Bu yüzden harekete geçmezsek, bugün bir şeyler yapmazsak, çok yakın bir zamanda, bazılarının tabiriyle zaman ayarlı tedavi bombasıyla yüzleşeceğiz. | TED | لذلك ما لم نتصرف ، ما لم نفعل شيئا اليوم فسنواجه في القريب العاجل ما أسماه البعض قنبلة الزمن بالنسبة للعلاج. |
Farkındaysan diğer trenle çarpışacağız. Bir şey yapmazsak hepimiz öleceğiz. | Open Subtitles | نحن فى طريقنا للتصادم إذا لم نفعل شيء، سوف نموت |
Hoş değil ama bir şey yapmazsak hafta sonuna kadar ölmüş olacaksın. | Open Subtitles | ليس أمراً جميلاً، لكن إن لم نفعل شيئاً فستموتين في نهاية الأسبوع |
Bugün bir değişiklik yapmazsak, yarın nasıl olur? | TED | لذلك ان لم نقم بالتغييرات اليوم مالذي سوف يبدو عليه الغد؟ |
Bir şey yapmazsak 60 gün içerisinde karaciğer yetersizliğinden ölecek. | Open Subtitles | إن لم نفعل شيئاً ستموت بانهيار الكبد خلال 60 يوم |
Hiçbir şey yapmazsak, önümüzdeki iki yıl içinde jiroskoplar ya da bataryalar kullanılmaz hale gelecek ve teleskop kontrolden çıkacak. | Open Subtitles | إن لم نفعل شيئاً فخلال سنتين من الأن إما أداة تحديد الإتجاه أو بطارياته ستتلف وسوف يسقط خارجاً عن السيطرة |
Tamam mı? Çünkü bunu yapmazsak, elimizde hiçbir şey olmayacak. | Open Subtitles | لاننا ان لم نفعل هذا، لن نحصل على شيء ابداً |
Hemen bir şeyler yapmazsak, o asteroit hepimizi tuzla buz edecek. | Open Subtitles | إذا لم نفعل شيئا قريبا، أن الكويكب سوف يدمر كل شيء. |
Bu olayları değiştirmek için bir şeyler yapmazsak gelecek, değişmez olacak. | Open Subtitles | ما لم نفعل شيئاً لتغيير مسار الأحداث هذا، سيغدو المستقبل حتمياً |
Bu hayvanları korumak için şimdi bir şey yapmazsak 10 yıldan daha az bir süre içinde soyları tükenebilir. | TED | وقد تنقرض.. خلال أقل من 10 أعوام.. إن لم نفعل شيئًا لحمايتها |
Eğer yapmazsak, bir gün korumak ve geliştirmekten sorumlu olacakları bu değerli şeylerin ne olduklarını anlamayacaklar. | TED | إذا لم نفعل ذلك، فإنهم لن يفهموا ما هذه الأشياء الثمينة في يوم ما سيكونون مسؤولون عن الحماية والتحسين. |
Eğer geç kalmadan bir şeyler yapmazsak, sağlık eşitsizliği artmaya devam edecek. | TED | وإذا لم نفعل شيئا ما قريبا، فإن فجوة الفوارق الصحية ستستمر في الاتساع. |
Bunu durdurmak için hiçbir şey yapmazsak 2040'a kadar Mısır'daki tüm sahalar yağmalanmış olacak. | TED | إن لم نفعل شيئًا لوقف هذه المشكلة، فكل المواقع المصرية سوف تتأثر بالنهب بحلول 2040. |
Eğer bunu yapmazsak, eğer ortada kolay yanıtlar olduğunu varsayarsak, herkesi uçurum kenarına sürüklüyoruz demektir. | TED | إذا لم نفعل ذلك، إذا تظاهرنا أن هناك أجوبة بسيطة فقط، فنحن نقود الجميع نحو حافة جرف شديد الانحدار. |
Bir şey yapmazsak milyonlarca kişi bununla başa çıkmayı öğrenirken büyük bir engelle karşılaşacak. | TED | إذا لم نفعل شيئًا حيال ذلك، ملايين منا سوف يصطدم بعقبة ونحن نتعلم كيفية التعامل مع هذا الذكاء. |
Eğer bunu yapmazsak, hakettiğimiz bir nesil elde edeceğiz. | TED | إذا لم نفعل ذلك, سنحصل على الجيل الذي نستحق |
Önlemek için bir şey yapmazsak, önümüzdeki 40 yıl içinde küresel çapta bir nörolojik hastalık salgınıyla karşı karşıya kalacağız. | TED | ما لم نفعل شئ لنتجنبه خلال الـ 40 عاما القادمه نحن مواجهون بوباء للامراض العصبيه علي مستوي العالم |
Eğer bunu yapmazsak, birilerinin geri dönüp bizim yerimize işi bitirmesi gerekir. | Open Subtitles | لو لم نقم بالأمر ، سيضطر أحدُ ما ليأت هنا و يقوم بذلك |
Biz yapmazsak yapacak birini bulacaktır. | Open Subtitles | إن لم نقم بفعل هذا، فسيجد أحد آخر يقوم بهذا |
Richard, eğer bunu yapmazsak hepimiz öleceğiz. | Open Subtitles | ريتشارد، إذا نحن لا نَعمَلُ هذا، كلنا سَنَمُوتُ. |
Eğer hemen bir şey yapmazsak yaralanabilirler ya da daha kötüsü olabilir. | Open Subtitles | وإذا لمْ نفعل شيئاً قريباً، فيُمكن أن يتأذيا أو أسوأ. |
Bir şey yapmazsak bulunduğumuz yerde golf parkuru olacak. | Open Subtitles | إذ لم نعمل شيئا سيكون هناك ملعب غولف حيث نحن نقف |
- Mona üşüttü. - Eğer bir sığınak yapmazsak hepimiz donacağız. | Open Subtitles | ـ إنها تشعر بالبرد ـ سنتجمد جميعاً إذا لم نجد ملجئاً |
Sorun şu ki eğer bu işi hemen yapmazsak gözünüzü kaybedebilirsiniz. | Open Subtitles | المشكل هو انك يمكن ان تفقد البصر نهائيا اذا لم نقم بذلك فورا. |
Hemen bir şey yapmazsak hepimiz donarak öleceğiz. Prens Hans. | Open Subtitles | إن لم نقم بشيء ما عمّا قريب، فسنتجمّد للأبد |
Eğer bu takası şimdi yapmazsak o adamların gerçekten bizim peşimize düşeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | أنصت، أعتقدنا ما لم ننفذ هذه الصفقة الآن فسيأتي أولئك الرجال للنيل منا. |