Bu yüzden seninleyken, akıllı ve normal birisiyleyken, sanki kurtlar tarafından büyütülmüş gibiyim. | Open Subtitles | حينما أكون معك، أكون شخص عاقل وطبيعي كأنني أروّض ذئابي |
Evet, çok iyi olur, evet, gelin ve normal, birbirini seven bir çift olduğumuzu görün. | Open Subtitles | نعم, عظيم لم لا تأنين لمنزلنا, سترين أننا زوج مُحب وطبيعي. |
Gerçekten çok istediğin sakin ve normal hayatı da. | Open Subtitles | لكونكِ ترغبين بالعمل بشدة، والنّعيم بحياة هادئة وطبيعية |
Bana sorarsan sen de çok sağlıklı ve normal değilsin. | Open Subtitles | هذا لو طلبتي رأيي . أنتِ لستِ كاملة وطبيعية |
Saldırgan her kimse muhtemelen güvenilir ve normal görünen biri. | Open Subtitles | ايا كانت الجانية غالبا هى تبدو غير مؤذية و طبيعية |
Bazen Butkus'a bakıyorum ve normal bir köpek olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | أحياناً أَنْظرُ إلى باتكس وأنا لا أعتقد ان نابه طبيعي. |
Hep evliliğin çok geleneksel, sıkıcı ve normal olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | دائما ما أعتقدت أن الزواج شيء تقليدي جداً وممل وعادي |
Muhteşem ve normal bir kadın olduktan sonra karşına çıkacağım ve bana aşık olacaksın. | Open Subtitles | ،بعدما أُصبح سيّدة طبيعية و مُذهلة سوف أظهر أمامك، وأنت سوف تقع بحُـبّي |
İnsanları öldürmekten bıktım... Gon'la arkadaş olmak ve normal bir hayat sürmek istiyorum... | Open Subtitles | سئمتُ قتل البشرِ، أودّ أن أغدو صديقًا لـ (جون) وأن أحيا حياةً طبيعيّة. |
Bebek sağlıklı ve normal, sen de iyi olduğun sürece bir sorun yok. | Open Subtitles | طالما أنت بخير وهذا الطفل هو صحي وطبيعي. |
Ama şunu unutma, hoş ve normal olanlar, yatakta da hoş ve normal olurlar. | Open Subtitles | الشخص ذو الرأس اللطيفة والطبيعية لطيف وطبيعي علي السرير |
Bu kadar saygılı, kibar, sıradan ve normal olduğun için. | Open Subtitles | لكونك مهذب بشكل رائع وطيب وعادي وطبيعي |
Baksana, çok mutlu ve normal bir çocuk. | Open Subtitles | انظري إليه إنه سعيد جدا ً وطبيعي |
Çok tatlı, ve normal. | Open Subtitles | لديك اعجاب انه لشي جميل وطبيعي |
Ne kadar hoş ve normal değil mi? | Open Subtitles | وأليس هذا عمل جميل وطبيعي ؟ |
Eğlenceli ve normal ve hayat dolu olabilir. | Open Subtitles | يمكنها أن تكون مضحكة وطبيعية ومليئة بالحياة |
Sana iyi şanslar dilerim ama mutlu ve normal bir yaşam sürmek için bundan daha fazlasına ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | أتمنى لك كل التوفيق ولكنك ستحتاج إلى أكثر من ذلك لتعيش حياة سعيدة وطبيعية |
Julia düzgün, güzel ve normal birisi. | Open Subtitles | جوليا مهذبة، جميله وطبيعية. |
Ünlü biriyle tanışmaktan korkardım, ama sen iyi ve normal birisin. | Open Subtitles | انا كنت خائف من مقابلة شخص مشهور لكنك لطيفة و طبيعية جدا. |
Pekâlâ, sakin olun ve normal davranın dedi. | Open Subtitles | قال لي أن أبقى هادئة و طبيعية |
Mezun olup çok çok uzaklara taşınabilme ve normal biri gibi yaşayabilme umudu. | Open Subtitles | الأمل بأنني أستطيع التخرج و الانتقال بعيداً بعيداً جداً و العيش كـشخص طبيعي |
Kandaki bütün nörotoksinleri temizleyecek ve normal döngüye geri dönecek. | Open Subtitles | سوف يخرج كل السموم من دمنا وتعود دورتنا بشكل طبيعي. |
Bu hikayeyi paylaşıyorum çünkü şüphe ve korkular doğal ve normal. | TED | وأشارك هذه القصة لأن الشكوك والمخاوف شيءٌ طبيعي وعادي. |
İnsanlar, özellikle de erkekler doğal ve normal olman nedeniyle seni daha çok sevebilir. | Open Subtitles | الناس, وخاصة الرجال, يجدون من السهل ان يُعجبوا بك انت, فأنت طبيعية و على طبيعتك |
Git ve normal ol. | Open Subtitles | وعش حياةً طبيعيّة. |