Bu yüzden 10 yaşındaki Julia'nın yaptığını yapmanın bir anlamı yok. | TED | هذا سبب عدم جدوى تكرار ما فعلته جوليا ذات العشرة أعوام. |
Senin yaşındaki çocuklara hep öyle derler. Bana da öyle demişlerdi. | Open Subtitles | الأطفال في مثل عمرك يتعرضون لذلك، حتى والدكِ تم خداعه ايضاً. |
Gittiği her bir mülteci kampında eli silahlı askerlerle uğraştı. Askerler, dokuz yaşındaki ağabeyim Mark'ı asker yapmak istiyorlardı. | TED | وفي كل مخيم، إضطرت أن تواجه الجنود الذين أرادوا أن يأخذوا أخي الكبير، مارك، ذو التسع سنين وجعله جندي. |
Ve bunu yapmak için üç yaşındaki çocuğunuza bir tablet verdiniz. | TED | وللقيام بذلك، ناولت طفلك البالغ من العمر ثلاث سنوات جهازًا لوحيًا. |
Ve sonuçlar başka bir biçimde kendini gösteriyor. Emeklilik yaşındaki insanların sayısı hızla artmakta. yani 46-64 kuşağının emeklilik dönemlerinden bahsediyoruz. | TED | و تتحول لمسار آخر حيث ترتفع عند الأشخاص الذين هم في سن التقاعد بشكل سريع جداً وعندما يصل المواليد سن التقاعد |
Ama senin yaşındaki kızlarla o yaştaki erkeklerin birlikte olmaması için nedenler var. | Open Subtitles | بعمرك من للفتيات يفترض لا أسباب هناك عمره من أشخاص مع يكونوا أن |
Benim 1 2 yaşındaki çocuk parmaklarım var, bunu yapamıyorum. | Open Subtitles | ،أنا أملك أصابع ولد عمره 12 سنة لايمكنني فعل هذا |
Bu, Bayan Marlowe mu? 25 yaşındaki çoğu kız, annelerine çok benzer. | Open Subtitles | هل هذه السيدة مارلو معظم الفتيات بسن 25 مشابهة لامهاتهم بشكل كبير |
38 yaşında. 5 yaşındaki oğlu Adam 3 sene önce ölmüş. | Open Subtitles | عمرها 38 عاما,إبنها ذو الخمس أعوام آدم مات قبل 3 اعوام |
Sekiz yaşındaki çocukların çok azı çarpım tablosunu ezberlemeyi seçer. | Open Subtitles | قلة من الأولاد بسن الـ8 أعوام يختارون حفظ جدول الضرب |
Senin yaşındaki çocuklara nasıl davranılacağını anlatan bir ebeveynlik kitabı yok. | Open Subtitles | لا يوجد دليل ل أطفال الأبوة والأمومة التي هي ضعف عمرك |
1976 için bu biraz alışılmadık bir durum, yani, 10 yaşındaki bir çocuğun kamerası olması. | TED | و كان هذا فى عام 1976 خروجا عن المألوف, أن تكون فى العاشرة من عمرك و لديك الفرصة لإستخدام كاميرا. |
Peki ya internetin nasıl kullanıldığını bilmeyen 80 yaşındaki büyükannem? | TED | ماذا عن جدتي ذو ال80 عاماً ولا تجيد استخدام الانترنت؟ |
Dört yaşındaki bir çocuğun hayal kırıklığından ne anladığını biliyormusunuz? | Open Subtitles | هل تعرف كيف تبلغ من العمر أربع سنوات تفهم الإحباط؟ |
Burada bazı insanlar 9 yaşındaki bir kızın evlenmeye hazır olduğunu düşünür. | Open Subtitles | بعض الناس هنا تنظر للفتاة على انها مستعدة للزواج في سن التاسعة |
Benim dünyamda, ayrıldığımda sadece senin yaşındaki çocukların sakalı vardı. | Open Subtitles | في عالمي ، حينما تركته ، فقط الفتيان بعمرك فقط من يلتحون |
Sorun şu ki, 200 yaşındaki insanlar, kendi kendilerine kalkıp da ortalıkta gezemezler. | Open Subtitles | المشكلة، هي رجال موتى بعمر 2,000 سنة لا تنهض و انصرف من قبلهم |
! 35 yaşındaki bir kadının hamile kalma şansı yüzde 30'dur. | Open Subtitles | إمرأة بسن الخامسة و الثلاثين يحتمل أن تنجب بنسبة 30 بالمئة |
"1 yaşındaki bir çocuk için büyük" değil, "herhangi biri için büyük" büyüklüğünde. | Open Subtitles | ليس كبير بالنسبه لجسم طفل بعمر سنه بل كبير لجسم اي شخص كبير |
Yaşamasına, yaşayacağına söz verdiğim 19 yaşındaki bir çocuğa yardım ediyorum. | Open Subtitles | أنا اساعد رجل في 19 من عمره الذي وعدته انه سيعيش |
Fakat bu 9 yaşındaki ben için çok heyecanlı bir fırsattı. | TED | لكن الأمر كان فكرة مثيرة بالنسبة لطفلة في التاسعة من عمرها. |
Sadece genetikle ilgili değil. Sekiz yaşındaki çocuklar felç geçiriyor. | Open Subtitles | إنها ليست الجينات،نحن نرى سكتات قلبية في عمر 8 سنوات |
Benim suçum. 80 yaşındaki bir cadının hiçliğe çekilişini izliyordum. | Open Subtitles | أعتذر، كنت أراقب ساحرة عمرها 80 عامًا تُسحب لأرض العدم. |