Baba, bunu düzeltmeyi istediğin için teşekkürler ama yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | أبي، وشكراً لمحاولتك إصلاح هذا الأمر، ولكن لا يوجد شيء يمكنك القيام به |
Beni kulübe geri almak için yapabileceğin bir şey yok mu? | Open Subtitles | لكن هل هناك أي شيء يمكنك فعله لأعادتي في النادي ؟ |
Eğer gerçekten gay ise yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | اسمعني، إن كانت شاذة حقاً، فلا يوجد ما يمكنك فعله حيال هذا |
Dostum, kabullenmekten başka yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | يا صديقي، ما من شيء تستطيع فعله ماعدا تقبل الواقع |
Yale formlarıyla yok ama benim için yapabileceğin bir şey var. | Open Subtitles | ليس مع تقديم يال ولكن هناك شئ يمكنك فعله من أجلي |
Olan oldu ve bunu değiştirmek için yapabileceğin bir şey yok ama bu gece tam on kişinin hayatını kurtardın. | Open Subtitles | لقد حدث و لا يمكنك فعل شيء لتغييره و لكنك أنقذت عشر أرواح في تلك الليلة |
Gidiş tarihimi geri çekmek için yapabileceğin bir şey vardır belki. | Open Subtitles | هناك شيء يمكنك القيام به لتسرع من مغادرتي |
- Hayır yapabileceğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | رقم يجب أن يكون هناك شيء يمكنك القيام به؟ |
Hayır, senin suda yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | كلا، لا يوجد شيء يمكنك القيام به على الماء |
Ama gerçekten biliyorsun, yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | لكن بالحقيقه تعرف انه ليس هناك شيء يمكنك فعله |
Nora, geri dönmek onun kararıydı, ve bu konuda senin yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | كان هذا قراره أن يعود إلى هناك و لم يكن هناك أي شيء يمكنك فعله لمنعه |
Uçağı sen uçurmuyorsun ya. yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | أنت لا تقود الطياره ليس هنالك شيء يمكنك فعله |
Anchorage için üzgünüm, yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | عذرا بشأن أنكوراج ، لم يكن هناك ما يمكنك فعله |
Ama George yapabileceğin bir şey olmalı, yani babacığım bu kliniği tek başına yönetmek için çok uzun süre bekledi. | Open Subtitles | لكن , جورج , لابد وان هناك شيئاً ما يمكنك فعله انا اعني , بأن والدي انتظر لمدة طويلة لكي يحضى بالعمل لنفسه فقط |
Onları susturmak için yapabileceğin bir şey var mı? | Open Subtitles | هل من شيء تستطيع فعله لاسكاتها؟ |
Doktor. Sana güvendiğimi söyleniyorum ama yapabileceğin bir şey olmalı. | Open Subtitles | حسناً يا دكتور ، أنا لا أثق بك لكن لابد من وجود شئ يمكنك فعله |
Aşk otobüsü uçurumdan düşünce yapabileceğin bir şey kalmıyor tabii. | Open Subtitles | لا يمكنك فعل شيء عندما تسقط حافلة الحب من على المنحدر |
Benim için yapabileceğin bir şey var çok uzun zamandır unuttuğum bir şey. | Open Subtitles | ثمة شيء يمكنك أن تفعله لي شيء لم أعرفه منذ أمدٍ طويل جداً |
Şimdi yapabileceğin bir şey yok.. | Open Subtitles | يبدو لي كأنها أتت في يوم موت امها لا شيء يمكنكِ فعله الآن دعي الأمر |
Evet, bizim için yapabileceğin bir şey var. | Open Subtitles | . حسناً . هُناك شيء يُمكنك فعله من اجلنا |
Ama yapabileceğin bir şey yok. Bu da ne demek? | Open Subtitles | -لكن ليس هناك ما يمكنكِ فعله |
Çok geç. yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | لقد فات الأوان ليس هناك شيئا تستطيع فعله |
Kız öldü ve senin yapabileceğin bir şey yoktu. | Open Subtitles | توفيت الطفلة، ولم يكن هناك شيء تستطيعين فعله. |
- yapabileceğin bir şey yoktu. - Burada olmalıydım. | Open Subtitles | لم يكن هناك شئ لتفعله كان يجب ان اكون هنا . |
Yeri gelmişken, onun için yapabileceğin bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء يمكنكِ القيام به من أجله أخبريني |
yapabileceğin bir şey yoktu Stan. | Open Subtitles | لم يكن هناك شيئ يمكنك فعله يا ستان |