| Yemekten sonra 4 saat, ve yemekten 3 saat önce yüzmek yok. | Open Subtitles | السباحة ممنوعة حتى أربع ساعت بعد الاكل وكذلك ثلاث ساعات قبل الأكل. |
| Helikopterle aktif bir yanardağ gezisi, veya kristal berraklığında sularda yunuslarla beraber yüzmek. | Open Subtitles | حول بركان ودخانه في هليكوبتر او السباحة في مياه نقية جدا مع الدلافين |
| Fakat Coney Adası Deresi'nde, örneklerin %94'ü son beş yılda alındı, dışkısal madde seviyesi o kadar yüksekti ki orada yüzmek eyalet hukukuna karşı olurdu. | TED | بالمناسبة 94٪ من العينات المأخوذة من هذا الجدول خلال السنوات الخمس الماضية تحتوي على مستويات عالية جداً مخالفة للقوانين من حيث المستويات المسموح السباحة فيها. |
| Ve insanlar millerce öteden bu gölde yüzmek için gelirlerdi. | TED | وقد أعتاد الناس على المجئ من أميال للسباحة في البحيرة. |
| Yüzeye geldiğimizde, sırtüstü yüzmek yok. | Open Subtitles | عندما نصل الى السطح، لا سباحة على الظهر؟ |
| Sadece birisiyle yüzmek istiyorum. Bir sorumluluk belgesi imzalamaya hazırım. | Open Subtitles | فقط أريد أن أسبح مع واحد أنا مستعد لتوقيع تعهد |
| Bağımsızlık yüzmek isteyeceğiniz bir okyanus değil, karşıya geçmek için bir ırmak. Böylece sadece kendinizi karşıya geçmeye adayabilirsiniz. | TED | ليست الحرية محيطاً تريد السباحة فيه، بل هي نهر تريد قطعه، لذلك بإمكانك الالتزام والبقاء في الجهة الأخرى. |
| Yani sonunda, üçüncü nokta, serbest yüzmede olduğu gibi karnınızın üzerinde, su yüzüne uzanarak yüzmek yerine | TED | فالنتيجة، رقم ٣: عدم السباحة، في حالة السباحة الحرة، أو السباحة على المعدة، كما يعتقد الجميع، التطاول فوق الماء. |
| Evet, Kuzey Kutbu'nda yüzmek yapılacak sıradan bir şey değil. | TED | حسنا السباحة عبر القطب الشمالي، هو ليس بالشيء المالوف للقيام به. |
| Sonra gittim ve muazzam derecede eğitim yaptım. Buzlu suda yüzmek, ileriye ve geriye doğru. | TED | و من ثم ذهبت و قمت بكم هائل من التدريب. السباحة في ماء متجمد ذهابا و ايابا. |
| Biz senden iki günlük bir zaman içinde dağa tırmanmanı, ve hızlı yüzmek yerine, olabildiğince yavaş yüzmeni istiyoruz. | TED | نريدك أن تسير إلى الجبل خلال يومين وعوضاً عن السباحة بسرعة أسبح بهدوء قدر ما تستطيع |
| Giles ile Ayres fırtınaya yakalandı ve kıyı, yüzmek için çok uzaktı. | Open Subtitles | طبعا, من الواضح ان جيلز و ايرز قد اوقعتهما العاصفة بعيدا عن الشاطئ ولم يتمكنا من السباحة اليه |
| En bilge ve en iyi niyetli insanlar bile, içindeki çalıştıkları kurumlarda akıntıya karşı yüzmek zorunda kalırlarsa sonunda vazgeçerler. | TED | فحتى أحكم الناس وأحسنهم نوايا سيستسلمون إذا اضطروا للسباحة ضد التيار في المنظمات التي يعملون بها. |
| Geçen yıl birkaç Fransız gelmişti, "bilyeyle" yüzmek için kumsala gittiler. | Open Subtitles | السنة الماضية كان لدينا بعض الفرنسيين ذهبوا للسباحة بالــ جيب |
| Bir kez daha mı yüzmek istiyorsunuz? | Open Subtitles | , ماذا تريدون أن تفعلوا؟ تأخذوا جولة سباحة أخرى؟ |
| - Onu da kurtarmıştım. Orada, büyük harflerle; yüzmek yasaktır diye yazılıydı. | Open Subtitles | لان كان هناك لوحه كتب عليها ممنع السباحه |
| Çok derin sularda yüzmek olurdu bu. Bana o tarz biri gibi görünmedi. | Open Subtitles | فسيكون يسبح في مياه عميقة جدًا، إنه لا يتعامل معي شخصيًا |
| Güvenli deniz duvarı ardında bu şekilde yüzmek kuralları pervasızca ihmal demektir, bilmiyor musun? | Open Subtitles | ابعد من خط الامان عند حائط البحر فأي تخطي لتلك الحدود بالسباحة يعتبر هذا اهمال جسيم ألا تعرفين ؟ |
| - Ateş yakmak, gölde yüzmek ve birkaç oğlan öpmek. | Open Subtitles | نشعل النار , نسبح فى البحيره , نقبل بعض الفتيان |
| Yumurtlamak icin nehirlerin icine dogru yüzmek zorundalar ama bu nehrin seviyesi hala cok düsük. | Open Subtitles | عليها أن تسبح عكس تيار الأنهار لتبيض، لكن مستوى المياه في الأنهار ما زال منخفضاً، |
| Kolun yüzmek için yeterince iyi mi? | Open Subtitles | هل هذه الذراع جيده بما فيه الكفايه للسباحه ؟ |
| bütün balıklarla beraber yüzmek güzel olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن تكون السّباحة رائعة وجميلة، بوجود هذه الأسماك. |
| ...hayvanın derisine küçük bir delik açılıp içeri hava basarlar deri kaslardan ayrılır ve yüzmek kolaylaşır. | Open Subtitles | يضعون ابرة في رأس المعزاة او البقرة وتفصل الجلد عن العضلات مما يسهل عملية السلخ |
| Eve kadar sırt üstü yüzmek istemiyorsan aşağı in. | Open Subtitles | لو أنت لا تُريدُ السِباحَة على الظهر للبيتِ، اَنْزلُ هنا. |
| - Şayet kimse yüzmek istemiyorsa çabucak bir şeyler bulmamız gerekiyor. | Open Subtitles | حسنًا، إن لم يرد الجميع أن نغادر ونسبح فيستحسن أن نفكر في شيء بسرعة |
| - Florida'ya gidip yüzmek istiyorum. - Bense esaslı biri olmak istiyorum! | Open Subtitles | ـ أريد الذهاب إلى "فلوريدا" والسباحة ـ أريد أن أكون شخصية راقية |