Bu burjuva öfkesi, biz birşey yaptığımızda hiç birşey söyleme. | Open Subtitles | هذا الغضب الرجوازي عندما نفعل أي شيء, نقول أي شي |
Yani kötü bir şey yaptığımızda, yapmak istediğimiz için yapıyoruz ya da yapmak zorunda olduğumuz için. | Open Subtitles | لذا, عندما نفعل امور سيءة هذا يعني اننا اردنا فعل تلك الامور السيئة او اضطرينا لفعلها |
Şimdi bunu gibi birçoğu var, çünkü 10 yıl kadar önce bunu yaptığımızda, oldukça ünlendi. | TED | وهناك الآن أكثر بكثير، لأنه بعد أن أجرينا هذا قبل 10 سنوات، صارت معروفة جدا. |
Bunu her yaptığımızda kelimin ortaya çıkmasından biraz sıkılmaya başladım. | Open Subtitles | أشعر بالضيق من خلعك للشعر في كل مرة نقوم بهذا |
Burada yaptığımızda nasıl parti olmuyor o zaman? | Open Subtitles | لماذا ليست حفلة عندما نفعلها هنا ؟ |
Bunu her yaptığımızda iyi olmuştu. | Open Subtitles | -لقد كان يبدو على ما يرام عندما قمنا بذلك |
Bu alım-satımı yaptığımızda bu sorunlar önemsizleşecek. | Open Subtitles | إن قمنا بهذه الصفقة لن تعود هذه المشاكل صعبة |
Bir şeyler yaptığımızda o beklentiler ile ne yapacağımızı etkin bir şekilde seçeriz. | TED | وعندما نفعل الأشياء، نختار دائمًا ما سنفعله مع هذه التوقعات. |
Onlara lider deriz, çünkü fedakârlık yapmayı seçerler ki birlikte olduğu insanlar güvende ve korunaklı olsun, o insanlar kazansın. Böyle yaptığımızda doğal tepki insanların da bizim için fedakârlık yapmaları olur. | TED | نسميهم قادة لأنهم يختارون أن يضحوا لكي ينعم موظفوهم بالأمان والحماية ولكي يستفيدوا، وحين نقوم بهذا، تكون النتيجة الطبيعية أن فريقنا سيضحي من أجلنا. |
Geçen yıl böyle yaptığımızda, yarım çuval fazla yünümüz olmuştu. | Open Subtitles | في العام الماضي عندما فعلنا هذا أصبح لدينا نصف كيس زائد |
Bağışlanmak için dua edelim, çünkü Tanrı yanlış şeyler yaptığımızda bizi affeder ne kadar günah işlersek işleyelim. | Open Subtitles | صلّي ليغفر الله لنا, لأن الله يغفر لنا عندما نفعل شيئاً خاطئاً حتى لو كان شيئاً ببشاعة مافعلناه |
Bunu yaptığımızda gerçekten istediğimiz için yaptığımızdan emin olalım. | Open Subtitles | أريد التأكد بأننا عندما نفعل هذا أن نرغب في فعل هذا |
Evet, biliyordum. Bunu her yaptığımızda anlatıyorsun çünkü. | Open Subtitles | أجل، أعرف ذلك لأنك دوماً تخبرني بذلك عندما نفعل هذا. |
Yanlış bir şey yaptığımızda kendimizi bu gözlerden saklanabileceğimize yargılanmayacağımıza inandırmaya ya da... | Open Subtitles | نحن نحاول أن نُقنع أنفسنا أن بإمكاننا الإختباء من تلك الأعين واننا عندما نفعل شيء خاطىء لن نُعاقب |
Ve bir kez yaptığımızda... her istediğimiz parmağımızın ucunda olacak. | Open Subtitles | و عندما نفعل ذلك... سيكون كلّ ما نريده رهن إشارتنا |
Bizi iyi hissettiren eylemleri yaptığımızda bu eylemleri tekrarlamak isteriz. | Open Subtitles | ...عندما نفعل أشياء تجعلنا نشعر أننا بخير نريد فعلها مجدداً... |
Genetik testi yaptığımızda kromozomsal anormallikleri olduklarını gördük. | Open Subtitles | , بمجرد ان أجرينا الاختبار الجيني وجد ان نسبة الكروموسومات غير طبيعية |
Kan testini yaptığımızda, hamile olduğunu gördük. | Open Subtitles | عندما أجرينا فحصاً لدمك, إتّضح أنّك حامل. |
Bunu her yaptığımızda ise bu süreci tekrar etmeyi öğreniriz ve bu alışkanlık haline gelir. | TED | وفي كل مرة نقوم بهذا، نتعلم لتكرار العملية وتصبح عادة. |
Yeniden yaptığımızda! | Open Subtitles | عندما نفعلها مرة ثانية! |
Belediye binasındaki mitingi yaptığımızda Ohio'da beş puan gerideydik. | Open Subtitles | كنّا متأخرين بخمس نقاط في (أوهايو) عندما قمنا بذلك الإجتماع في قاعة المدينة. |
Bunu yaptığımızda hastalık yok olacak. | Open Subtitles | إن قمنا بذلك , فينبغي أن يزول المرض |
Bunu, insancıl ve dikkatli bir şekilde yaptığımızda hapishaneler başarısız sosyal politika kovasından fazlası olabilir. | TED | وعندما نفعل ذلك بشكل مدروس وإنساني السجون تستطيع أن تكون أكثر من وعاء لفشل في السياسة الاجتماعية |
Ve bunu yaptığımızda, bireysel siyasetten öteye baktığımızda birlikte siyasete baktığımızda güzel ve beklentilerimizin karşıtı gerçekleri keşfedebiliriz: toplumlar, zayıflara baktıkları zaman güçlenir, fakirlere baktıkları zaman zenginleşir ve savunmasızlara baktığında savunmasını geliştirebilir. | TED | وحين نقوم بهذا، وحينما نتجاوز سياسات الأنا إلى سياساتنا جميعًا، سنكتشف تلك القصص الجميلة غير العادية: أن الأمة قوية حين تهتم بالضعيف، أنها تصبح غنية حين تهتم بالفقير، ستكون غير هشة حين تهتم بالطبقات الهشة |
(Alkış) Biz aslında hızını yarıya düşürdük, çünkü ilk yaptığımızda herkes çok korkmuştu. | TED | (تصفيق) ونحن في الواقع خفضنا سرعته بمقدار النصف، لأن الجميع كان خائفا جدا عندما فعلنا لأول مرة. |