Ya da en son yapmak istediğimiz şey yanlış ağaçları kesmek. | TED | أو آخر شيء نرغب بفعله هو قطع الأشجار بشكل خاطئ. |
yapmak istediğimiz şey bölgede kolay bulunur bir maddeden yakıt üretmekti. | TED | لقد أردنا أن نصنع وقود مستخرج من شيء ما متوفر على المستوى المحلي. |
yapmak istediğimiz bu, böyle sanal dünyalar yaratmak, yani dünyayı keşfeden Dave Gallo ya da başkası değil; keşfeden sizsiniz. | TED | وهذا ما نود أن نحققه إتاحة هذه الأماكن في الواقع الافتراضي ولا يكون الأمر مقتصراً على أحد، بل يمكنك أنت |
Ama yapmak istediğimiz şey daha önceden öğretmenlerin bana mail attıkları sınıfı değiştirmek olayı için bu doğal çıkarımı kullanmak. | TED | لكن ما نريد فعله هو إستخدام الخلاصة الطبيعية لتحويل الفصل الدراسي الذي راسلني بخصوصه المعلمون باكرا |
yapmak istediğimiz şey bakan, hisseden ve onların kıyafetlerini dikmek için terzi tarafından kullanılıp işlenmiş bir malzeme gibi davranan teknoloji üretmek. | TED | ولكن ما نود فعله هو إنشاء تقنية تبدو وتشعر وتتصرف مثل المواد الخام التي يستخدمها الخياط في حياكة ملابسه. |
Robert, yapmak istediğimiz şey bu mu? | Open Subtitles | روبرت , هل هذا ماكنا نتطلع اليه ؟ |
Gerçekten yapmak istediğimiz bu değil, ama Bunu kendi istiyorsa gider yaparız. | Open Subtitles | بقدر ما لا نريد أن نفعل ذلك, لكن عندما يطلب منا, سوف نذهب و نقتلهم |
Başka şehirlere de herhangi bir şekilde yardımcı olabilmek ve daha yükseğe çıkabilmek yapmak istediğimiz şey. | TED | وبهذه الطريقة يمكننا مساعدة مدن أخرى وذهابنا إلى حدود أعلى هو ما نريد القيام به. |
Hey! Üniversitedeyken, otuz yaşına gelmeden önce yapmak istediğimiz şeylerin bir listesini çıkarmıştık, hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر عندما كنّا في الكلية وعملنا قائمة بجميع الأشياء التي نرغب بعملها عندما نبلغ الثلاثين؟ |
yapmak istediğimiz en son şey ağaçları kesmek. | TED | آخر شيء نرغب بفعله هو قطع الأشجار. |
Aslında yeni tür işler çıkaracaklar, yapmak istediğimiz yeni görev türleri, makineleşmenin ihtiyaç duyduğumuzu bilmediğimiz pek çok şey ortaya çıkarması gibi ve şimdi onsuz yaşayamamız gibi. | TED | سيتولد عنها أنواع جديدة من الأعمال، أنواع جديدة من المهام التي نرغب بالقيام بها، كما أن المهام الميكانيكية نتج عنها أشياء جديدة لم نكن نعرف أننا بحاجة لها من قبل، والآن لا يمكننا العيش بدونها. |
Bizim de yapmak istediğimiz şey, bu atık kaynağını kullanmak ve onu bir çeşit yakıta dönüştürmek. Böylece insanlar bunu kömür gibi yemek pişirmede kolaylıkla kullanabilecekler. | TED | نحن أردنا أن نجد طريقة تقوم بتحويل هذه المهملات الى وقود يمكن الناس من استخدامه بسهولة بهدف الطهي, شيء ما يشبه الفحم. |
yapmak istediğimiz şey şuydu: Dünyadaki sesi öyle bir şeye dönüştürelim ki sağır birisi söylenenleri bir şekilde anlayabilsin. | TED | إليكم ما أردنا فعله: أردنا أن نبتكر جهازاً لتحويل الصوت الصادر بحيث يستطيع الأصم فهم ما يُقال. |
Aslında düşününce yapmak istediğimiz tam olarak da bu olabilir. | Open Subtitles | هناك الكثير مما أفكر به حول ذلك هي في الحقيقة قَدْ تَكُونُ بالضبط ما نود أن نقوم به. |
yapmak istediğimiz bu şablonlar arasındaki iletişimi, ya da oğlumun deneyimlediği konuşmaları anlamaya çalışmak ve böylece kelimelerin duyulduğu zamanın öğrenildiği zamanı ne şekilde etkilediğini öngörebilirmiyiz anlamak. bir diğer deyişle, kelimeler ve dünyada taşıdıkları anlam arasındaki ilişkiyi gözlemek. | TED | ما نود أن نفعله هو أن نفهم التفاعل بين هذه الأنماط و اللغة التي يتعرض لها ابني لنرى اذا كان بامكاننا التنبؤ بكيفية تأثير هيكل الكلمات عند سماعها على تعلمها -- أو بمعنى اخر، العلاقة بين الكلمات و معنى هذه الكلمات في الواقع. |
Ve eğer bu doğruysa, o zaman yapmak istediğimiz şey Yunanlılar'dan alınacak dört dersi gözden geçirmek olacak ve bir ders de bir Latin Amerikalıdan. | TED | وإذا كان هذا صحيحاً، ما نريد أن نفعله هو أننا نريد أن نتفحص الدروس الأربعة من الإغريق ودرسا واحدا من أمريكا اللاتينية. |
yapmak istediğimiz şey, her çeşit veriyi karıştırmak. | TED | ما نود فعله هو خلط جميع أنواع البيانات |
yapmak istediğimiz şey çeşitlilik sunmak. | TED | لكن ما نود فعله هو التنوع. |
Robert, yapmak istediğimiz şey bu mu? | Open Subtitles | روبرت , هل هذا ماكنا نتطلع اليه ؟ |
Bizilerin kim olduğu ve bunu nasıl yapmak istediğimiz... sadece kendi hislerimizle alakalı olmalı böyle olduğunda çok daha rahat ve çok daha doğal olacaktır. | Open Subtitles | ولأنك جعلتنا... نكتشف أنفسنا مع آخرين... وكيف نريد أن نفعل ذلك,... |
BU çok kötü, çünkü yapmak istediğimiz bir şey vardı. | Open Subtitles | ...ذلك سيء جداً، لأننا كنا نريد أن نفعل ذلك الشيء معه |
Burada gördüğünüz, bizim bir sonra yapmak istediğimiz. | TED | خطوتنا التالية .. هذا ما نريد القيام به لاحقا .. |
Gerçekten yapmak istediğimiz ise en yakın yıldıza ulaşmanın ne kadar zaman alacağını görmek. | Open Subtitles | ما نريد القيام به حقا هوالتعرف على ما يلزم للوصول إلى أقرب نجم. |
Sonuçta asıl yapmak istediğimiz şey, kendiliğinden düzen almanın nasıl proglamlandığını öğrenmek, böylece istediğimiz her şeyi oluşturmak, değil mi? | TED | ما نريد فعله حقاً في النهاية هو أن نتعلم كيفية برمجة التجميع الذاتي بحيث يمكننا بناء أي شئ، صحيح؟ |