Sadece senden uzaklaşmak istiyorum. | Open Subtitles | نحاول الابتعاد عنك لدينا بعض الأعمال هنا |
Ve bir kez daha gittikçe daha parlak hale gelen Güneş'imizden uzaklaşmak zorunda kalacağız. | Open Subtitles | وسيكون لزاما علينا مرة أخرى، الابتعاد عن شمسنا المشرقة. |
Yani bu üç çarpık bilgi kaynağından uzaklaşmak çok zordu, değil mi? | TED | لذلك كانت هذه ثلاث مصادر منحرفة للمعلومات من الصعب الإبتعاد عنها. |
Buraya Deniz Kuvvetlerinden uzaklaşmak için geldim. Uçmaktan uzaklaşmak için. | Open Subtitles | أتيت هنا كي أبتعد عن سلاح البحر ولأبتعد عن الطيران |
Onun peşine takılmamdan memnun olmadı. Bizlerden, herkesten uzaklaşmak istiyordu. | Open Subtitles | لم تُسَرّ باتباعي إياها، ودَّت أن تبتعد عنّا وعن الجميع. |
Ama her tezgahta uzaklaşmak ya da hayır demek için bir şans vardır. | Open Subtitles | لكن في نقطة ما في كل خدعة هناك فرصة للابتعاد أو قول لا |
Bir saat, duvarları aşmak için, hapishaneden mümkün olduğunca uzaklaşmak için. | Open Subtitles | ساعة لنخرج من هنا و نبتعد عن ذلك السجن قدر ما استطعنا |
Raymond'dan uzaklaşmak için. | Open Subtitles | آه، آه، وذهبوا للنزهة. الابتعاد عن رايموند. |
Bir akşamlığına Doublemeat yaşam tarzından uzaklaşmak sana iyi gelir. | Open Subtitles | ربما سيفيدك الابتعاد عن أسلوب الحياة في اللحم المزدوج |
Tüm konuşmalardan uzaklaşmak için buraya geldiğimi düşünüyorum Piper, tamam mı? | Open Subtitles | أعتقد، الزمار، أن جئت إلى هنا الابتعاد عن الثرثرة في كل شيء، حسنا؟ |
Seninle önceden de konuştuğumu biliyorum, ama sadece ondan bir saniyeliğine uzaklaşmak istedim. | Open Subtitles | أنتِ، أعلم أنني تحدثت إليكِ بالفعل، لكنني أردت الابتعاد عنه للحظة. |
Çocuklar hafta sonu gelmeyecekti, ben de biraz uzaklaşmak istedim. | Open Subtitles | لم يكن الطفلان قادمان لذا فقد فكرت فى الإبتعاد فى عطلة نهاية الأسبوع |
Çünkü taşınmaya karar verdik! uzaklaşmak istediğini söyledin. | Open Subtitles | لأن هذا ما كنا قد قررنا أن نفعل وأنت قلت أنك تريدين الإبتعاد |
Aslında bunu başarabilmemin tek yolu sadece L.A'den ve hayatımdan uzaklaşmak. | Open Subtitles | سأفعلها لأني أريد أن أبتعد عن حياتي قليلاً وأخرج من الروتين |
Bir süre bizim oralardan uzaklaşmak istiyorum. | Open Subtitles | لا يهمني , أريد أن أبتعد عن البلدة لفترة |
Onun peşine takılmamdan memnun olmadı. Bizlerden, herkesten uzaklaşmak istiyordu. | Open Subtitles | لم تُسَرّ باتباعي إياها، ودَّت أن تبتعد عنّا وعن الجميع. |
Yorucu işlerin ve bazen aile hayatının stresinden uzaklaşmak için gittiğimiz bir yer. | TED | إنه المكان حيث نذهب للابتعاد عن التوتر والإجهاد نتيجة قسوة العمل وأحياناً الحياة المنزلية. |
Biraz uzaklaşmak iyi geldi ama yakında eve döneceğimize seviniyorum. | Open Subtitles | لقد كان ظريفاً أن نبتعد ، و لكنى سعيد بقرب عودتنا للمنزل |
Şu an ikimiz için de en iyi şey buradan uzaklaşmak. | Open Subtitles | لكن الآن أفضل شئ لكلينا هو أن نكون بعيدا عن هنا |
Bu insanlardan uzaklaşmak için sıradan çıkmalıyız. | Open Subtitles | علينا التّقدم في الصّف للإبتعاد عن هؤلاء النّاس. |
Bazı şeylerden bir süre uzaklaşmak istiyorum. | Open Subtitles | إنني فقط أتطلع للهروب من بعض الأشياء لفترة |
Başka herşey hakkında konuşurum. Sadece işten biraz uzaklaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ التحدث في أي شيء آخر أحاول الهروب من العمل |
Senden uzaklaşmak adına her şey olabilir, ucube karı. | Open Subtitles | أفعل أي شيء لأبتعد عنك أيتها الفتاة الغريبة |
Bu tür kötü davranışlardan uzaklaşmak için buraya geldiydi belki de! | Open Subtitles | لقد قام بترك بلده ليبتعد عن هكذا نوع من الإساءة |
Buradan mümkün olduğunca uzaklaşmak istiyorum. | Open Subtitles | أبتعد بعيداً من هذا المكان قدر ما أستطيع |
Yeni Demokratlar'ın sizden uzaklaşmak istediği kadar siz de onlardan uzaklaşmak istiyor musunuz? | Open Subtitles | هل هي بالابتعاد عن الديموقراطيون الجدد؟ |
Bazen bütün bunlardan uzaklaşmak iyi oluyor. | Open Subtitles | أحياناً أعتقد بأنه من الجيد الأبتعاد عن كل هذا |