Bu yüzden, yapımcılar bu işi Avrupa yollarında çözümlendirmemiz gerektiğine karar verdi. | Open Subtitles | لذلك المنتجون قرروا بانه يجب أن نقرر ذلك على حد الطرق الأوروبيه |
Güvenli olduğundan emin değillerse yapımcılar bizi buraya ne diye getirsin ki? | Open Subtitles | لم سيرسلنا المنتجون إلى هنا إن كانوا يعلمون بأننا لسنا في أمان؟ |
Derken yapımcılar bir çeşit yarış için kenara çekmemizi söyledi. | Open Subtitles | لاحقاً, أخبرنا المنتجون بإن علينا التوقف للتحضير لإحدى انواع السباقات |
yapımcılar yoldalar ve Brad ile Angelina'yı gördüklerinde her şeyin mükemmel olmasını istiyorum. | Open Subtitles | المنتجين هم في طريقهم وأريد كل شيء ليكون مثاليا، عندما يرون براد وانجيلينا |
Stüdyo ile masaya oturduk, yapımcılar, senarist, bana geldiler ve "Shekhar ne düşünüyorsun?" | TED | كنا جالسين إلى الطاولة في الاستوديو مع المنتجين والكاتب، وسألوني، "شيكار، ما رأيك؟" |
yapımcılar, o kısmı kesmemi istediler. | Open Subtitles | أجبرني المنتج على إزالة هذا الجزء من النص |
- Tamam. Peki. Pazar günü boş ol; yapımcılar vaftiz olmamızı istiyorlar. | Open Subtitles | ــ ألغِ مواعيد الأحد، يريد المنتجون تعميدنا ــ حسناً |
Ama yapımcılar senaryodan çok daha büyük sorunları olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | لكن المنتجون يعلمون أن المشاكل التي تواجههم أكبر و أصعب من إعادة كتابة سيناريو |
yapımcılar bu rolü öncelikle bir başkasına teklif etmişler; | Open Subtitles | المنتجون عرضوا الدور في الأصل على شخص آخر |
Fazla müzik bilgim yok, ama yapımcılar bana yetenekli birini gösterdiğinde onu tanırım. | Open Subtitles | ربما لست واسع المعرفة ولكنني أعرف الموهبة حين ينبهني المنتجون لها |
yapımcılar filmin içine 10 dakikalık pozitif yönlü siyah insan rolü eklesinler yoksa ülke genelinde siyah sinemaseverlerin katılacağı bir grev düzenleyeceğiz. | Open Subtitles | المنتجون يضعوا نموذج دور أسود إيجابي على تلك الشاشة في الدقائق الـ10 التالية أو سننظم إضراب على اتساع الدولة لرواد السينما السود |
yapımcılar bir yıldız olmadan perde açamayacağımızı düşünüyor. | Open Subtitles | المنتجون يشعرون أنه بدون نجم, لا يمكننا البدأ |
- Bizimle akıl oyunları oynamada endişelenmemiz gereken sadece yapımcılar değil, o adamdan da endişelenmeliyiz. | Open Subtitles | لايجب أن نقلق بشأن المنتجين فقط ولعبهم بعقولنا ولكن يجب أن نقلق من ذلك الرجل |
Gökyüzü renk değiştirip ateş gibi görünüyor yapımcılar, program bunu yapamaz. | Open Subtitles | السماء غيّرت لونها وبدت مثل النار المنتجين ومَنْ بالبرنامج لايمكنهم فعل هذا |
Bazı yapımcılar hayatını çekeceklermiş. | Open Subtitles | أحد المنتجين يقوم بعمل فيلم عن سيرته الذاتية |
- Arnavutça konuşuyorlar. Ama yapımcılar işi ticarete dökmek için altyazı eklemiş. | Open Subtitles | إنها اللغة الألبانية لكن المنتجين أضافوا الترجمة لكي يصبح تجارياً |
yapımcılar Paris'ten geliyor ve esas oyuncuları görmek istiyorlar. | Open Subtitles | المنتجين نقلوا العرض الى فرنسا و يريدون ان يروا الطاقم الاصلى |
yapımcılar Paris'ten geliyor ve esas oyuncuları görmek istiyorlar. | Open Subtitles | المنتجين نقلوا العرض الى فرنسا و يريدون ان يروا الطاقم الاصلى |
Çok geçmeden arabalarımıza ilgi gösterilmeye başladı bu yüzden yapımcılar şehirden ayrılıp ülkede küçük bi gezinti yapmamızı söylediler. | Open Subtitles | سريعا،سياراتنا جذبت الحشود لذا أخبرنا المنتج أن نغادر المدينة ونذهب إلى القيادة قليلاً في البلاد |
Aldılar galiba. yapımcılar aldı. | Open Subtitles | أخمّن بأنهم أخذوه أخذه منتجي البرنامج |
Gittiği şehirde başka yapımcılar bulmuş | Open Subtitles | أنهم يريدون وضعه كمغني منفرد لكي يعمل مع منتجين أخرين |
yapımcılar burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرنا منتجك أنه يمكن أن نجدك هنا |
Önemli yapımcılar! | Open Subtitles | منتجون كبار إذا جعلناهم يتعاونون معكِ |
Artistler, yapımcılar, diğer koreograflar. | Open Subtitles | الفنانون, المنتجون مدراء الرقص وآخرون |