kendimle ilgili utanç verici bir şeyi ilk önce benim sana söylememe ne dersin? Open Subtitles ما رأيك أن أقول لك شيئاً محرجاً عني أولا؟
    utanç verici bir durum, kabul, ama bunu erkekçe karşılamalısın! Open Subtitles انه ذل... أعلم ذلك لكن تصرف كرجل

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus