| Ve sonra anladım ki ona bunu yapmaya vicdanım ermiyor. | Open Subtitles | و بعدها عرفت أن ضميري لا يسمح لي بفعل هذا. |
| Bu hurdadan kurtulmayı çok isterdim ama vicdanım bunu yapmama izin vermiyor. | Open Subtitles | سأكون سعيد إذا تخلصت من هذه الزبالة لكن ضميري لن يسمح لي |
| Bunu yapmana göz yumacaktım ama nihayetinde vicdanım galip geldi. | Open Subtitles | كنت سأدعها لك و لكن في نهاية المطاف ..أنبني ضميري |
| Yani karımı aldattım diye vicdanım sızlarken, bir fahişeyle yattım diye sızlamasın mı? | Open Subtitles | فيتحتم علي ان اشعر بتأنيب ضمير أقل ان ضاجعت شرموطة؟ |
| Belki de vicdanım fazla duyarlı. | Open Subtitles | ربما أنا فقط عِنْدي الضمير الشديد النشاط. |
| vicdanım rahat etmemeliydi.. ..ama etti. | Open Subtitles | كان ينبغي أن يحرك هذا ضميري ، ولكن لم يحدث ذلك |
| Ona karşı dostça olmayan hislerimden dolayı vicdanım rahat değil. | Open Subtitles | ضميري ليس في سلام بسبب مشاعري العدائيّة نحوها. |
| Belgeyi dikkatle okuyacağım vicdanım izin verirse, imzalayacağım, Majesteleri. | Open Subtitles | سأقرأ الوثيقة بعناية وآمل أن يسمح لى ضميري بالتوقيع عليها يا صاحب السمو. |
| Bunu nasıl söylerler? Bu konuda vicdanım tamamen müsterih. | Open Subtitles | حسنا, إن ضميري مرتاح كل الارتياح رغم شائعات الناس |
| Sonunda, bu herifi dördüncü kez bazı ciddi suçlamalardan kurtardıktan sonra, yemin ederim, artık vicdanım ağır bastı. | Open Subtitles | وأخيراً بعد أن خلصت مجرمين من تهم ،جدية للمرة الرابعة سأخبرك بالحقيقة، بدأ ضميري يؤنبني |
| Şey, aslında araklamak kadar kötü birşey değil, ama vicdanım beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | في الواقع ، هي ليست سرقة ، لكن ضميري يؤنبني |
| Birkaç gün sonra, vicdanım beni rahatsız etti ve parasını geri vermek için evine gittim. | Open Subtitles | بعد أيام قليلة أحسست بأفضل مايمكن في ضميري ذهبت الى منزلها لإعيد أموالها |
| Niles, ondan özür dileyene kadar vicdanım rahat etmeyecek. | Open Subtitles | النيل، ضميري لَنْ يَرتاحَ حتى الإثنان منّا قالوا بأنّنا آسفون. |
| Ve ben, bu örtbasın bir parçası olmaya vicdanım el vermiyor. | Open Subtitles | ولا يمكنني بواعز من ضميري أن أستمر بكوني أحد أطراف هذا التستّر |
| "Sevgili dostum, dünyanın gözünde yerim yüksek de olsa düşük de olsa vicdanım temiz. | Open Subtitles | صديقي العزيز أن كنت عالياً أو منخفضاً في تقدير التاريخ سيكون ضميري مستريح |
| Ama hayatımdan da aziz bildiğim değerler vicdanım ve onurumdur. | Open Subtitles | ولكن أكثر ما أدعوه عزيزاً إلى قلبي أكثر من حياتي ضميري وشرفي |
| Benim vicdanım yok, kahrolası bir hırsızım işte! | Open Subtitles | ليس لدي ضمير تجري بعروقي دماء لصة |
| Benim vicdanım değil, adamım, benim vicdanım yok ki. | Open Subtitles | ليس ضميري، يا رجل لأنه ليس لدي ضمير |
| ...verdiği sözü tutmasına rağmen cezasının infaz edilmesine vicdanım elvermiyor. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع في الضمير الجيد يسمح له جملتها الّتي ستنفّذ عندما أبقت كلمتها إلى تعاون معنا. |
| İki şekilde de vicdanım rahat uyuyabileceğim. | Open Subtitles | في كلتا الحالتين، استطيع النوم وضميري مرتاح |
| Her şeye rağmen benim vicdanım profesyonel silahşor... kiralamamızı onaylamaya el vermiyor. | Open Subtitles | مع ذلك ضميرى لن يسمح لى لأكون مع فريق إستئجار قاتل محترف |
| Peki ya vicdanım için ne yapacağız? | Open Subtitles | لكن ماذا علينا أن نفعل حيال ما سأشعر به من تأنيب للضمير |
| Böylece karılarıyla vicdanım rahat bir şekilde yatabilirim. | Open Subtitles | حتى أتمكن من النوم مع زوجاتهم بضمير مرتاح |