| Benimle gelmiyorsun Yalnız yaşarım, ben ve bataklığım, başka hiçkimse değil! | Open Subtitles | لن تأتي معي إلى البيت أنا أعيش وحيدا، أنا ومستنقعي فحسب |
| Kimsenin bilmeyeceği ve kimsenin umursamayacağı geleceğimden bir enstantene ile yaşarım. | Open Subtitles | أعيش صورة لمستقبلي الذي لن يعرفني فيه أحد أو يكترث لأمري. |
| Ve bu inancı nasıl yaşayabiliriz? Böylesi bir inancı ben nasıl yaşarım? | TED | كيف يمكن لنا أن نعيش مثل هذا الإيمان؟ كيف يمكن لي أن أعيش مثل هذا الإيمان؟ |
| Biliyorsun, o an bu deli adam olmadan nasıl yaşarım diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | أتعرف؟ كان هناك لحظة عندها تساءلت كيف سأعيش بدون هذا الرجل المجنون؟ |
| Iskalarsan Tanrı'ya yemin olsun ömrümü kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde yaşarım. | Open Subtitles | ..أقسم بالرب، إذا فشلت سأعيش بقية أيامي في شمال البلاد، في مكانٍ هادئ |
| Hayatımı yaşarım, sonra da... ölüm döşeğinde tövbe ederim. | Open Subtitles | اعيش حياتي لاقصاها، ثم بعد ذلك و انا على فراش الموت عند الساعة الحادية عشر ، اتوب |
| Umarım oğlumu utandıracak kadar ve kocamın güzel saçlarını kaybetmesini izleyecek kadar uzun yaşarım. | TED | أنا أتمنى أن أعيش طويلاً لأحرج ابني، وأشاهد زوجي وهو يفقد شعره الجميل. |
| Ben de bu kadının çalıntı hayatını yaşarım. | Open Subtitles | و أنا سوف أعيش في حياة هذه السيدة المسروقة |
| Üzgünüm bebeğim ama bana karışma. Ben hayatımı bildiğim gibi yaşarım. | Open Subtitles | أنا آسف ياصغيرتى ولكن لا تزعجينى يجب أن أعيش حياتى على نمط معيّن |
| Weir'da tek başıma yaşarım. Yakalayıcı hayatı böyle. | Open Subtitles | أنا أعيش وحيدا فى الثلوج هذه هى حياة صائد الرجال |
| Ve bayan hizmetçiler de orada yatarlar. Ben eski kulübede yaşarım. | Open Subtitles | والخدم ينامون هناك وأنا أعيش في الكوخ القديم |
| yaşarım yiyip... Yiyorum çalıp... | Open Subtitles | مضطر للأكل كى أعيش ♪ مضطر للسرقة كى أعيش ♪ |
| Ben yalnız yaşarım! Benim bataklığım! Ben! | Open Subtitles | أنا أعيش وحدي، في مستنقعي ولا أحد غيري، أتفهم؟ |
| Seçeneklerim bunlarsa bu dünyada nasıI yaşarım bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم كيف أعيش في هذا العالم لو أن هذه هي الإختيارات |
| O zaman yaşarım. Ama minnettarım, Shane. | Open Subtitles | سأعيش أطول منه إذا لكنني أقدّر نصيحتك ، شاين |
| Senden kurtulmak için gerekirse bir ağaçta bile yaşarım. Yapmayacağımı sanma. | Open Subtitles | سأعيش فى شجرة إن استلزم الأمر لأبتعد عنك ولا تظن أننى لن أفعل ذلك |
| Bu alçıdan kurtulunca, kendim ve Bill'e yetecek kadar yaşarım. | Open Subtitles | حالما أخرج من هذا الوضع سأعيش لي وللسيد شاتنر |
| Ben de öyle. Çok güzel. Aslında ben orada yaşarım. | Open Subtitles | انا ايضا, شئ لطيف,فى الواقع انا اعيش هناك |
| Benim olmasını istiyorum İstediğim şekilde yaşarım. | Open Subtitles | اريد ان يكون لي أريد أن أحيا الحياة التى أريدها. |
| yaşarım, ölürüm, tekrar yaşarım. Geri dönmüyoruz. | Open Subtitles | ،أعيش، أموت وأعيش مجددًا لن نعود معك أبدًا. |
| # Aranızda yaşarım Güzelce gizlendim | Open Subtitles | ♪ أعيشُ بينكم ♪ ♪ مُتنكّرا بعناية ♪ |
| Değilim. yaşarım, ölürüm, tekrar yaşarım! | Open Subtitles | لا، فأنا حييت وأموت وسأحيا ثانية |
| Çocukları görmeden nasıl yaşarım bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم كيف سأنجو بدون رؤية الأولاد كل يوم |
| 25 yılda öderim, sonra da kira vermeden yaşarım. | Open Subtitles | غالباً سانتهى من دفع التكليف فى خمس وعشرون عاماً وبعد ذلك ساعيش هنا بدون ان ادفع شيئاً |
| Bilirsiniz, tüm bu şeylere rağmen normal yaşarım sanmıştım. | Open Subtitles | ...أتدري، ظننتُ أنني يُمكن أن أتعايش مع الأمر أضعه وراء ظهري |
| Bununla nasıl yaşarım? | Open Subtitles | كيف يمكنني التعايش مع ذلك ؟ |
| Hayır, ben biraz farklı yaşarım. | Open Subtitles | بلى أعيشها هكذا لكن بشكل مختلف |