Pekala, ben sadece tanrının ve Dr. Borkman'ın bana verdiği vücutla ortalıkta dolanıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أسير بالجسد الذي وهبني إياه الله والطبيب بوركمان |
Şimdi kapıyı aç ve gururlu ol Tanrının sana verdiği vücutla. | Open Subtitles | إفتح ذلك البـاب الآن ، و كن فخورا بالجسد الذي وهبك الله إيـاه |
Müziği göre ayarlanmış, bütün vücutla yapılan hareketler gibiydi. | Open Subtitles | كان أشبه بجسد كامل يتقيأ على نغمات الموسيقى. |
Bayan, böyle bir vücutla bir yüzünüz olduğunu kimse fark etmez. | Open Subtitles | .. أيتها السيدة، بجسد كجسدكِ فلن يلاحظ أحد وجهكِ أصلاً |
Biraz ara ver yoksa bu vücutla müşterilerime kalp krizi geçirteceksin. | Open Subtitles | عليك أن تتوقفي قليلاً! بجسدكِ هذا قد تتعبين البعض. |
Antreman ve yoğun çalışma temposu vücutla birlikte zihni de etkiler. | Open Subtitles | و التمرين الروتيني الصارم يؤثر سلباً على الجسد كذلك على العقل |
Iz, sendeki bu vücutla sana her renk yakışır. | Open Subtitles | إذ،مع جسد مثل جسدك كل شيئ هو لونك |
Sadece bunda daha belirgin, vücutla temas ediyor. | Open Subtitles | و لكن هنا أكثر ظهوراً و يتصل بالجسد |
Bu da vücutla... kalple... ve ruhla. | Open Subtitles | بالجسد و القلب و الروح |
Böyle bir vücutla düşmanca bir iş ortamıyla ilk defa mı uğraşmak zorunda kaldığımı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | بجسد كهذا هل تظنان أنها المرة الأولى التي اضطر بها للتعامل مع بيئة عمل عدائية؟ |
Ve bir vücutla karşı karşıya geldiğimizde o bize çok daha farklı birşeyler anlatır, o katogorilendirmeden dolayı bizi ürkütür. | TED | وعندما نواجَه بجسد هو فى الواقع يُظهر لنا شيئا مختلف تماماً , إنه يفزعنا عندما نصف تلك التصنيفات . |
Böyle bir vücutla gey olması yüksek ihtimal. | Open Subtitles | بجسد مثل هذا فإن مثلي أمر محتمل |
O vücutla, eminim yaparsın. | Open Subtitles | لكن بجسدكِ هذا، ربما تستطيعين |
Bize bir ders anlattıklarında bunu vücutla yapıyorlar. | TED | وعندما يعلمونا درسا, يعلمونا له من خلال الجسد |
vücutla iletişime gelirsek, vücudumuzun dilini konuşmalıyız. | TED | فمن أجل أن نبدأ في الحوار مع الجسد نحتاج إلى أن نتحدث لغة الجسد |
Size bunlardan vücutla konuşmak için olan üç tane örnek vereceğim. | TED | وسأقوم بإعطائكم مثالًا لثلاثة من تلك الأدوات التي من خلالها نستطيع التحدث مع الجسد |
Bu vücutla kesin olurdun. | Open Subtitles | مع جسد مثل ذلك بالتأكيد |