Krallığın şanına yaptığın şeyi ne unuttuk ne de affettik. | Open Subtitles | لم ننسى او نسامحك على ما فعلته فى ذاتنا الملكية |
Ben oradayken her zaman yaptığın şeyi yap. Moe'nun yerine git. | Open Subtitles | يمكنك أن تفعل ما فعلته هناك , اذهب الى حانة مو |
Bak, bunun zor olduğunu biliyorum ama yaptığın şeyi takdir ediyorum. | Open Subtitles | اسمع ، أعلم ان هذا صعب ولكنني اقدر حقاً ما تفعله |
Bilirsin, yaptığın şeyi ilk keşfettiğim zaman, seni öldürecektim. | Open Subtitles | أتعلم,عندما اكتشفت بما فعلته كنت اريد قتلك أتعلم,عندما اكتشفت بما فعلته كنت اريد قتلك |
Eğer benim yaptığın şeyi bilseydim, kaçmazdım. | Open Subtitles | إن كنت أعلم ما فعلتيه من أجلى لم أكن لأرحل |
yaptığın şeyi fark ederse, bütün planının geri teper. | Open Subtitles | إذا كانت تدرك ما فعلت ، سيكون لديك خطة بأكملها تأتي بنتائج عكسية. |
Geldiğim yerdeki herkes yaptığın şeyi duydu. | Open Subtitles | كل واحد في المكان الذي جئت منه سمع بما فعلتيه |
Çok acayip... ama bugün benim için yaptığın şeyi yeni yeni kavramaya başlıyorum. | Open Subtitles | إنه جنون ولكني بدأت للتو استوعب ما فعلته من أجلي اليوم |
Kendi kızına yaptığın şeyi benim oğluma yapmadığına neden inanayım? | Open Subtitles | لمَ يجب عليَّ أن أصدقك بأنك لم تفعل بإبني ما فعلته بإبنتك |
-Çünkü bence bugün yaptığın şeyi yapmak için çok cesaret gerekir. | Open Subtitles | لأنني أعتقد أن الأمر يتطلب الكثير من الشجاعة لتفعل ما فعلته اليوم هنا |
O gün yaptığın şeyi yemin ederim, anneme ve babama söylemedim. | Open Subtitles | أيا ماكان ما فعلته ذلك اليوم ولكنى أقسمت ألا أخبر أمى و أبي |
Çünkü eski bir Burundi atasözü çok doğru: Bana sormadan benim için yaptığın şeyi, bana karşı yaparsın. | TED | لأن القول المأثور القديم لبوروندي هو صحيح: ما تفعله لي، بدون مشاركتي، فإنك تضرني به |
Bak, yaptığın şeyi niçin yaptığını anladım ama seni gerçekten seviyor. | Open Subtitles | . انظر , أفهم لماذا تفعل ما تفعله , لكنها تحبك حقاً |
Bence en iyi yaptığın şeyi yapmalısın. | Open Subtitles | لا.أعتقد أنه يجب عليك أن تفعل ما تفعله بصورة جيدة |
Erkek ol ve yaptığın şeyi kabul et. İşte bu kadar. Başka yolu yok. | Open Subtitles | تقدم وترجل واعترف بما فعلته هكذا فقط، ليس هنالك خيار آخر |
Ama yaptığın şeyi itiraf etmeden sana yardımcı olamam. | Open Subtitles | لكن لا أستطيع مساعدك حتى تعترف بما فعلته. |
yaptığın şeyi... hiç onaylamadım, Elizabeth, bir anlığına bile. | Open Subtitles | انا لا اضمن ان ما فعلتيه هو الصواب ولو لثانيه واحده |
Sen de yaptığın şeyi yapmaya mecbur değildin. | Open Subtitles | وأنتِ كذلك لم يتوجب عليكِ فعل ما فعلتيه. |
Dün yaptığın şeyi yok sayacağız. Böbreklerin ve kemiklerin üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. | Open Subtitles | باستبعاد ما فعلت بنفسك ليلة أمس نعود للكليتين و العظام |
Hadi ama. Senin çok iyi yaptığın şeyi yapıyor sadece. | Open Subtitles | هيّا، لقد قامت ببساطة بما تفعله أنتَ |
yaptığın şeyi kimsenin bilmesi gerekmez. Ben kimseye söylemem. | Open Subtitles | لا يتعيّن أن يعلم أحد بما فعلتِ لن أخبر أحدًا |
yaptığın şeyi itiraf edersen yaşamana izin veririm. | Open Subtitles | اعترف بما فعلت يا دايف وسأسمح لك بالحياة |
Dudaklarımdan öpme, canımı acıtıp acıtmadığını sorma, ve eğer parolayı duyarsan yaptığın şeyi hemen durdur. | Open Subtitles | لا تقبلني على الشفة لا تسألني إذا كنت تؤلمني وإذا سمعت كلمة السر توقف عما تفعله حالا |
Eğer yaptığın şeyi, yapmaya devam edersen, hastalık kapabilirsin, hamile kalabilirsin, rahim kanseri olma olasılığını arttırırsın. | Open Subtitles | , ألا و هو لو أنكِ تابعتِ ما تفعلينه , سوف تمرضين بمرض جنسي , و سوف تحملين و ستزيدين فرص الاصابة بسرطان عنق الرحم |
O şöyle dedi, "yaptığın şeyi seviyorum. Gelecek 6 ay hakkında konuşmak istiyorum." | TED | بدأ هو بالحديث: "أحب ما تقوم به. أريد التحدث عن الأشهر الستة القادمة." |
Ama tarih en çok en sonda yaptığın şeyi hatırlar. | Open Subtitles | ولكن التاريخ يتذكر دائما ما قمت به في النهاية |
Deborah, eğer yaptığın şeyi yapmayı bırakmazsan... kocanı kaybedeceksin. | Open Subtitles | سوف تفقدين زوجك إذا لم تكفّى عما تفعلينه |
Sanırım, yaptığın şeyi niye yaptığını anlıyorum. | Open Subtitles | أنظري,أعتقد أني أتفهم لماذا فعلتِ مافعلتيه |